Header Ads

Sen İsteyeceksin Rabbin Sana Verecek / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 06


Çekim yasasının net olarak çalıştığını söylemekten mutluluk duyarım. Peki o zaman sorun nerede? Neden genellikle işe yaramıyor ya da bu işin sırrı ne?

Öncelikle şuradan başlayalım. Bizim çok güvendiğimiz yasalar var. Yer çekimi gibi mesela. Bu çalışıyor mu çalışmıyor mu diye hiç süphe etmiyoruz. Ayrıca İstanbul'da çalışıyor ama Manisa'da arada sırada tekliyor gibi bir durum yok. Her halükarda ve her yerde ve her zaman çalışıyor. İşin sırlarından biri de bu zaten, manevi yasaların çalıştığı konusunda bu güvene sahip değiliz. 

Ama artık bunu aşmamız gerek. Eğer manevi yasalardan da faydalanmak istiyor, hayatımızı doğru organize edebilmek istiyor isek artık bu tereddüt kısmını aşmamız lazım. İlk olarak kendi içinde bunların kesinliği konusunda ikna ol lütfen.

Tamam, bilimsel gelişmeler ışığında ve eğitimimin ile fizik yasalarına inancın tam ama manevi yasalar konusunda bir kesinlik yok diyebilirsin. Ama aslında diyemezsin. Çünkü yer çekimi var dediğimde sana verilen bir bilgi var ama ispatını yapamıyorsun ki. Top yere düşüyor ve sana bunun yer çekimi yüzünden olduğu öğretildi lakin sen gördün mü yer çekiminin ne olduğunu? Ama bilimsel olduğu konusunda eğitim aldın ve inandın. Aslında net olarak bir ispatın yok. Hiç yer çekimi konusunda bir bilgi olmasaydı Dünya üzerinde ve sana şöyle anlatılsaydı: "Üzerinde bulunan her nesne Dünya'yı çok sever ve Dünya'ya doğru hareket etmek ister ve bunun adı Sevgi Yasası'dır" denseydi. En başından beri, yer çekimi konusu hiç geçmeden böyle anlatılsaydı ve tüm hesaplamalar bu sevginin kuvveti olarak düşünülüp hesaplansaydı, kesin olarak buna inanacaktın. 

Aynı şekilde eksi yüklü parçacık artı yüklü parçacığı çeker diye biliyoruz ve hiç şüphemiz yok. Peki kaç defa hayatında parçacık gördün. Atom, proton, nötron... Hiç görmedin, ama inandığın için hiç şüphen yok. 

İşte ben de diyorum ki, manevi yasaların da böyle kesin olduğuna inan ki, anlatacaklarımı uygulama konusunda hiç tereddütün kalmasın.

Burada anlaştıysak kesin çalışıyor dediğimiz çekim yasasının neden tekleyip durduğuna gelelim. İlk gün değindiğim gibi çekim yasası değil aslında, cazibe yasası. Ve bu evrensel yasa öyle tek başına bir yasa değil, aslında tüm evrensel yasaların kompozisyonu olarak çalışan bir yasa. 

İstediğin, arzu ettiğin, dilediğin şeyin sana gelmesi durumu var. Buraya dikkat et, sen çekmiyorsun, senin cazibenden ötürü sana doğru geliyor. Peki sana geliyor derken neyi kastediyorum?: Ruhunu... Kütle çekim yasasına uygun olarak çalışan sen, aynı şekilde fiziksel yanın olan bedenin. Manevi yasalara uygun olarak çalışan sen ise, aynı şeklde senin manevi tarafın olan ruhun.

Işığa sinekler nasıl gidiyor, çünkü parlak ışığın cazibesine kapılıyorlar. Ya da arılar hanımeline neden üşüşüyorlar, çünkü o tatlı özünün ve kokusunun cazibesine kapılıyorlar. İşte senin ruhunu güzelleştirecek, cazibeli hale getirecek yasalar var. Bunlara uygun yaşadığında, artık isteklerin sana üşüşmeye başlar :)...

Sen güzel bir ruh olursan, cazibeli bir ruh olursan artık düşündüklerin maddeleşmeye başlar. Aklına gelen başına gelir. Tüm evren senin istifaden için yaratıldı unutma, işte sen iyi bir ruh olursan, bir şeyler bir şeylerle çakışır da isteklerin ayaklarına kadar gelmeye başlar. Tevafuk çakışmak demek hatırladın mı? Senkronize olmak, uyumlanmak... 

Peki ruhunun güzelleşmesi ne demek? Güzel olduğuna kim karar verecek? Tabii ki Canım Allah'ımız. O'na sevimli hale gelebilirsek, O bizi severse, tüm yarattıkları da bizi sevecek. Tüm yarattıklarından kastım sadece insanlar, hayvanlar ve tüm canlılar değil. Mutluluk da Allah'tan, bereket de Allah'tan, neşe, sevinç, bolluk, huzur, nasip, şans, talih, kısmet, kolaylık, refah... Aklına ne geliyorsa O'nun ve O'ndan. Hepsi sana doğru üşüşecek. işte cazibe dediğim şey tam olarak bu. 

Ondan sonra sen isteyeceksin Rabb'in sana verecek.  

Madde dünyası ve manevi alem arasındaki zıtlık konusunda konuşmuştuk daha önce frekanslardan bahsederken. İşte aynı zıtlık burada da karşımıza çıkıyor. Fizik yasalarında nasıl zıt kutuplar, farklı olanlar birbirini çekiyorsa, manevi yasalar söz konusu olduğunda benzer benzeri çeker. Benzer benzere doğru gider. Ve bu gidiş mecburidir. Sen çekmezsin diye üstelememin sebebi bu. Çekmek dendiğinde sen zorluyormuşsun gibi bir anlam çıkıyor, öyle değil. Sen cazibeli olursan, dileklerin başka çareleri yokmuşcasına kendiliğinden sana doğru harekete geçerler.  

İlk beş gün, çekim yasasının büyülü anlatımı ile yanlış anlaşılmasından korktuğum konulara değindik, şimdi teker teker bu çekim yasasının kolay çalışması için neler yapmak lazım, ruhunu güzelleştirmek için nasıl bir yaşam tarzı ve adetler belirlemek lazım bunlara bakalım birlikte. 

Blogger tarafından desteklenmektedir.