Header Ads

İçindeki İlahi Gücün Farkına Var / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 07


Ne olduğumuzun farkına varmak çok önemli. Mükemmel çalışan bir organizma olduğumuzu biliyoruz. Her geçen gün bedenimizin kusursuz yapısı ve işleyişindeki muazzam denge ile ilgili yeni bulgular elde ediliyor. Bu konuda hiçbir şüphemiz kalmadı: mükemmel bir organik makineyiz.

Peki sadece bu kadar mı? Sadece en gelişmiş organizma mıyız? Peki eğer böyle ise neden üzüldüğümüzde hasta oluyoruz? Neden duygu ve düşünceler ile bu kadar ilişkili bir çalışma sistemimiz var. İcat ettiğimiz hiçbir makinede böyle bir bağ göremiyoruz. Makine dediğin gerekli enerji verildiğinde ve şartlar sağlandığında hep aynı şekilde çalışan şey demek. Ama biz de durum farklı.

Elle tutulmayan, gözle görülmeyen bir çok unsur bizi değiştirebiliyor. Bu her zaman olumsuz yönde de olmuyor. Bazen sınırlarımızı öylesine zorlayabiliyoruz ki açıklanamayacak verimli sonuçlar da elde edebiliyoruz. Bu da bizi ruhumuzun varlığına götürüyor.

İşte ilk olarak farkına varman gereken şey bu: İçindeki İlahi Güç.

Ve bu gücün kaynağı her şeyin kaynağı olan Yaradan. Allah kendi ruhundan üflediği için her birimizin içinde sınırsız bir ilahi güç mevcut. O'nda sınır olmadığı için, her ne düşünürsen sonsuz olduğu için, senin içindeki ilahi güç de sonsuz demektir. Çünkü sonsuzu kaça bölersen böl yine sonsuz eder.

Peki bu ne demek? Sonsuz güç sahibi olmamız demek biz de birer tanrıyız mı demek? Spirituelizmin herhangi bir ekolünde karşılaşacağın cevap eninde sonunda bu olacaktı. Ama şu haline bir bak :)... Dram filmi izlediğinde salya sümük ağlıyor, komedi izlediğinde gülmeden edemiyorsun. Dondurma yediğinde boğazların şişiyor, karşında limon yaladığımda ağzın sulanıyor. :)... Eğer tanrı isen, pek komik bir tanrı olduğun kesin. 

Buradaki ayrımı çok iyi anlamanı istiyorum. İçindeki sonsuz ilahi güçtür tanrısal olan. Allah'ın sonsuzluğundan bir parçasın lakin sadece bir tezahürsün. Evet, içindeki güç ile ne istersen başarabilecek güçtesin ama son "an"da bu harekete geçen gücün kaynağı Allah'tır. Evet, sen ne istersen yapabilirsin, ama son "an"da fiili yaratacak olan Allah'tır. Evet, sen sonsuz kudretin yeryüzündeki halifesisin ama şah olan, padişah olan Allah'tır. 

Bu ayrımı anlamadığın sürece tüm ruhsal yolculuğun, çok inanılmış bir fantezi olmaktan ileri gidemeyecek. Zira spiritüel yaklaşıma göre bir tanrıcık olduğunu düşünürsen, bir yere yetişmek için koşmak zorunda kaldığında ve yorulduğunda, içinde bir yerlerde pek de mahir olmadığını hissedecek ve kendini kandırıyor olduğunu düşüneceksin. Ama mümin olan bilir ki, Allah isterse uçarsın da, Allah isterse varmak istediğin noktada tek bir anda var olabilirsin de, Allah isterse yetişmene gerek olmaz zamanı bile durdurabilir, zaman içinde zamanda yolculuk edebilirsin de. Tasavvuf büyüklerinden birçok örneği olduğunu biliyoruz.

Peki bu içimizdeki ilahi güç nasıldır? O'ndan olduğu için çok ama çok güzeldir. O'nun farkına vardıkça anlarsın ki yaradılışta çirkin yoktur. Sen özünde tertemizsin, sonsuz bilgisin, sonsuz mutluluk, coşku ve neşesin. O'ndan olduğun için mükemmelsin.

Şunu merak edenler ve soranlar çok: Her şeyi anladık ama neden? 

Tüm kainat yaratıldı, insan halife seçildi, ruhlar evet dediler kabul ettiler, nefsimiz yolculukta bize emanet edildi vesaire... Buraya kadar tamam ama neden? Tüm bunlar neden?

