Header Ads

Yaşadıysan Eğer, Ölmeye Değer / Sadhguru Sesli Kitap



Korku, basitçe hayatın içinde yaşamadığın için, zihninde yaşıyor olmandır. Korkun her zaman bir sonraki adımda ne olacağıyla ilgilidir. Bu, korkunun her zaman var olmayan şeyle ilgili olduğu anlamına gelir. Korkun var olmayanla ilgiliyse, demek ki korkun yüzde yüz hayalidir. Var olmayanın acısını çekiyorsan, ben buna delilik diyorum. Ne yazık ki insanlar sosyal olarak kabul gören delilik seviyelerinde olabiliyorlar. Korkuyorsan veya var olmayan herhangi bir şey için acı çekiyorsan, bu delilik anlamına gelir, değil mi?

İnsanlar ya dün olanlardan ya da yarın olabileceklerden hep acı çekiyorlar. Demek ki acın her zaman var olmayan şeyle ilgili, çünkü sen gerçekte kök salmadığın için, her zaman zihnine kök salmışsın. Zihnin bir kısmı hafızadır, diğer kısmı hayal gücüdür. Aslında ikisi de tek yönden hayal gücüdür, çünkü ikisi de şu anda mevcut değil. Hayal gücünde kayboldun, işte korkunun temeli budur. Gerçekte kök salmış olsaydın, korku diye bir şey olmazdı.


Korkunun yaptığı şey, etrafına sınırlar koymasıdır. Her zaman güven oluşturmanın korkusudur bu. Sınırlar koyarsan ve yaşam alanınızı kısıtlarsan, güvende olabilirsin ancak sorun, hayattan bile güven içinde olmandır. Hayatın kendisinden korunuyorsun yani. Bu yaşamak değil.


Buraya hayatı deneyimlemek için mi yoksa hayattan kaçınmak için mi geldiğine karar vermelisin. Yaşamı deneyimlemeye geldiysen, ihtiyaç duyulan tek şey yoğunluktur, doluluktur. Eğer yoğunluğun yoksa, yetersiz bir hayat yaşarsın. Korkuyu kendini korumak için bir araç olarak kullandığın an, yoğunluğun azalacaktır. Düştüğün zaman, yaşamı deneyimleme yeteneğin kaybolur. Psikolojik bir vaka olursun. Aklında olan, tüm olacaklardır. Asla fantastik ve coşkulu bir şey yaşamayacaksın demektir çünkü korktuğunda, bırakma hissine sahip olmayacaksın. Şarkı söyleyemezsin, dans edemezsin, gülemezsin, ağlayamazsın, hayat olan, yaşamak olan hiçbir şeyi yapamazsın. Sadece oturup hayatın ve yaşamın tüm risklerinin üzüntüsünü duyabilirsin.


Dikkatlice bakarsan, korku neyle ilgili? Korkun asla olanlarla ilgili değil. Her zaman ne olabileceği ile ilgili. Her zaman gelecekle ilgili. Gelecek henüz gerçekleşmedi. Henüz olmadı. Bu, var olmadığı anlamına gelir. Öyleyse, korkmak, var olmayan şeyler için acı çektirdiğin anlamına gelir. Var olmayan bir şey için acı çeksen, sana aklı başında mı yoksa deli mi demeliyim? Tek rahatın şu: "herkes senin gibi." Çoğunluğa sahipsiniz! Ama bu yine de bunu doğru yapmaz çünkü var olmayan şeyler için acı çekiyorsunuz.


Korku, hayatın bir ürünü değildir. Korku, halüsinasyonlu bir zihnin ürünüdür. Gerçek bile değil, sürekli geçmişi yiyip geleceğe salgılayan zihninde kök saldığın için var olmayan şeyler için acı çekiyorsun. Aslında gelecek hakkında hiçbir şey bilmiyorsun. Sadece geçmişten bir parça alıyorsun, ona makyaj yapıyorsun ve bunun gelecek olduğunu düşünüyorsun.


En fazla öleceksin, daha fazlası değil :). En azından ölmeden önce yaşa çünkü her halükârda öleceksin.


Yarını planlayabilirsin ama yarında yaşayamazsın. Ama şu anda insanlar yarında yaşıyor ve bu yüzden korkuları var. Bununla ilgili yapabileceğin tek şey, gerçeğe inmektir. Sadece şu anda burada olana yanıt verirsen ve var olmayan bir şeyi hayal etmezsen, korkuya yer yoktur. Halüsinasyon bittiğinde korku nerede var olabilir? Var olmayan bir şeyi hayal etmeyeceksin, şu anda var olana cevap vereceksin.


Lütfen ona dikkatlice bak, sonuçta ne olabilir ki? En fazla öleceksin, daha fazlası değil. Bunu kendimiz için dilemiyoruz tabii ki :). Uzun yıllar yaşamayı planlıyoruz ama olabilir, değil mi? Hayatta gerçekten hiçbir güvenlik yok. Bu sadece, bu hayatı ne kadar zarif ve ne kadar özgür yaşadığının bir sorusudur. Yaşadıysan eğer, ölmeye değer. Aksi takdirde hayat da pişmanlık olur, ölüm de pişmanlık olur.

Blogger tarafından desteklenmektedir.