Header Ads

Niyet Ettim Niyet Eyledim / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 22


Fillerin yaratıcısının Allah olduğunu anladık diye düşünüyorum. Tüm fiil olasılıklarının sonsuz, sınırsız ve kusursuz bir biçimde O'nun ilminde mevcut olduğunu da kavradık. Bu kesin bilgi olarak kabul edildiyse, bunu içselleştirebildiysen müjde şu cümlede saklı: "Ben kulumun zannı üzereyim."

Evet, "an"da fiili O yaratacak ama senin zannına göre. Bu güzel bir haber çünkü senin isteklerine ve arzularına göre bir gerçeklik yaratılacağının müjdesi. Burada dikkat etmen gereken "kulumun söyledikleri üzere" denmiyor "zannı üzere" deniyor. Hani olumlamalar işe yaramıyor diye dert yanıyorsun ya, işte bu yüzden. 

"Ben süperim", "ben şahaneyim", "ben böyleyim, şöyleyim" diye tekrarlayıp duruyorsun belki ama içindeki zan "olur mu ki?", "peki nasıl olacak?", "başarabilecek miyim?" gibi binbir şüphe ile dolu. 

Sonra bana şöyle bir soru geliyor: "Neden benim başıma bunlar geliyor, ben Donald Trump'tan da mı kötü biriyim?" :)... Amca zengin malum, kıyaslamada buna göre. Şöyle anlatayım. Donald Trump'ın hayat hikayesine baktığında defalarca, bir rivayete göre altı bir rivayete göre sekiz defa iflas ettiği ve her seferinde tekrar milyar dolarlık, buraya dikkat milyon değil milyar dolarlık, bir servet ile geri döndüğü görülebilir. Yani Donald tekrar kazanacağına ve eskisi gibi, en azından eskisi gibi, servete sahip olacağına öylesine tam ve bütün bir inanca sahip ki, milyon dolara hiç düşmemiş bile. 

Daha net ve sert bir söylem ile, Donald'ın milyarcıklarına olan inancı, bunu çok üzülerek söylüyorum, bizim Rabb'imizin istediğimizi vereceğine dair olan inancımızdan çok daha kuvvetli.

Konumuza geri dönelim. Peki bu zan dediğimiz nedir? Zan kendisini nasıl ortaya çıkarır? İşte aradığımı iz ve bu aslında çok iyi bildiğin bir şey: Niyet. Niyet etmek senin başına gelecekler için ilk adımı atman demektir. Sonucun nereye varacağına dair tercih yaptığın ilk yol ayrımıdır. Ama farkındaysan hedef demiyorum, niyet diyorum.

Buradaki ayrım iyi yapılamadığı için hedeflerinin esiri olmuş, hedeflerine saplantılı bir hale gelerek tüm süreçleri kendilerine zehir etmiş insanlarla dolu çevremiz. Niyet şudur, İstanbul'dan Ankara'ya gitmek için otobüs bileti almaktır. O biletin kendisi niyettir işte. O bileti alırsın ve sırayla yapman gerekenleri o bilete göre yaparsın. Biletin üzerinde yazan saate göre otobüs terminalinde bulunursun, bilette yazan peronu bulursun, bilette numarası ya da plakası yazan otobüse binersin, kalkış saatini beklersin, burası önemli: beklersin, otobüsün güzergahına göre yola çıkarsın, otobüsün durması gereken yerlerde sen de durursun, tekrar kalkmasına kadar beklersin, buraya tekrar dikkat lütfen: beklersin, bunun gibi bir çok unsuru niyetin doğrultusunda takip eder ve inmen gereken yerde inersin. Bu niyetinin gerçekleştiği andır, yerdir ve hedeftir. Yolu seven çok güzel bir yolculuk yapmış ve niyeti neticesinde hedefine ulaşmıştır. Selametle :)...

Bir de şöylesi vardır: Ankara'ya gitmem şart, hedefim Ankara!... :)... Bu arkadaş gece uyumaz, sabah otobüsü kaçırırım da Ankara'ya gidemem diye. Terminale vaktinden çok önce gider çünkü belki otobüs erken kalkar ise Ankara'ya gidemem diye korkar. Biletin üzerinde her türlü bilgi yazmasına rağmen, önüne gelen herkese sorar, peron nerede, otobüs nerede, saat kaç acaba? Bu da yetmez koltuğuna oturana kadar üç defa numarayı kontrol eder ve yeni binen yolculara da sorar, bu Ankara otobüsü değil mi diye. Şoförü bir süzer, uykulu mu uykusuz mu? Yolu izler sürekli bir sorun var mı? Hiç durmadan saati kontrol eder, vaktinde yetişebilecek mi? Molalarda otobüsün yanından ayrılmaz, kaçırmasınlar otobüsü diye :)... Sonunda varır Ankara'ya, hedefine ulaşmıştır. Eziyetle :)... 

Belki her zaman olmaz, bu eziyet hedefe ulaşmayı mümkün kılar, ama genelde tekerleği patlayan otobüsler, kaçırılan otobüsler, kaza yapan otobüsler hep bu ikinci arkadaşı bulur nedense :).

Niyetinin iyi olması, iyilikten yana olması, teslimiyet içinde olması kuantum olasılıklar alanından bir çok güzelliğin organize olmasına sebebiyet verir. Sen niyet edersin, Rabb'ine güvenirsin, O da sana bir çok kolaylık ve ummadığın güzellikler ile cevap verir. İşte nasip dediğin de budur zaten. Niyetinin kalitesi de teslimiyetin ile doğru orantılıdır. 

Yarın da teslimiyetin iki unsurunu konuşalım istersen?

Blogger tarafından desteklenmektedir.