En İyi Beyin Performansı İçin Nasıl Nefes Alınır / Jim Kwik Türkçe 03
"Stresini azaltmak için yapabileceğin en hızlı şeylerden biri nefesini kontrol altına almaktır."
Nefes almak, odaklanma, konsantrasyon, zihinsel enerji, canlılık, bağışıklık sistemi ve çok daha fazlasına kadar hayatındaki her şeyi etkiler. Ancak, bunu doğru şekilde yapmıyor olabilirsin.
Hafıza, odaklanma ve konsantrasyon gibi pek çok şey gibi, en iyi şekilde nefes almak da sana okulda öğretilen şeylerden biri değildi. Bu bilgiyi başka birine öğretmek niyetiyle öğren lütfen. Unutma, bir şeyi başkasına anlatmayı öğrendiğinde, onu iki kez öğrenirsin.
Solunumun Temelleri
Bilgi tek başına güç değil, potansiyel güçtür. Nefesi öğrenmeye başladığında, bu çok temel biyolojik fonksiyonun vücudundaki her şeyi kontrol ettiğini fark edersin. Nefesin kontrolünü eline alabilirsen, zihnin de dahil olmak üzere vücudunda meydana gelen diğer bilinçsiz şeyleri de kontrol edebilirsin. Nasıl nefes aldığın beynini birçok yönden etkiler.
Motive olmak, bir göreve odaklanmak için önce nefesine odaklanmalısın. Meditasyona bak. Yaptığın ilk şey nefesine odaklanmak veya nefesini kontrol etmek için belirli bir cümleyi okumaktır. Nefesini kontrol ederek beyninin farklı merkezlerini kontrol altına alırsın.
Uzun Ömür İçin Nefes Almak
Nefese öncelik vermek için pek çok neden var. Sağlık söz konusu olduğunda, genellikle yiyecek ve suya odaklanılır, ancak günlerce yiyeceksiz kalabiliriz. Veya su ile haftalar bile. Ama nefes almadan sadece dakikalar geçirebiliriz.
Çoğu insan düşük dereceli stres durumunda bulunur. Bu, stresin her zaman arka planda çalıştığı anlamına gelir. Stres birçok otoimmün hastalıkla ilişkilidir ve birçok kronik hastalığın arkasındaki nedenlerden biridir. Dünyadaki ilk on katiline bakarsan, büyük çoğunluğu kronik stresin bir sonucu olarak kronik inflamasyona sahiptir.
Stresi azaltmak için yapabileceğin en hızlı şeylerden biri nefesini kontrol altına almaktır. Bedeninde bilinçsiz bir stres olduğunda, genel eğilim çok fazla nefes almaktır. Çoğu zaman, bu, ağzından artan miktarda nefes almak şeklindedir. Bu bir geri besleme döngüsü oluşturur. Vücut çok fazla nefes aldığını algıladığında, beynin seni stres durumuna sokan sinyaller ve nörotransmitterler göndermeye başlar. Yapabileceğin ilk şey, üst üste (ikincisi diğerinin hemen ardına) iki büyük nefes almak ve nefes verirken iç çeker gibi vermektir. Bu teknik, Stanford Üniversitesi'nden Andrew Huberman'a ait bir tekniktir.
Beyinde, iç çekmeyi kontrol etmeye adanmış nöronların ayrı bir alt bölümü vardır. Vahşi doğada hayvanlara bakarsan, uyumadan önce yaptıkları ilk şey nefes alıp iç çekmektir. Bu tekniği üç veya dört kez yap, vücuduna ve beynine rahatlamana yardımcı olacak sinyaller gönderecektir. Gergin olduğun herhangi bir aktiviteden önce stresli veya gergin olduğunu hissettiğin herhangi bir zamanda yapmak için harika bir numaradır :).
