Header Ads

Çocuklar İçin Rakı / Frekanslar Hakkında Her Şey 21


Alkolün zararlarını konuşmaya gerek var mı sence? Her şekilde kötü ve yasak değil mi? İnançlı olmak da burada bir ayrıştırıcı değil çünkü alkol her şekilde zararlı ve bunu kabul etmeyecek kimse yoktur.

Bunu herkes bilir. Kalp atışların düzensizleşir, damarların genişler, oto kontrol mekanizmanı kaybedersin. Bunu herkes bilir ama sarhoş olmanın verdiği keyif bu bildiklerini insanlara göz ardı ettirebilir. Popüler tabir ile "hangover" amiyane tabir ile "akşamdan kalma" olarak uyandığında aklın başına gelir. 

Sarhoş olmanın sebebi alkolün beyindeki etkisi. Ama alkolün sadece ve hatta en fazla %10'u beyin ile etkileşirken kalan kısmı karaciğer ile muhataptır. Dolayııs ile alkol tüketimi karaciğerin başta olmak üzere büyük sağlık sorunlarına yol açabilir.

Peki şöyle bir ürün olsaydı: Alkol gibi bize kendimizi iyi hissettirecek ama sarhoş etmeyecek. Akşamdan kalma olmayacak, hala tüm işinize gücünüze devam etmeni sağlayacak, hatta çocuklara bile satılabilecek. Neden olmasın ki, sarhoş etmiyor sonuçta, hiçbir sorun yok, çocuklar kendisini iyi hissetmesin mi? Kulağa hiç hoş gelmiyor değil mi?

Çok üzücü ama böyle bir madde var zaten. Aynı şekilde karaciğerde işlenen ve senin yaşaman için hiç mi hiç gerekli olmayan, ve ne yazık ki çocuklarında tükettiği bir madde. Şeker...

Çocuklar için rakı ürettim desem ortalık ayağa kalkar ama kola, meyve suları, tüm gazlı içecekler, şekerlemeler, dondurma, aklına daha ne gelirse hepsi çocuklara, hem de sadece 18 yaş altı değil, ilkokul çağındaki çocuklara gayet açık bir şekilde satılmıyor mu?

Şeker zehirdir. Basbayağı karaciğer zehiridir. Ve ekmek dediğin şey de paketlenmiş şekerdir. Sen ekmek ya da şeker tükettiğinde bunun %80'i hücrelerde işlenirken %20'si karaciğere gider. İşlenir, glikojen yani enerji depoları dolduktan sonra artan kısmı "yeni yağ yapımı" denen bir sürece girer. Karaciğer bu yağı bünyesinde istemediği için başka bir yağ türevine çevirir ve yağ depolarına gönderir. İşte seni şişmanlatan ve kalp hastalıklarına yol açan yağ budur. 

Alkolden tek farkı alkolün %80'i karaciğerde işlenirken ve bu 4 kat daha zor bir işlemken şekerin %20'si karaciğerde işlenir. 

Şimdi piyasa ürünlerindeki şekere biraz daha detaylı bakalım. Şeker = Glikoz + Fruktoz. Aynı etanol yani içki gibi fruktoz da bedenin için gerekli bir şey değildir. Yabancı bir madde gibi muamele görür. İşte fruktoz da artık her şeyiyle yani %100'ü karaciğere gönderilen bir süreç ile karşı karşıyayız. Fakat bu kez glikojen olarak depolanamayan bir şeker var ne yazık ki. Bu defa tüm yağ karaciğerden atılamaz ve karaciğer yağlanması başlar. Alkol içmeden bir "kola göbeği" sahibi ve alkol almadan bir "karaciğer yağlanması" sahibisindir. Ve çok gariptir ki gün içerisinde alman gereken kalori miktarını aşmasan bile, hazır gıdalar ile beslendiğinde yine bu iç organ, karaciğer yağlanması, kalp hastalığı riski ve kola göbeği gelişir. Az da yese çok da yese neden herkes obezite mağduru şimdi anlamış olmalısın. 

Fruktoz meyve şekeri, o zaman meyve de mi yemeyelim diye düşünebilirsin. İçin rahat olsun meyvelerdeki lif miktarı şekerin problem olmasını engeller. Lifler emilim oranını düşürür ve karaciğerin kendisine gelen şeker ile çok kolay baş edebilir. Ayrıca lifler seni tok tutar. Meyve suyu içme, meyve ye. Ardı ardına 4 meyve yiyemezsin belki ya da yesen bile belli bir süre alacaktır ama bir bardak meyve suyu içtiğinde daha fazla meyvenin şekerini tek seferde karaciğerine yüklersin. Liflerin kolaylaştırıcı etkisi olmadan hem de. 

