Header Ads

Seven Sevdiğine Sevdiğini Göstersin / Sadhguru Türkçe 11


Öncelikle söze şu bağlam ile başlamak istiyorum: Bir şeyi yapabilme kabiliyetine veya imkanına sahip olmak, o şeyi yapmanın doğruluğunu ya da gerekliliğini sağlamaz. Evet, bugün biraz daha toplumsal bir konu üzerinde konuşalım istiyorum. Bir önceki nesle göre şimdiki gençler ilişkilerini daha göz önünde, daha serbest yaşama eğilimindeler. Bu konudaki anlayışa bir göz atalım beraber. 

Kimin kimi öptüğü bizi ilgilendirmez tabii ki, ama benim dikkat çekmek istediğim nokta daha derinlerdeki sebepler. Ne yazık ki, öyle bir noktaya gelindi ki, bir ilişki dendiğinde ille de bunun fiziksel ve biyolojik etkileşimler ile olması gerektiğine inanılıyor.

Tamam biyoloji bizim bir parçamız, parçamız ama diğer canlılar ile kıyasladığımızda onların ilişkilerinde sadece biyolojiyi görürken, bizim ilişkilerimizin sadece bir bölümünü oluşturuyor. Bizim ilişkilerimizde çok daha başka boyutlarımız da var. Zekamız var, duygularımız var, bilincimiz var. Biyoloji ise aynı bunlar gibi bir parçamız, ilişkilerimiz sadece biyolojimizden ibaret değil.

İki Solucan

İki solucan ilişkimiz var deseler ve onları sarmaş dolaş halde görürsem bunu çok rahat anlayabilirim. Olabilecek budur zaten derim, yadırgamam. Ama iki insan, bizim ilişkimiz var derse; bu arkadaşlık da olabilir, akrabalık da olabilir, ortaklık da olabilir, abi-kardeş, anne-evlat, baba-kız da olabilir. Ve pek tabii ki aşk da olabilir.

İlişki kelimesini sadece biyolojik bazda kullanıyor olmak, bilinçsizce de olsa, internet nedeniyle de olabilir. Bütün dünya ABD'nin yazı tahtası durumuna dönüştüğü için ilişki denince cinsel bir anlamın, seksüel bir yaklaşımın olması zorunlu gibi durmaya başladı. 

Peki neden? Diğer tüm meziyetlerimizi kaybettik mi? Kimse bir diğerinin abisi, akıl hocası, sıkı dostu, değer verdiği ya da kıymetlisi olamıyor mu artık? Birisinin bir yerlerini okşamadan ilişki kuramıyor muyuz? Bunları söylerken cinselliği göz ardı ediyor ya da yok sayıyor değilim. O şekilde iptal edebileceğin bir şey değil ama baskın olan cinsellik değil. Diğer canlılar için evet, cinsellik bir ilişkinin baskın yönü olabilir ama bizim, insan türü olarak bizim baskın özelliğimiz çükümüz kukumuz değil :).

Baskın Yönümüz Zekamız

İnsan türü olarak baskın yönümüz zekamız. Sonrasında duygularımız ve bilincimiz. Ve bunlar çok büyük şeyler. Gençlerimiz ise zekaları hormonları tarafından istila edilmiş gibi davranabiliyorlar... 10 yaşındaki halini hatırlayabiliyor musun? Yine çevrende bir sürü insan, bir çok tanıdık tanımadık yüz vardı ama herkse sana normal görünüyordu değil mi? Birbirinden pek farkları yok gibi. Hepsi hoştu, iyiydi, güzeldi. Sonra 14 - 15 yaşlarına geldiğinde bir şeyler değişti :). Bazı küçük kütleler tek başlarına birer dünya ifade eder oldular. Ama seni temin ederim ki bir süre sonra , biraz daha bekleyebilirsen ki hormonlar azalsın, yine herkesin çok normal insanlar olduğunu göreceksin. 

Bizim ilişkilerimizin bir kutsallığı var. Eğer bu mukaddesi koruyup gözetmezsen bir süre sonra mutlaka bayağı bir şey olup çıkacaktır. Bunu görmek büyük bir öngörü meziyetidir ve emin ol ahlakçılık ya da dar görüşlülük değildir. Ve emin olabilirsin ki bu mukaddese sahip çıkmazsan bir zaman geldiğinde muhakkak pişman olacaksın. Modern ilişkilerde karşılaştığımız fakat eskilerde hiç örneğini görmediğimiz büyük acıları gözlemlersen haklı olduğumu anlayacaksın.

Hayatını duyarlı olarak yönetmelisin. Öylesine ki bu iyileştirmelerin tüm hayatın süresince etki etmeyi sürdürmeli. Bugün uçuk kaçık bir şey yapmak isteyebilirsin ama ileride bir vakitte bunun faturasını ödeyebilme cesaretinde olmalı.

Bu senin hayatın ve bunda nasıl davranacağına sen karar vermelisin. Ne kadar zeka? Ne kadar duygu? ne kadar bilinç? Ne kadar vücut? Oran ne olacak? Baskın olan hangisi olacak? Tüm bunlara sen karar vermeli ve buna göre, bunların doğrultusunda hayatına sen karar vermeli, sen yön vermelisin.

"Seven sevdiğine sevdiğini göstersin."

Sevmeyenlerin görmesine gerek yok :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.