Para, Davet Edildiği Yere Gider, Hoş Karşılandığı Yerde Kalır / Bob Proctor Türkçe 27
Kazanmak için neden çok çalışmamız gerektiğini düşündüğünü hiç kendine sordun mu? Emek ister, yıllarca emek ister, çalışmak, çalışmak, çalışmak ve sürekli mücadele... Bu iyi bir bilgi değil. Aslında, bu bir yalan. Dur ve uzun zamandır gerçekten çok çalışan tanıdığın bazı insanları hatırla ve onları düşün. Ömrü boyunca her gün ama her gün işe gidip durmuş ama hala yaşamak için bir yere kira verenler var mı içlerinde? Peki hiç çalışmasına gerek kalmayacak kadar finansal özgürlüğe kavuşmuş olan var mı?
Çok çalışma fikri gerçekten aptalca. Gerçekten aptalca.
Bir talep bulman, bir ihtiyaç bulman ve onu doldurman, karşılaman gerekiyor. Kazanmak istiyorsan, belirli başarı ilkelerini izlemelisin.
Bak, aslında bir kağıt olan değer ölçütüne biz para diyoruz. Ama para aslında bir fikirdir. Davet edildiği yere gider ve hoş karşılandığı yerde kalır.
Bunun için çok çalışman gerektiği fikri doğru değil. En çok çalışan insanlardan bazıları en az kazananlardır. Şunu, bir düşün. Genç şarkıcı Taylor Swift'in geçen yılllarda en yüksek ücretli sahneye sahip olduğunu okudum. Kesinlikle sevdiği şeyi yapıyor, onun için bu zor bir iş değil. Çok iyi kazanıyor ve kesinlikle sevdiği şeyi yapıyor.
Çok çalışman gerektiği fikri aptalca. Yaptığın işi sevdiğinde, bir daha asla çalışmış sayılmayacaksın. Benim iş diye bahsettiğim şey ise yaptığın ama hoşlanmadığın ve yapmak istemediğin bir şey. Ve bu yüzden çok fazla enerji gerektiriyor.
Şimdi, bunu bir süre düşün. Sana söylüyorum ve neden bahsettiğimi biliyorum. Bilmediğim çok şey var ama bu onlardan biri değil, bunu biliyorum.
Yetişkin hayatım boyunca hep bu konuyu inceledim, benim işim bu. Ve çok mutsuz ve çok parasız olmayı da çok mutlu ve çok zengin olmayı da tecrübe ettim. Sophie Tucker'ın dediği gibi, "Zengin de oldum, fakir de... Zengin daha iyi :)."
-------------------
Sercan'ın Notu:
Bob Proctor'un bu çevirisinde elediğim yerler var. Örneğin; "Şu andaki işini bırak ve sevdiğin şeyi yap. Garanti ediyorum" falan gibi iddialı laflar ediyor :). Bu konuda da haklı olduğunu düşünmekle birlikte bunun biraz tuzu kuru bir söylem olduğunun da farkındayım. Çünkü maddi refahı veya finansal özgürlüğü konusunda çaba içinde bulunan arkadaşlarımın, her ne kadar olumlu düşünmeye çalışsalar da tabanda az da olsa endişe, korku ve kaygı barındırdıklarını biliyorum. Dolayısı ile teslim olamamış bir ruhun elinden bir de finansal imkanlarını aldığımızda sonuçlar pek de tatlı olmuyor, tecrübe ile sabit. Ha, ben her türlü sıkıntıya razıyım, an itibari ile sorumluluğunu aldığım kimse yok, tüm çileyi en baştan çekmeye, tek başıma göğüslemeye hazırım diyorsan, hemen sevdiğin işi yapmak adına yolculuğuna başlayabilirsin. Ama kendine ve / veya sevdiklerine dair finansal bir sorumluluğun var ise, ve bunun içinde az da olsa kaygı barınıyorsa ucuz kahramanlıklara gerek yok :). Finansal özgürlüğü kazanmak için yine en sakin yol, ücretli çalışmanın rahatlığını ve sağlamlığını kullanmaktır. Ama kullanacaksan tabii ki. Bu rahatlığa alışıp ömrünün sonuna kadar da çalışmanı da istemem açıkçası. Aslında bana sorarsan, ücretli çalışmanın amacı, ücretli çalışmamanın yolunu bulmaktır :). Başlangıç noktası ve itici güç olarak bir faaliyet gelirinin olması büyük bir avantaj sağlayabilir. Birden fazla gelir kaynağı oluşturmak için de, belki biraz yavaş ama, en yakın seçenek yine faaliyet gelirini kullanmaktır. Bob Proctor çok heyecanlı bir adamdı ama benim tavsiyem yine her zamanki gibi, her gün bir adım, hiç durmadan, hep ileri...
-------------------