Kun Fe Yekun / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 21
İnsan olarak bizi diğer canlılardan ayıran çok önemli ve etkili bir ayrıcalığımız var. Beyinlerimiz ve sinir ağımız. Kafamızın içinde bir beynimiz var. Kalbimizin çevresinde ve karnımızda da kendi içinde bir beyin gibi çalışabilen yoğunlaşmış iki sinir ağımız daha var. Ve tüm vücudumuzu saran muazzam bir sinir sistemimiz...
Her ne düşünüyor ve hissediyorsak hepsinin nörotransmitter, nöropeptit ve hormon olarak bir karşılığı ve sonucu mevcut. Bu sayede soyut olan her anlamın deneyimsel bir neticesi bedenimizde karşılık bulabiliyor. Ve bu sinir sistemimiz ile çok etkili bir elektrik ve manyetik salınımlar yapabiliyoruz. Aynı şekilde çevreden gelen dalgalanmaları da algılayıp deneyimleyebiliyoruz. Daha önce duyduğunu düşündüğüm alıcı ve verici bir anten gibi çalışmamızı sağlayan ve bunu fiziksel olarak tecrübe edebilmemizi sağlayan, sahip olduğumuz bu sinir sistemi.
Gördüğün üzere bu beden çok ama çok işimize yarayan bir şey. Tüm deneyimimiz bu beden sayesinde bir gerçekliğe dönüşebiliyor. İşte bu işleyişteki en büyük aracımız ise bilinç... Bilincimiz sayesinde bu işleyişi yönlendirebiliyor, kanalize edebiliyor ve odaklayabiliyoruz.
Enerji bağlamında düşündüğümüzde kainatın tümünden ayrı bir tarafımız yoktur aslında. Hepimiz BİRliğin içinde sonsuz bağlantılar ile birbirine bağlı ve etkileşimli bir bütünüz. Bu da Kuantum Sonsuz Olasılıklar Alanı ile bağlantılı olduğumuzun bir göstergesidir. Ama burada dikkat edilmesi gereken "Olasılıklar" kelimesidir. Tüm ihtimaller an itibari ile mevcuttur fakat hangisini deneyim olarak fiziksel realitimizde tecrübe edeceğimiz bilincimiz ile mümkün olmaktadır.
Biraz karışık geldiğinin farkındayım ama aslen kuantum fizik, mekanik ya da düşünce dediğimizde zaten ilk anlamamız gereken şey hiçbir şey bilmediğimizdir :). Kuantum üzerine konuşuyorsak herhangi bir netlik, kesinlik ve sınır unsurundan bahsedemeyeceğiz demektir. Ne zaman ki bu belirsizliklerden, olasılıklardan biri deneyim haline dönüşürse, o zaman fizik olur, madde olur, olay olur, tecrübe olur. Aslında bunun Türkçesi de "Sen bilmezsin Allah bilir"dir.
İşte tam da buradan hareketle bu sonsuzluk ve belirsizlikler arasından bir neticenin tezahür etmesi için bir iradenin olması gerektiği kendini belli eder. Ve tam da bu sebeple Kuantum Sonsuz Olasılıklar Alanı aslında "Kun Fe Yekun"dur.
Peki "Kun Fe Yekun" ne demektir? Hemen hepimiz "Ol der ve Olur" diye ezbere bildiğimiz bu üç kelime içinde "demek" fiili yoktur. Demek fiili "kun fe yekun" den önce gelen kelimelerden biridir. "Kun" kelimesi OL emir fiilidir. "Fe" kelimesi yani, böylece, böylelikle gibi anlamlardaki bağlaç. "Yekun" ise Olur demek. Dolayısı ile Kun Fe Yekun = Ol yani Olur... demektir.
Burada dikkatini çekmek istediğim şey şu, "Ol der ve olur" ya da "Ol der ve hemen oluverir" şeklinde anlatıldığı zaman çoğunlukla önce OL denmesi sonrasında Olma fiilinin geçekleşmesi gibi zamansal bir sıralama akla geliyor. Ama aslında "Ol -bir bakmışsın- zaten olmuş" şeklinde zaman ve sebep-sonuç bağlamından bağımsız bir anlatım, en başından beri anlatmaya çalıştığımız kuantum sonsuz olasılıklar alanı ile daha uyumlu bir yaklaşımdır. Böylece bir şeyin olması için öncesinde Allah'ın başka bir şey yapmış olması gerekir gibi bir yanlış anlaşılma da ortadan kalkmış olur.
Biraz kafanı karıştırdıysam özür dilerim. Burada asıl anlamanı istediğim şey: Evet, bir kuantum sonsuz olasılıklar alanı var ve bu alan içinde her ihtimal var olarak mevcut. Bu da aslında her şeyin mümkün olduğunun bir göstergesi ki bu iyi haber. Kun Fe Yekun ise, bu sonsuz ihtimaller arasından bir tanesinin "tezahür" haline gelmesi, fiziksel gerçeklik olarak deneyimimize dahil olması Allah'ın iradesi ile gerçekleştiğini gösteriyor. Yani daha önce de konuştuğumuz gibi, özgür bir irade ile seçimlerimizi yaparız ama "an"da fiillerin yaratıcısı Allah'tır.
Olumsuz bir düşünce yapısı ile biz ne yaparsak yapalım kaderimiz üzerinde bir söz hakkımız yokmuş gibi algılanabilir ama aslında bu birincisinden de iyi bir haberdir. Yoldaki izleri iyi takip etmek lazım.
Bir sonraki konuşmamızda bize rağmen bizi bizden çok seven Rabb'imin nasıl buna bizi dahil ettiğini konuşalım.