Sana Nurdan Entariler Yaraşır Dua İçin Hazırlık / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 27
Öncelikle belirtmekte fayda var, buna dikkat edeceğini biliyorum tabii ki ama ben yol arkadaşın olarak uyarmak sorumluluğunu yerine getirmek adına söylüyorum, suyu lütfen çok açma. Sen müslümansın, israf giysisi sana yakışmaz. Sana yakışan nurdan entarilerdir, şimdi onu giyinme vaktidir.
Önce euzu besmele ile başla... Evet, o bi' gitsin lütfen. Zaten tüm gün bütün kötücüllüğü ile fırsat kollamakta. Nereden çıkacağını, hangi sinsi fırsatı değerlendirerek aklımıza sızacağına dikkat etmekle uğraşıyoruz zaten. Ama şimdi en sevgili için hazırlanırken bi' gitsin. İlk yaratıldığımız günden beri bizi kıskanan, kıskançlığı ile kendini de bizi de yakan o lanetlenmiş ve kovulmuş şeytan bi' gitsin.
Şimdi niyet et: "Niyet ettim Allah'ım senin rızan için abdestimi almaya." Evet, "Allah'ım" de, "senin rızan için" de. Öyle dümdüz "Allah rızası için" deme. Tanımadığın bir şeyi işaret eder gibi yapma. Bi' yabancıyı söyler gibi yapma. Ezberden söyler gibi söyleme. İnsan sevdiğini sahiplenmez mi? Sevdiğine "canım" diyorsun, "hayatım" diyorsun, evladına "bebeğim" diyorsun, "paşam, prensesim" diyorsun da en büyük aşkına mı yabancılık çekiyorsun sen? Sen bir ömür, bin kere, milyon kere, milyar kere "Allah'ım" de, O sana bir kerecik "Kulum" desin... Ondan sonra isterse hiç kimsecikler hiçbir şey demesin. Ne gam!
Niyetinden sonra şimdi devam et, ama niyetine de devam et.
Önce ellerini yıka üç defa. Parmak uçlarından aralarına ve tüm bileklerin ile birlikte. Niyetin şöyle devam etsin: "Rabb'im... Bu eller günlük meşguliyet içerisinde neler neler yapıyor? Bazen harama uzanıyor, çokça gereksiz menfaatlere ve hep dünyalığa. Sana açmaya, sana uzanmaya, sana dönmeye layık değil belki ama senden başka da kimsem mi var benim? Sen nurunla ellerimi ve ellerimin kirlerini arındır. Senin ışığın ile parlasın ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altından seslenildiğinde, cevabı bilen öğrenci sevinci ile kaldırabileyim ben bu elleri. Sen temizle ki senin yolunda senin hizmetinde ve iyilik için kullanayım ellerimi."
Şimdi üç kere ağzını yıka. Acele etmeden, tüm içi ile ve sıçratmadan. Niyetin şöyle devam etsin: "Benim sesimin de kelimelerimin de kifayetsiz kaldığı güzel Allah'ım... Bu ağzım, seni anmayı bıraktığı gibi neler konuşuyor neler söylüyor... Yalan da var, şikayet desen bol bol... Dedikodusu, yargılaması, gıybeti bitmiyor. Senin adını yakıştıramıyorum ben buna ama senden olmayan, sen olmayan bir şey mi var onu da bilmiyorum. Sen nurunla temizle ki kirlerinden arınsın. Senin nurunla dolsun ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altından seslenildiğinde, kalabalıklar arasında öz abisini bulmuş bir çocuk gibi, güven içinde, gururla ve yüksek bir sesle, 'buradayım' diyebileyim. Sen temizle ki senin yolunda senin hizmetinde ve iyilik için konuşsun bu dilim."
Şimdi de üç defa burnuna su ver. Yine acele etmeden ve birbirine karıştırmadan, sıçratmadan. Niyetin şöyle devam etsin: "Benim nefesimin sahibi, nefesimin ta kendisi canım Allah'ım... Aldığım her nefeste sen geliyorsun biliyorum, her nefeste sen varsın. Ama ben bu nefeslerin hakkını veremiyorum, çoğunu boşa ve yalan dünyaya harcıyorum. Kıymetsiz kokuların peşinden sürükleniyor, lüzumsuz kokuları takip ediyorum. Ama senden başka nefes yok alacak, senden başka yok hayat verecek. Sen nefesinle doldur ki kirlerinden arınsın. Senin nurunla temizlensin ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altındaki dostunun gül kokusunu takip edebileyim. Sen temizle ki senin yolunda ve senin hizmetinde ve iyilik için olsun her soluğum."