Kahvaltıda bir bardak meyve suyu içtiğin zaman sağlıklı beslendiğini sanma. İş yerinde bir günaydın kahvesi içtiğinde az bir şey yaptığını sanma. Öğle öğününü küçük bir atıştırmalık ve yoğurt ile geçiştirdiğinde sağlığına dikkat ettiğini sanma. Akşam yediğin az soslu makarna ile kalori cetveline sığınma. O meyve suyu da, o atıştırmalık da, o yoğurt da, o sos da, o makarna da birer şeker bombası.

Yok tam buğday imiş, yok kepekli imiş, yok bu beyaz değilmiş... Ekmek şekerin dik alası. Dev bir şeker topu. Glisemik indeks diye hep duyduğun o sayı ekmek için çok yüksek. Bu da şekerin emilimi o kadar çok yüksek demek. Sindirildiği anda hepsi aynı şeker. Bir şekerlemedeki şekeri emdiğin hızda ekmekteki şekeri de emiyorsun. 

Bu ürünlerden birini ağzına attığında dilindeki tat reseptörlerinden şeker algılayıcı olanlar hemen beyin sapına sinyal gönderir. Beyin sapında bu sinyali serebral kortekse iletir ki tatların ayrımının yapıldığı kısımdır. Serebral korteksinde bir çok dopamin reseptörü de bulunmaktadır ve buradaki elektriklenme ödül hormonunun salgılanmasını tetikler. İşte şimdi bir ısırık daha, bir yudum daha istiyorsun. Alkol ve uyuşturucunun da etkilediği kısım aynı bu kısımdır ve işlem aynı bu işlemdir. Alkol ve uyuşturucuda bu çok güçlü ve kısa bir sürede gerçekleşirken şeker de az bir miktar gerçekleşir. Ama senin bu şeker tüketimini tüm gün ve her gün sürekli tekrarlaman aynı şekilde bağımlı olman demektir. Şimdi neden çocuklar için rakı dediğimi anlamış olman lazım.

Bu dopamin etkileşimi lifli gıdalarda, yani sebzelerde çok azdır. O yüzden her gün üst üste aynı sebze yemeğini yemek istemezsin. Bu da çok iyi bir şeydir bu sayede çeşitli sebzelerden beslenir ve bedeninin ihtiyacı olan bir çok mineral ve vitamini alabilirsin. Hatta bu dopamin etkileşimi brokolide sıfırdır. Şimdi çocukların neden brokoliden haz etmedikleri daha net anlaşılmıştır umarım. Ama sen aynı ketçaplı makarnayı, aynı soslu tavuğu, aynı kıymalı pideyi her gün yiyebilirsin. Hatta iki öğün üst üste bile yiyebilirsin. Çünkü artık bağımlısındır ve onu yediğinde ne hissedeceğini bedenin çok iyi bilir. Ödül istemektedir. Başka türlü mutlu olmak mümkün değildir. Dopamin ve daha fazla dopamin diye kendini paralamaktadır. İşte tam da bu sebepten, taze fasulye çok güzel kokar, çok da seversin ama fasulye ile birlikte ekmek yemezsen doymazsın.

Şimdi sen bundan utanmıyor musun? O paketlenmiş gıdaları satanlar seninle nasıl da oynuyor? O şöyle fırfırlı ekmek böyle filanlı ekmek diye aynı şeker topunu sana 5 katı fiyata satanlar seninle nasıl da dalga geçiyor? Bu dopaminsiz yapamaz, müptelanın teki, aynı hamuru tırtıklı keseyim kelebek olsun, ortadan büzeyim fiyonk olsun, içini oyayım boncuk olsun, makarna olsun da nasıl olursa olsun, bu aciz yer diyen koca koca gıda holdingleri senin boğazından nasıl gökdelenler dikiyor? Yakında obez de olur zaten, başka çaresi yok, ben de buna diyet gıda satarım diyen sağlıklı gıda üreticileri ellerini ovuşturup nasıl da güle güle seni bekliyor? 

Yeme deyince kızıyorsun ya! YE! Hepsinin sana çok ihtiyacı var.

Blogger tarafından desteklenmektedir.