Çile ve Aşk Eşittir Derviş / Tapduk Emre 04
...
Yunus hasta, yatağındadır.
...
Tapduk Emre :
Hele çeksin biraz, Mikel Efendi. Çeksin... Çile çekilmeyecek bir şey olsaydı, Hz. İsa çeker miydi? Çektirir miydi? Aşık olmak isteyen talip, önce makam-ı İsa'ya varacak. Tokat atana gül... Tokat atana öteki yanağını da döne.
Aşık dediğin dövene elsiz, sövene dilsiz...
Öyleyse İsevi olmak değil de nedir ya tabibim Mikel Efendi? Musa ile Tur'a çıkacak, İsa ile çile çekecek, Muhammed Mustafa (s.a.v.) ile Taif'te taşa tutulacak. Hem öyle sıcak döşeğimde ağrısız yatayım, hem ide göğün yedi kat üstüne tırmanayım. Nasıl olacak o vakit tabip efendi? Aşk da yok...
Merdiven nerede o vakit? Hele bi' göster; ne dayayacaksın o yedi kat göğe ağmak için? Ama bu işler birbirini tamam ede ede. Ne buyurur İncil'de Allah, Hz. İsa hakkında: "Ben geçersiz kılmaya değil, tamam eylemeye geldim." Ha, öyle yazmaz mı İncil'de tabip efendi?
Tabip Mikel Efendi : Yazar canım efendim, yazar.
Tapduk Emre :
Ya, neyi tamamlar o vakit? Tur'a çıkan Musa'nın getirdiğini tamamlar. E, o vakit kendinden öncekini tamam eyleyen, kendinden sonraki tarafından da tamam edilir. E, o halde zincirin son halkası Muhammed Mustafa (s.a.v.)'dır.
Dervişin yolu da Musa'dan İsa'ya, İsa'dan Muhammed Mustafa (s.a.v.)'ya. E, canım derviş kendi yapmadı ya o yolu. Yolu yapan var, yolda yürüyen var Mikel Efendi.
Biz kendini tamam edememiş günahkar kuluz tabip efendi. Biz kim, dava çığıralım?
Biz dava için değil, Hakk sevgisi için geldik.
E, dersen ki; Hakk'a davet yok mudur? Vardır elbet, vardır. Amma,
davet söz ile değil hal iledir.
O hal ki kulağı sağıra da görünür, gözü köre de.