Sırada yüzün var, üç kere yıka. Tüm saç diplerin ıslanacak ve çenenin altı boynuna kadar. Niyetin şöyle devam etsin: "Yüzüne bakmaya yüzüm olmayan İlahi... Ne bu iki gözüm, ne alnımdaki idrak gözüm her şeyde seni görmeyi beceremiyor. Harama bakmaya gelince fel fecir okuyor, dönmeye gelince gereksiz her yöne dönüyor da bir seni göremiyor. Sen nurunla yıka, temizle ki birazcık yüzüm olsun sana karşı. Sen nurunla temizle ki, o gün geldiğinde yüz milyarlar arasında yeşil sancağı görebileyim, yönümü doğru istikamete dönebileyim. Sen temizle ki senin yolunda ve senin hizmetinde ve iyilik için açık olsun gözlerim."
Ve kollarını yıka üç defa. Önce sağ, sonra sol kolun dirsekleriyle beraber. Niyetin şöyle devam etsin: "Gücü mutlak, kudreti ilahi olan Rabb'im... Bu kolların girmediği delik, uzanmadığı menfaat kalmıyor dünyalık için. Ne yüklerin altına giriyor, ne ağırlıkları kaldırıyor da senin için o kadar yorulmuyor. Sen ışığınla parlat kollarımı, sen azametinle güç ver onlara. Sen kuvvetlendir ki senin için yorulsun artık. Sen nurunla temizle ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altından seslenildiğinde yol arkadaşımın koluna girebileyim, kol kola, dirsek dirseğe birleşebilelim yol üzre. Sen temizle ki senin yolunda ve senin hizmetinde ve iyilik için taşısın ne kadar taşınacak varsa kollarım."
Başın, kulakların ve ensende sıra. Alnından ensene kadar ve ensenden alnına kadar başın, kulaklarının içi ve arkası ve ardından ortadan dışlara doğru ensen. Niyetin şöyle devam etsin: "Duyulmaya ve anlaşılmaya en değer, tek değer Allah'ım... Bu kulaklar bunca gürültünün içinde seni duymayı beceremiyor, bu kafam bu idrakim seni hakkıyla anlamaya yetmiyor, beceremiyor. Sen benim şuurumu artır, idrakimi nurunla temizle ki, seni anlayabileyim artık. Sen temizle ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altından seslenildiğinde duyabileyim o mübarek sesi. Ensesi parlak bir yol arkadaşımı ardı sıra takip edeyim de varabileyim kardeşlerimin yanına. Sen temizle ki senin yolunda ve senin hizmetinde ve iyilik için duysun bu kulaklarım."
Son kez ayaklarını yıka üçer defa. Önce sağ sonra sol, parmak uçların ve araları, topuk ile birlikte tüm bilekleriyle. Niyetin şöyle devam etsin: "Yolumun tek sahibi ve yolun sonundaki tek gayem, sultanım... Bu ayaklar doğru yolu ancak senin ile öğrenebilir, dosdoğru yol ancak senin yolundur. Sen dünyalık kirlerinden arındır bu ayaklarımı, nurunla temizle ki dosdoğru yoldan çıkmasın bu ayaklar. Sen lütfunla güç ver ki, o gün geldiğinde, yeşil sancak altından seslenildiğinde, en hızlı adımlar ile varabileyim dostlarının yanına. Sen temizle ki senin yolunda ve senin hizmetinde ve iyilik için olsun tüm adımlarım."
Yıkadığın uzuvların pırıl pırıl şimdi. Son bir şey kaldı. Kelime-i Şahadet getir ki tümden parla bir nur topu gibi: "Eşhedu en La İlahe İllAllah ve eşhedu enne Muhammeden Abduhu ve Rasuluhu..."
İşte olumlama böyle yapılır :). Yapıldı mı da günde 5 defa yapılır ve her gün en az beş defa yapıldığında bunu kabul etmeyecek, sindirmeyecek bir bilinçaltı yoktur.
Ve işte şimdi tertemizsin, işte şimdi ilk doğduğun gibisin, işte şimdi nurdan entarinin içinde çok ama çok güzelsin. Sevgiliyle buluşmaya layık haldesin. Ama eli boş gidilir mi sevgili ile buluşmaya, bir hediye lazım değil mi?
Bence şart ve eminim ki O da buna çok memnun olacaktır.