Allah Bize Yeter / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 32
Ben belirsizliği ne kadar sana övsem de içeride bir yerlerde bu belirsizliğin seni korkuttuğunu biliyorum. Çünkü benim bahsettiğim belirsizlik aslında sonsuzluk demek olsa da sen bunu hala "ya istediğim gibi olmazsa?" diye yorumluyorsun.
Peki ben sonsuz olasılıklar arasında mutlaka senin umduğundan, planladığından veya hesapladığından daha iyi ve güzel bir olasılık vardır demeye çalışırken senin içinde neden hala korkular kıpırdanıyor? Çünkü güvenmiyorsun.
Belirsizliğin bilgeliği Rabb'ine güvenmekten geçer. Ama bu konuda ne yazık ki çok başarılı ve tatminkar değiliz. Çünkü bir şeylerin belli olması, belirli olması demek bize göre hala maddi unsurlara bağlı olan güvenimizden geliyor. Fizik yasalarına olan güvenimiz dahilinde bir belirli olma inancına sahibiz. Maddeden kurtaramıyoruz kendimizi.
Bağımsız olamayışımızın, özgür olamayışımızın nedeni tam olarak da bu. Maddeye olan bağımlılığımız bizi güvende hissettiriyor gibi olsa da aslında elimizi kolumuzu bağlayan bu bağımlılığın ta kendisi.
Evladımız bir şey istese "inşaAllah" diyemiyoruz, hemen kalem kağıdı ya da hesap makinesini elimize alıyor, hesap kitap yapıyor ona göre cevap veriyoruz. Arkadaşımız borç istese "hallederiz Allah'ın izniyle" diyemiyoruz, ödemeleri, taksitleri, genel giderleri falan düşünmeye başlıyoruz. Eşimiz bir şey istese "neden olmasın, Rabb'im açar bir kapı" diyemiyoruz, bu ay şu var olmaz, bu ay bu var yapamayız erteleyelim demeye başlıyoruz.
Öncelikle şunu aklına yaz, kafana kazı, ağzına alıştır: "Gördüğün, görmediğin, bildiğin, bilmediğin, aklına gelen ne varsa her tür zenginliğin, bolluğun ve bereketin kaynağı, her şeyde olduğu gibi Allah'tır." Belirsizliğin özgürlüğü de öncelikle Canım Allah'ıma olan şüphesiz inancın ve güveninden gelebilir ancak.
Burada biz bizeyiz, bir hatırla bakalım, hayatında kaç defa bir şeyin olması için zorladın zorladın da olmadı, en son "tamam ne olacaksa olsun" deyip bıraktın da birdenbire hiç beklemediğin bir biçimde kendiliğinden halloldu? Hepimizin hayatında böylesine benzer bir çok örnek ve işaret var. Yoldaki izleri takip et diye tekrarlamamın sebebi bu.
Hayatında kaç defa bir şeyi zorladın, zorladın ama sen ne kadar zorladıysan olmadı. Bırakmadın da ısrar ettin, binbir dereden su getirdin, sonunda zorla oldurdun ama olduğunda da bin pişman oldun? Keşke olmasaydı dedin? Böyle de bir çok hatıran var değil mi? Halbuki oldurmayarak ne kadar çok şey anlatmak istemişti Rabb'im sana.
Şeytan ve nefsin, bu belirsizliğe teslim olman konusunda çok zorlayacak, buna hazırlıklı ol. Bir çok korku gelecek, hep hesap kitap yapmaya yöneltecek, sürekli sebeplere bağlanmanı isteyecek. Korkularını aştın diyelim endişeler başlayacak. "Tamam yaptım ama ya olmazsa" demeye başlayacaksın. Bunu aşsan bile, elinden geleni yapsan bile vesvese bu defa çaban üzerinden gelecek: "Acaba elinden geleni yaptın mı? Şunu şöyle mi yapsaydın? Bunu da yapabilir miydin? Yeterli mi?" :)... Bunlara kanma lütfen. Farkındaysan her birisi güvensizlik cümleleri. Belki biraz zoruna gidebilir ama dost acı söyler: "Seni parmağında oynatıyorlar... Ve bu haline çok gülüyorlar" :)...
Bak, sınav örneğinden anlatayım, sen bunu tüm dileklerine uygulayabilirsin:
Eğer belirsizliğin özgürlüğünde olursan, sadece elinden geleni yapmaya odaklanırsan liste şu şekilde: Çalışılması gereken şu kadar ders VAR. Dersler de ise şu kadar konu VAR. Önümde şu kadar zaman VAR. Dolayısı ile günlük çalışmam gereken şu kadar başlık VAR. Yardım alabileceğim şu kaynak VAR. Yararlanabileceğim şu kitap VAR. Sorabileceğim şu kadar arkadaşım VAR.
Eğer sonuca odaklanırsan, liste şu şekilde: Almam gereken puan şu ama henüz o puan YOK. Bu bölüme kayıt yaptırmam gerekiyor ama henüz elimde belgem YOK. Şu kadar net yapmam lazım ama henüz sınav olmadığı için o kadar netim de YOK. Sınav yapıldıktan sonra bölümün puanı ya da tercih edilebilirlik sırası değişebilir ama henüz sınav olmadığı için böyle bir bilgi de YOK. Bazı başka üniversitelerde aynı bölüm açılabilir belki ama henüz böyle bir açıklama da YOK.
Sanırım anlatmak istediğimi anladın. Hangi konuda olursa olsun, sonuca odaklandığında YOK, YOK diye diye elde edeceğin tek şey YOKluk, yoksulluk, eksiklik, endişe ve korku. Ama şimdiye, yapman gerekene, yani yola sahip çıkarsan seni götüreceği şey VARlık, zenginlik, bolluk ve bereket, neşe ve mutluluk.
Buna izin verme, sana bunları yapmalarına izin verme. Sen buna izin verdiğin için o üç çubuklu ayakkabıyı alman gerektiğini sanıyorsun, o ayakkabı da eskiyecek, sen kendini eskitme şunlara. Buna izin verdiğin için o elmalı telefonun olması gerektiğini sanıyorsun, o telefon da bozulacak kendini bozdurtma şunlara. Buna izin verdiğin için ne isterlerse satıyorlar sana, her satılan tüketilir kendini tüketme bunların uğruna.
Her ne için yola çıkıyorsan çık, önce şunu söyle: "Allah bize yeter." Dervişin fikri neyse zikri odur. Madem dervişlik ise derdimiz, cümleyi tersten ele alalım. Önce zikrimiz bu olsun, fikrimize yerleşsin de derviş olalım inşaAllah.