Sen Bir Bahçıvansın ve Bilinçaltına Tohumlar Ekiyorsun / Joseph Murphy 2023 - 04
Tek bir zihnin var, ama zihnin iki farklı özelliğe sahip. Bu ikisi arasındaki sınır çizgisi bugün düşünen tüm erkek ve kadınlar tarafından çok iyi bilinmektedir. Zihninin iki işlevi esasen birbirinden farklıdır. Her biri ayrı ve farklı niteliklere ve güçlere sahiptir. Zihninin iki işlevini ayırt etmek için genellikle kullanılan isimlendirme şöyledir: Nesnel ve öznel zihin, bilinçli ve bilinçaltı zihin, uyanık ve uyuyan zihin, yüzeysel benlik ve derin benlik, istemli zihin ve istemsiz zihin, erkek ve dişi zihin ve daha pek çok terim. Ben zihninin ikili doğasını temsil etmek için "bilinçli" ve "bilinçaltı" terimlerini kullanırım.
Zihninin iki işlevini tanımanın mükemmel bir yolu, kendi zihnine bir bahçe olarak bakmaktır. Sen bir bahçıvansın ve alışılmış düşüncelerine dayanarak gün boyu bilinçaltına tohumlar (düşünceler) ekiyorsun. Bilinçaltına ne ekersen, bedeninde ve çevrende onu biçersin.
Şimdi huzur, mutluluk, doğru eylem, iyi niyet ve refah düşünceleri ekmeye başla. Bu nitelikler üzerinde sessizce ve ilgiyle düşün ve bunları bilinçli muhakeme zihninde tamamen kabul et. Bu harika tohumları (düşünceleri) zihninin bahçesine ekmeye devam et ve muhteşem bir hasat biçeceksin. Bilinçaltı zihnin, iyi ya da kötü her türlü tohumu yetiştirecek olan toprağa benzetilebilir. İnsanlar dikenlerden üzüm ya da devedikenlerinden incir toplar mı? Dolayısıyla her düşünce bir neden, her durum da bir sonuçtur. Bu nedenle, yalnızca arzu edilen koşulları ortaya çıkarmak için düşüncelerinin sorumluluğunu üstlenmen çok önemlidir.
Zihnin doğru düşündüğünde, gerçeği anladığında, bilinçaltında biriken düşünceler yapıcı, uyumlu ve barışçıl olduğunda, bilinçaltının sihirli çalışma gücü yanıt verecek ve uyumlu koşullar, hoş bir çevre ve her şeyin en iyisini getirecektir. Düşünce süreçlerini kontrol etmeye başladığında, bilinçaltının güçlerini herhangi bir soruna ya da zorluğa uygulayabilirsin. Başka bir deyişle, aslında her şeyi yöneten sonsuz güç ve her şeye gücü yeten ile bilinçli olarak işbirliği yapıyor olacaksın.
Nerede yaşarsan yaşa etrafına bak, insanlığın büyük çoğunluğunun dış dünyada yaşadığını fark edeceksin; daha aydınlanmış insanlar ise iç dünyayla yoğun bir şekilde ilgilenmektedir. Unutma, dış dünyanı inşa eden içindeki dünyadır, yani düşüncelerin, duyguların ve imgelerindir. Dolayısıyla, tek inşa etme yeteneği olan güç budur ve ifade dünyanda bulduğun her şey, bilinçli ya da bilinçsiz olarak zihninin iç dünyasında senin tarafından üretilmiştir.
Bilinçli ve bilinçaltı zihinlerinin etkileşimi hakkında bilgi sahibi olman tüm yaşamını dönüştürmeni sağlayacaktır. Dış koşulları değiştirmek için nedeni değiştirmelisin. Çoğu insan koşulları ve durumları, koşullar ve durumlarla çalışarak değiştirmeye çalışır. Uyumsuzluğu, kafa karışıklığını, eksikliği ve sınırlamayı ortadan kaldırmak için nedeni ortadan kaldırmalısın ve neden de bilinçli zihnini kullanma biçimindir. Başka bir deyişle, zihninde düşünme ve hayal etme şeklindir.