Farkındalık Anahtardır
Farkındalık, nefes almaya yönelik bir zihniyet geliştirmenin en önemli yönüdür. Egzersiz yaparken, dinlenirken, televizyon veya bilgisayarının karşısında otururken nefesinin farkında ol. Günde 25.000 defaya kadar bilinçsizce nefes alıyor olman, ona daha iyi odaklanmayı öğrenemeyeceğin ve nefesini vücudunun, özellikle de beyninin farklı şekilde çalışmasına izin veren farklı şekillerde uyarlamayı öğrenemeyeceğin anlamına gelmez.
Burundan nefes alma ile ağızdan nefes alma arasındaki fark bile beynini değiştirir ve bazı şeyleri daha kolay hatırlamanı sağlar. Burundan nefes almak inanılmaz derecede etkilidir ama yine de insanlar sürekli ağızdan nefes alırlar. Beyin, enerjinin %20'sini vücudundan alır ve bu enerjinin çoğunu nefes almakla sağlar.
Bu enerjiyi verimli kullanmayı öğrenmek istiyorsan, nefesini kontrol altına almak, bunu yapmanın en hızlı yoludur. Solunumla ilgili yaygın bir yanlış anlamalardan biri de güçlü nefes almanın vücuda daha fazla oksijen getireceğidir. Gerçek şu ki, daha yavaş nefes almak, metabolik ihtiyaçlarına daha uygundur ve bu da vücuduna daha verimli bir şekilde daha fazla oksijen girmesini sağlar. Daha fazla oksijen almak için ağzından nefes aldığında, aslında yaptığın şey beyin dolaşımını engellemektir. Buna inanmıyorsan, otuz büyük nefes al. Muhtemelen sersemlemiş hissedeceksin, hatta parmak uçlarında biraz karıncalanma bile hissedebilirsin. Bu dolaşımdaki bir artış değil, dolaşım eksikliğidir.
Nefes Bilimi
Nefes alma ihtiyacı oksijen eksikliğinden değil, karbondioksitteki artıştan kaynaklanır. Anksiyete ve diğer korku temelli rahatsızlıkları olan kişiler karbondioksite duyarlılık açısından incelenmektedir. Bu duyarlılığı geliştirdiğinde, bilinçli ve bilinçsiz olarak kendine aşırı nefes almayı öğretmiş olursunuz. Karbondioksit arttıkça, vücudun daraldığına, nefes almakta zorlandığına inanır. Daha yavaş nefes almayı koşullandırarak, kemoreseptörlerini daha esnek hale getirebilirsin, bu da normal karbondioksit seviyelerini tolere etmelerini ve beynini sakinleştirmelerini sağlar.
İnsanlık tarihine bakarsan, nefesimiz ilerlemiyor. Atalarımız, 400 yıl önce bile, hepsinin mükemmel düz dişleri vardı. Büyük çeneleri, daha geniş hava yolları ve daha geniş burun açıklıkları vardı. Bu tarihi iskelet kayıtlarından, bizden çok daha kolay nefes alabildiklerini görebiliyoruz. Ama şu anda, insan nüfusunun çoğunluğunun kronik bir solunum problemi var. Bu çok yaygın ve normal kabul ediliyor. Ama değil.
Atalarımız veya vahşi doğadaki herhangi bir hayvan bu sorunlardan muzdarip değildir. Bu solunum sorunlarının insanlarda ortaya çıkmasının birçok farklı yolu vardır, bu nedenle herkes için kapsamlı bir reçete yoktur. Yapman gereken ilk şey, solunum bozukluğunun farkına varmaktır.
Neyse ki, çoğumuzun ameliyata ihtiyacı yok. Sağlıklı nefes almanın bilinçsiz hale gelmesi için uygun alışkanlıklar geliştirmen yeterlidir. Alışkanlıkları değiştirmek ise uzun zaman alır. Bilinçli nefes almaya odaklan ve bilinçsiz beynin her zaman nefes almanın yolunun bu olduğunu zamanla öğrenecektir.