Header Ads

Varoluş ve Farkındalık Düşünceyi Aşan Bir Bilinç Halidir / Eckhart Tolle Türkçe 37


Var olma dediğim şey, bunun için farkındalık gibi başka kelimeler de var, düşünmeyi aşan, bir bilinç halidir. Çoğu zaman kafanızda konuşmayı asla bırakmayan bir sesin varlığını fark etmiş olmalısın. Kafadaki ses dediğim şey, alışılagelmiş düşünce işleyişindir. Birçok insan için, kendi kendine konuşma olan kafadaki ses, çoğunlukla tatsızdır, çünkü bir çok insan için kendi kendine konuşma büyük ölçüde olumsuz olma eğilimindedir. 

Aslında dünyadaki milyonlarca insan kendi zihinleri tarafından, kafalarındaki kendi kendine konuşmalar ile işkence görüyor. Tabii ki bunun nedeni zihinlerinin şartlandırılması. Fakat kafadaki sesle o kadar özdeşleşmişlerdir ki, kafada bir ses olduğunu anlayabilecekleri yerin ötesinde bir yer olmadığını bile bilmezler çünkü kafalarındaki sesle özdeşleştiklerinde, kendileri kafanın içindeki ses olurlar.

Var olma, kafanın içinde ses olduğunun farkına varabileceğiniz bir bilinç boyutunun ortaya çıkmasıdır. Bu farkındalık düşünmenin üstündedir. Kendi zihninin gözlemcisi olabileceğin bir bilinç alanıdır. Düşünce işleyişinin arkasındaki farkındalıktır. Ve insanların kendi içlerindeki boyutu keşfetmeleri olağanüstü derecede önemlidir. Aslında, bence, kendi içlerindeki o koşulsuz, bilinç boyutunu keşfetmek insanlığın evriminde bir sonraki adımdır. Ve bu inanılmaz bir değişimdir.

Tüm eski spirituel öğretmenler zaten bu olasılığı işaret etmişlerdi. Buda'dan İsa'ya ve bunun gibiler... Fakat şimdiye kadar, sadece çok az insan o bilinç aşamasını gerçekten deneyimleyebildi ve bu bilinç halini somutlaştırabildi. 

Şimdiye kadar ya da çok yakın bir zamana kadar, insanlar için bu yeni bilince ulaşmanın bir lüks olduğu söylenebilir. Ancak şu anda bulunduğumuz dünya durumu o kadar kritik ki, kollektif olarak o kadar çok sorunla karşı karşıyayız ki, varoluşun yükselişi olan insan bilincinin dönüşümü artık bir lüks değil. İnsanlığın hayatta kalması için bir gereklilik.

Karşılaştığımız sorunların, tür olarak karşılaştığımız sorunların hepsi değilse de çoğu aslında kendi zihnimiz tarafından üretiliyor. İnsanlar tarafından yaratılan felaketler dışında, tüm sorunlar doğal afet veya herhangi benzer bir şey değildir. Benim eski bilinç diye adlandırdığım olağan insan bilincinde bir delilik ve işlevsel bozukluk diyebileceğim unsurlar var. Oldukça gereksiz bir biçimde ve çok fazla miktarda ıstırap yarattı ve eski öğretmenler buna çoktan değinmişlerdi. Budha, acı çekmenin insanlık hali olduğunu söylemişti. Ve İsa, içimizde Cennetin Krallığını bulmamız gerektiğini, kurtuluşa ihtiyacımızın olduğunu dile getirdi. 