Sonsuz zenginliklerle dolu dipsiz bir denizde yaşıyorsun. Bilinçaltın düşüncelerine karşı çok hassastır. Düşüncelerin, bilinçaltının sonsuz zekâsının, bilgeliğinin, yaşamsal güçlerinin ve enerjilerinin içinden aktığı kalıbı ya da matrisi oluşturur. Zihninin yasalarını pratik olarak uygulaman, yoksulluk yerine bolluğu, batıl inanç ve cehalet yerine bilgeliği, acı yerine huzuru, üzüntü yerine sevinci, karanlık yerine ışığı, uyumsuzluk yerine uyumu, korku yerine inanç ve güveni, başarısızlık yerine başarıyı ve özgürlüğü deneyimlemene neden olacaktır. Kuşkusuz, zihinsel, duygusal ve maddi açıdan bunlardan daha harika bir nimet olamaz. Büyük bilim adamlarının, sanatçıların, şairlerin, şarkıcıların, yazarların ve mucitlerin çoğu bilinçli ve bilinçaltı zihinlerin işleyişi hakkında derin bir anlayışa sahiptir.
Büyük opera tenoru Caruso bir keresinde sahne korkusuna kapılmıştı. Yoğun korkunun neden olduğu spazmlar nedeniyle boğazının felç olduğunu ve bunun da boğaz kaslarını daralttığını söyledi. Yüzünden bolca ter akıyordu. Utanıyordu çünkü birkaç dakika içinde sahneye çıkması gerekiyordu ama yine de korku ve dehşetten titriyordu. "Bana gülecekler. Ben şarkı söyleyemem." diyordu. Sonra sahnenin arkasındakilerin huzurunda bağırdı: "Küçük Ben, içindeki Büyük Ben'i boğmak istiyor."
Küçük Ben'e "Git buradan, Büyük Ben benim aracılığımla şarkı söylemek istiyor" dedi. Büyük Ben derken bilinçaltının sınırsız gücünü ve bilgeliğini kastediyordu ve "Çık dışarı, çık dışarı, Büyük Ben şarkı söyleyecek!" diye bağırmaya başladı.
Bilinçaltı zihni, içindeki yaşamsal güçleri serbest bırakarak yanıt verdi.
Çağrı geldiğinde sahneye çıktı ve görkemli bir şekilde şarkı söyleyerek seyircileri büyüledi.
Caruso'nun zihnin iki seviyesini yani bilinçli veya rasyonel seviye ve bilinçaltı veya irrasyonel seviyesini anlamış olması gerektiği artık senin için aşikârdır. Bilinçaltı zihnin tepkiseldir ve düşüncelerinin doğasına göre tepki verir. Bilinçli zihnin (Küçük Ben) korku, endişe ve kaygıyla dolu olduğunda, bilinçaltında (Büyük Ben) ortaya çıkan olumsuz duygular serbest kalır ve bilinçli zihni panik, önsezi ve umutsuzluk duygusuyla doldurur. Bu olduğunda, Caruso gibi, derin zihninde oluşan mantıksız duygulara karşı olumlu bir şekilde ve derin bir otorite duygusuyla şu gibi konuşabilirsin: "Kıpırdama, sessiz ol, kontrol bende, bana itaat etmelisin, emrime tabisin, ait olmadığın yere izinsiz giremezsin."
Zihnine sessizlik, uyum ve huzur getiren derin benliğinin irrasyonel hareketine karşı nasıl otoriter ve inançlı bir şekilde konuşabildiğini gözlemlemek büyüleyici ve son derece ilginçtir. Bilinçaltı bilinçli zihne tabidir ve bu yüzden bilinç-altı ya da öznel olarak adlandırılır.