Senden bir şey hayal etmeni rica edeceğim: 1000 bölmeli bir depo düşün, devasa... Her bölmede 1000 adet reyon, her reyonda 1000 adet sıra, her sırada 1000 adet raf, her rafta 1000 adet çekmece ve her çekmecede de 1000 adet odacık var. Ve sen bu deponun sorumlusu olarak öylesine muazzam bir bilgi kapasitesine sahipsin ki, öylesine hakimsin ki her bir odacığa kadar hepsi hafızanda kayıtlı. Bu deponun yöneticisi olarak bu bilgiye kusursuz bir şekilde sahip olmak seni ne kadar keyifli yapar değil mi? Hepsini biliyorsun. Depoyu inşa eden de, tasarlayan da, tüm yerleşimi yapan da sensin. 

Peki en büyük sevinci ne zaman yaşarsın?: Bunun farkına varıldığı zaman. Ben sana sorsam ki, 768'nci bölüm, 245'nci reyon, 26'ncı sıra, 325'nci raf, 862'nci çekmecenin 478'nci odacığında ne var? Ve sen buna hiç düşünmeye gerek kalmadan cevap versen, en büyük neşeye kavuşmaz mısın? Yani bilindiğin zaman.

İşte şimdi sana 1000 diye adetlendirdiğim tüm olasılıkları "sonsuz" ile yer değiştir. Allah bu sonsuz bilginin hepsi kendinde var iken, bu sevgisi, coşkusu, neşesi, rahmeti öylesine aştı ve taştı ki tüm kainat, evrenler ve tüm mahlukatı yarattı. Şimdi "bilinmekliği murad ettim" derken ne demek istendiğini anladın mı? Nasıl bir rahmetin tecellsi olduğunu anladın mı? Nasıl da sonsuz muazzam bir kudretin parçası olduğunu anladın mı? 

Şimdi teceliyat olarak nasıl da ayrı ayrı tezahürleri gibi ama aslında nasıl da bir "BİR"in içinde olduğumuzu, ÖZ'den ÖZ'e, O'ndan O'na derken ne demek istendiğini, birlik bilincinin ne olduğunu biraz daha iyi anlamış olduğunu düşünüyorum. Ve inanıyorum ki artık ne kadar kıymetli bir şey olduğunun farkındasın. Ve umuyorum ki artık çok daha büyük bir güven duygusu ile kaplısın. Ve tüm samimiyetimle diliyorum ki artık yüzünde çok daha inançlı bir gülümseme var.

İşte bu sonsuz ilim ve kudret sahibi Allah'ın ruhundan bir nefes olarak senin ruhun, içinde ve bağımsız. Sen içine yönelirsen, bu sonsuz ilim ve kudretten ve bağımsızlıktan payını alacaksın. 

Ama dışarıda da imkanlar mevcut. Sen dışarıya yönelirsen, kurallar, koşullar, sebepler ve onaylar ile karşılaşacaksın. Bu nesneleri ve özelliklerini kullanarak da hayatını sürdürebilirsin. Fakat sürekli onaylanmak zorunda kalacaksın. Bu bir insan da olabilir başka bir fiziksel unsur da. Ama her halükarda sebeplerin peşi sıra birbirini onaylanması için çaba sarfedecek ve çok verimsiz bir varoluş yaşayacaksın.

Bu onaylar ve sebepler zinciri, her yeni basamakta karşına yeni ihtiyaçlar çıkaracak. Şunun olması için önce bu olmalı, sonra bunun için şu olmalı... Fiziksel unsurların sebep sonuç zinciri böyle çalışır çünkü. Ve her ihtiyaç bir çeşit korku demektir. Çünkü sebepler zincirini kendin kontrol etmek istersin ama her sonucun da sadece bir ihtimal olduğunu bilirsin. 

Ve bilirsin ki burada güç sahibi olmak konusunda da sonuçlar sebeplere bağlıdır ve sebep ortadan kalkınca güç de ortadan kalkar. Genç olduğun için güçlüsündür, ama yaşlanırsan biter. Paran olduğu için güçlüsündür, ama para gidince güç de biter. Nüfusun, ünvanın olduğu için güçlüsündür, seçilemezsen güç biter. 

İçindeki güç ise geldiği sonsuz kaynağa bağlı olduğundan bitmez, tükenmez, sonu gelmez, eskimez, yıpranmaz, azalmaz, küçülmez, etkisini kaybetmez, zayıflamaz, sönmez, solmaz... Subhan ne demekti hatırladın mı?

İşte içindeki ilahi güç her yönüyle sonsuzdur. İstediğin şeyleri ve insanları cezp eder. Hem nesneler ile hem insanlar ile hakiki bağlar kurmanı sağlar. Bu sayede senin arzularının gerçekleşmesi için onların organize olduğunu, koşulların hazır hale geldiğini deneyimlersin.

Seçim senin... İçindeki güce mi yöneleceksin, dışındaki güçlere mi? 

Kararını vermeden bir hatırlatma yapmama izin ver:

  • HasbunAllah'u ve ni'mel vekil / Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.
  • Ni'mel Mevla ve ni'men-nasir / O ne güzel bir Yaradan, O ne güzel bir yardımcıdır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.