Fakat şimdilerde pek çok insan, hala azınlıkta olduğunu söyleyebilirim ama artık böyle çok daha fazla insan var. Ve bu yeni bilinç seviyesine geçmeye ve varoluşu yaşamlarının bir parçası yapmaya hazırlar. Bu sebeple, bir çok insanın önünde son derece sıralı ve seviyeli bir dönüşüm var. Az sayıda bir kısım insan için, kökten ve ani bir değişim var. Birçoğunun işlevsiz olduğundan bahsettiğim düşünmenin kesintisiz akışıyla özdeşleşmenin bilinç durumundan, varoluş ya da farkındalık alanı olan içindeki başka bir bilinç boyutunun olasılığını ve gerçekliğini keşfetmeye geçiş. Ve oradan kendi düşünce süreçlerini gözlemleyebilirsin. Ve artık şartlanmış zihinde tamamen özdeşleşmiş halde sıkışıp kalmazsın. Bu sanırım hayatındaki en önemli şey, bu değişimden geçmek. 

Ve çok da zor değil. Böyle bir şeyin mümkün olduğu bile ne yazık ki henüz bilinmiyor, ana akım kültürde genel bir bilgi olarak yer almıyor. 

Var olmanın yükselişi, şimdi olması gereken bir şeydir. İnsanlar buna hazır. Sen buna hazırsın. Ve bu yeni bilinç aşaması içinde yavaş yavaş oluşurken, hayatındaki olaylara tepki verme şeklindeki değişiklikleri, diğer insanlar ile ilişki kurma şeklindeki değişiklikleri  fark etmeye başlayacaksın ve bunların hepsi daha iyiye yönelik değişikliklerdir. Örneğin, önceden sana önemli miktarda acı ve ıstıraba mal olan, ama artık sizde o acı veya ıstıraba neden olacak güce sahip olmayan durumlar bulacaksın.

Ayrıca şaşırtıcı gerçekler de keşfedeceksin. Bunu kendi içinde deneyimsel olarak keşfedeceksin. Bu söylediklerimi, hayatında karşılaştığın durumların farkına vararak doğrulayabilir ve bu durumlarda nasıl ve ne zaman mutsuz olduğunu, hangi biçimde mutsuz olduğunu gözlemle, mutsuzluğun pek çok biçimi vardır, iritasyon küçük bir mutsuzluk biçimidir. İritasyon, öfke, kızgınlık, pek çok çeşit mutsuzluk var. Kendine acıma ve benzerleri...Hayatındaki mutsuzluğun büyük ölçüde gerçek durumdan çok, aslında zihnindeki düşünce süreçlerinden kaynaklandığının farkına varırsın. Çoğu durumda, kendini içinde bulunduğun durumdan dolayı değil, zihninin sana durum hakkında söylediklerinden dolayı mutsuz hissedersin.

Sık sık bu örneği veririm: Havaalanında ya da bir süper markette sıraya giriyorsun ama sıra hareket etmiyor, bir tür gecikme var. Çünkü insanlar verimli değil ve çok yavaşlar. İşte böyle bir durumda insanlar çok kolay öfkelenir. İrite olur ve üzülür. Bu ufacık bir örnek sadece. Böyle bir durumdan ötürü üzüldüklerine inanırlar. Aslında, buradaki mutsuzluğun kökenin daha yakından baksalar, orada sıraya girdikleri için mutsuz olmadıklarını anlayacaklardır. Mutsuzlardır, çünkü zihinleri orada sıraya girmenin iyi bir durum olmadığını söyler. Her türlü şeyi söyleyebilir. İşte o kafadaki ses yorum yapmaya başlar. 

Farkında olabilseydin, o durumda mevcut olsa idin, zihninin sana ne dediğinin farkına varırdın. Ve yine eğer o durumda mevcut olabilseydin, ve bunun gibi daha pek çok durumda, hatta ciddi sayılabilecek durumlarda bile, eğer gerçekten o durumda mevcut olabilseydin, deneyimlediğin mutsuzluğun aslında zihninde ortaya çıktığını görürdün. Neticede bu, kendi içinde bulunduğun durumdan kaynaklanmaz. Bunu keşfettiğinde, özgürlük ihtimalin devreye girer. Seçim şansın var, şu iki birini seçebilirsin, bunları düşünmeye ve mutsuz olmaya devam etmek mi istiyorum yoksa bu durumdaki mutsuzluktan kurtulmayı mı tercih ederim? Ve sonra, varoluş daha güçlü bir şekilde ortaya çıkar ve birdenbire o anı olduğu gibi kabul edersin. Çünkü yapabileceğin bir şey yoktur. O anı deneyimleme şeklinde tam bir değişim gerçekleşir. Mutsuzluk yükünden kurtulursun. Bu örnek, aslında varoluşun hayatını nasıl değiştirebileceğinin sadece küçük bir örneğidir. 

