Header Ads

Seninle Aynı Odadaki Gorile Ne Verirsin? Cevap: Ne İsterse :) / John Assaraf Türkçe 02


Geçmişte kendinden emin hissettiğin veya belki de şu anda kendini iyi hissettiğin zamanları kolayca hatırlayabilirsin. Her iki durumda da, bu güveni daha derinden hisset ve ayrıca gurur duyduğun şeylerin, büyük veya küçük olsun, başardığın şeylerin daha da net resimlerini elde edeceksin.

Ama kendini sıkışmış hissettiğin zamanları da düşünebileceğine bahse girerim. Araştırma yaptığın, kitap okuduğun, motivasyon seminerlerine katıldığın, ancak ne kadar çok çalışırsan çalış, mevcut gelirinde, işinde, sağlığında, ilişkilerinde, ruhsal gelişimin veya diğer hedeflerinde ciddi kazanımlar elde edemediğin zamanlar...  Elbette, yeni hedefler belirlemeye devam edeceksin - hatta onları onayla, görselleştir, onlara yönelik niyetler belirle - ama yine de onlara ulaşamadın.

Neden olmadığının ilk kısmını biliyoruz: Beynin, alışkanlık haline gelen sinirsel kalıplar inşa ederek seni güvende ve konfor bölgende tutmak için gelişti. Bu alışılmış düşünce ve duygusal kalıplar, sahip olduğun yaşam üzerinde büyük bir etki oluşturuyor.

İki "Beyin" Hikayesi

Beyninin verimli olmak için kullandığı alışılmış kalıpların bir başka ayırt edici özelliği daha vardır: Bunlar, farkındalık seviyenin altında çalışırlar. Bunlar bilinçdışı veya bilinçaltı dediğimiz şeydir ve çok önemli bir gerçeği ortaya çıkarırlar:

Bir değil iki "beynin" var.

Tabii ki fiziksel anlamda iki beyin değil, ancak sinirbilim, beyninin bir bölümünün rasyonel, mantıklı, bilinçli zihnin olduğunu, diğer alanların çoğunluğunun ise büyük ölçüde limbik, eski, bilinçaltı zihnin tarafından kontrol edilen çok daha derin duygusal ve alışılmış bir şekilde çalıştığını göstermiştir. 

  • Bilinçli beynin Süper Yavaş iken Bilinçaltı beynin Işık Hızında çalışır.
  • Bilinçli beynin Kavramsal iken Bilinçaltı beynin Algısal davranır. 
  • Bilinçli beynin Düşünceler ve Hisler ile hareket ederken Bilinçaltı beynin İçgüdüler ve Duygular ile hareket eder.
  • Bilinçli beynin Planlı ve Kasıtlı yaklaşırken Bilinçaltı beynin Alışıldık yaklaşır.
  • Bilinçli beynin Açık ve Net iken Bilinçaltı beynin Üstü Kapalı bir yapıdadır.

Bilinç/bilinçaltı ayrımı, değişimin neden bu kadar zor olduğunu açıklıyor. Örneğin, bilinçli olarak daha yakın ilişkilere sahip olmak isteyebilirsin, ancak bilinçaltında kendini reddedilmiş hissetmekten korumaya demir atmış olursun. Ya da benzer şekilde, bilinçli olarak kilo vermek istiyor, ancak bilinçaltında daha zayıf olsan bile sevilmediğini hissedeceğinden korkuyor olabilirsin, o halde neden uğraşasın ki?

Sorun da burada yatıyor: Hedeflerini bilinçli olarak seçebilsen de, düşüncelerin genellikle gizli duygu ve içgüdülerinle çatışır. Hedefleri bilinçli olarak belirleyebilirsin, ancak bilinçaltı işlemlerin, alışkanlıkların ve eski şartlanmaların sana karşı çalışıyorsa, değişim imkansız değilse de zorlaşır.

400 Kiloluk Goril ile Tanış

Sadece iki farklı beyne sahip olmakla kalmıyorsun, aynı zamanda eşit de değiller. Her şeyden önce, beyninde olup bitenlerin neredeyse tamamı bilinçaltına kaydedilir. Doğru. Şu anda beyninde devam eden aktivitenin büyük çoğunluğu, farkındalık seviyenin altında gerçekleşiyor. 

İlk başta biraz endişe verici. Bilinçli zihnimizin sorumlu olduğunu düşünmeyi severiz. Gemimizin kaptanı olduğumuzu ve zihnimiz ve bedenimiz onlara bilinçli olarak söylediğimizi yapıyor diye düşünürüz. Beynimizin kalp atışını sürdürmeye, ciğerlerimizin nefes almasını sağlamaya ve genel olarak sistemi açık tutmaya yardımcı olacak bazı otopilot sistemlerine sahip olduğunu kimse tartışamaz, ancak gerçekten kasıtlı, rasyonel, mantıklı bilinçli benliğimizle kontrolün bizde olduğuna inanmak istiyoruz.

Ama gerçek, tam tersi. Bilinç/bilinçaltı oranın, bilinçli beyin faaliyetinin yüzeyin üzerindeki küçük parça olduğu ve bilinçaltının ise okyanusun derinliklerine batan bir buzdağı olduğu gibidir. Bu görüntüye bazı rakamlar vermek gerekirse, çoğu sinirbilimci arasındaki genel fikir birliği, beyninde olup bitenlerin yalnızca yüzde üç ila beşinin bilinçli farkındalık düzeyinde gerçekleştiğidir. Diğer yüzde 95 ila 97, altlarda gizli olan enginde gerçekleşir.

Dengesizlik bununla da bitmiyor. Bilinçaltı beynin şimşek hızında çalışıyor. Bilinçli beynin daha farkına bile varmadan çok önce potansiyel bir tehdidi algılayabilir ve tepki verebilir. Bu da ona zihninde bir tür VIP statüsü verir.

Tümüyle, bu, bilinçaltı beynini odadaki 400 kiloluk atasözü gorili gibi yapar. Bilmeyenler için tekrarlayayım; Seninle aynı odadaki 400 kiloluk bir gorile ne verirsin? Cevap: Ne isterse. :)...

Bu durumda gorilin her şeyden çok istediği şey tutarlılık denen şeydir. Yarın da bunu konuşalım.

Blogger tarafından desteklenmektedir.