Seni Mutsuz Edecek Bir Neden Yok / Sadhguru Sesli Kitap
Mutlu ya da mutsuz olmak aslında senin seçimin. İnsanlar mutsuz olmayı seçiyorlar çünkü mutsuz olduklarında bir şeyler alacaklarını düşünüyorlar.
Mutsuz olduğunda, ne alırsan al, ne önemi var? Mutluysan, hiçbir şey almasan da ne önemi var? Bu bir felsefe değil, bu senin gerçek doğan. Tabiatın gereği mutlu olmak istersin. Bu sana vermeye çalıştığım bir öğreti değil - “Mutlu ol, mutlu ol, mutlu ol :)" Böyle olmaz... Her yaratılmış mutlu olmak ister. Yaptığın her şey, gerçekleştirdiğin her eylem bir şekilde mutluluk aramaktır.
Örneğin, neden insanlara hizmet etmek isteyesin? İnsanlara hizmet etmek sana mutluluk verir; bu yüzden. Birisi güzel giysiler giymek ister; birisi çok para kazanmak ister, çünkü bu onlara mutluluk verir. Bu gezegende her insan ne yaparsa yapsın, ne yaptığı önemli değil, hayatını birisine adasa bile, ona mutluluk verdiği için yapıyor. Mutluluk, hayatın temel amacıdır. Neden cennete gitmek istiyorsun? Çünkü cennete gidersen mutlu olacağını biliyorsun.
Yaptığın her şeyi yaptıktan sonra, eğer mutluluk olmuyorsa, bir yerlerde hayatın temelleri gözden kaçmış demektir. Çocukken çok mutluydun. Hiçbir şey yapmadan bile çok mutluydun. Sonra yol boyunca bir yerlerde, bunu kaybettin. Neden kaybettin? Çevrendeki birçok şeyle, bedeninle, zihninle derinden özdeşleştin. Zihnin olarak adlandırdığın şey aslında sadece çevrendeki sosyal durumlardan aldığın şeylerdir. Ne tür bir topluma maruz kaldığına bağlı olarak, edindiğin zihindir bu.
Şu anda zihnindeki her şey, dışarıdan aldığın bir şeydir. Bütün saçmalıklar seninle birlikte gelmedi; onu aldın ve onunla özdeşleştin. Onunla o kadar özdeşleştin ki, şimdi sana sefalet veriyor. İstediğin her türlü çöpü toplayabilirsin, her türlü sıkıntıyı çekmiş olabilirsin sorun değil. Onunla özdeşleşmediğin sürece sorun yok. Bu beden senin değil; onu dünyalık aldın. Ailenin sana verdiği küçücük bir bedenle doğdun. Ondan sonra bitkileri ve hayvanları yedin ve büyüdün. Onu dünyadan ödünç aldın; o senin değil. Bir süre kullanmalısın, bu yüzden tadını çıkar ve sonra gideceksin zaten. Ama onunla o kadar derinden özdeşleştin ki, bunun sen olduğunu düşünüyorsun. Acı çekmene şaşmamalı :). Tüm bu sefaletin temeli, kendini gerçek olmayana yerleştirmiş olmandır. Olmadığın şeyle derin bir şekilde özdeşleşiyorsun çünkü.
Maneviyatın tüm süreci, yalnızca olmadığın şeyle özdeşleşmeyi ortadan kaldırmaktır. Gerçekte ne olduğunu bilmediğin zaman, onu arayabilir misin? Eğer ararsan, sadece hayal gücün çılgına döner. "Ben kimim?" diye düşünmeye başlarsan, herkesin sana verecek başka başka cevapları vardır. Bu sayede sonsuz şartlanmalar ve hayal gücü vahşileşiyor işte. Yapabileceğin tek şey, o olmadığını anlamak ve o bedeni gerçek olan için kullanmaya başlamaktır. Her şey sona erdiğinde kalacak bir şey var. İşte buna vardığında, ÖZüne vardığında bu dünyada seni mutsuz edecek bir neden olmadığını göreceksin.