Tabii, ilişkilerden bahsetmek gerekirse, artık insanları devamlı olarak, koşullanmış zihin aracılığı ile yargılamadığında, diğer insanlarla ilişki kurma şeklinde birçok değişiklik yaşarsın. Sana, bu hayatta başına gelebilecek en önemli şeyin, yaşamında bu değişikliği yapman olduğunu, böylece artık yetişme tarzın, çocukluğunun nasıl geçtiği ve diğer birçok etkinin aracılığıyla koşullandırılmış olan zihninin şartlanmasının insafına kalmamanı öneriyorum. Böylece zihnin şartlanmasının insafına kalmak yerine, ki bunun özgürlükle hiç alakası yok, birdenbire, zihninin şartlanmasını aşma ve gerçekten bağımsız olma ihtimalin açığa çıkar. Çeşitli manevi geleneklerde "kurtuluş" terimi bazen bu amaçla kullanılır. 

Özgür olmak ve kurtulmak... Neyden peki? Nihayet kendi zihninden... Sonra ise, zihnini ve düşünme kabiliyetini çok daha etkili bir biçimde kullanabilirsin. Artık zihnin tarafından kullanılmıyorsun, olan budur. Ama sen zihnini kullanmaya devam ediyorsun :). Bu bu çok büyük bir fark. 

Sonuç olarak düşünmediğin kesintisiz düşünce akışı ile özdeşleştiğinde, sende düşünme olur, bunu fark etmezsin bile. Onunla özdeşleşirsin ve düşündüğünü sanırsın, ama bu yalnızca içinde düşünen koşullu zihindir ve ona bir benlik vermişsindir. Ama Buddha'nın uzun zaman önce işaret ettiği gibi, bunda aslında bir benlik yoktur. Böylece, bir düşünce akışı ile kendini tanımlamadan bir geçiş vardır. Bunu keşfettiğinde, içinde bunu sık sık keşfeden bir düşünce akışı vardır, gerçekliği belirli bir biçimde yorumlayarak, kendin ve diğerleri için ıstırap üretirsin. Ve sonra ise, ondan kurtulabileceğinin farkına varıp az önce bahsettiğim basit durum örneğine dönersek: Havaalanında veya süpermarkette sırada bekliyorsun, keyfin kaçıyor. Duruma işlevsiz bir zihinsel yorumlama eklemeyerek, o anda gerçekten mutsuz olmaktan kurtulabileceğini keşfediyorsun. İşte durum tam anlamıyla böyledir. Gerçekten kendini çok iyi hissedersin. Bu çok basit bir örnek, ama keşfedeceğin gibi, varoluş hayatının tüm alanlarını etkiler.

Eğer neden bahsettiğimi anlıyorsan ve kulağa hoş geliyor ve evet, bu çok ilginç diyorsan, bu, bilincindeki bu dönüşüme yüksek ihtimal ile hazır olduğun anlamna gelir. Ama, neden bahsettiğim hakkında ufacık bir fikrin yoksa ve sana çok saçma görünüyorsa, bu da henüz tam olarak hazır olmadığın anlamına gelir. Ben de seni hazır olman gerektiğine ikna etmeye çalışacağım. Ayrıca, hazır olmak için önce biraz daha acı çekmen gerektiği anlamına gelir. Bu yüzden bir kaç yıl sonra tekrar görüşürüz :)... 

Blogger tarafından desteklenmektedir.