"Hayy" Ne Demek Bir De Deepak Chopra'dan Dinleyin / Deepak Chopra Türkçe 04
Soru: Yeni benliğimize, her hafta, her ay yeni organlara nasıl kavuşacağımızı anlatmanızı seviyorum. Hastalığı uzakta tutan bizim zihnimiz mi?
Tamam, güzel soru. Vücudumuzun bir faaliyette olduğunu hatırlarsanız, aslında evrende tek bir faaliyet vardır. Hiçbir şey durağan değildir. Belki müzeler hariç :). Ama onlar bile zamanla gidiyor, biliyorsunuz. Muazzam müzeler vardı ama artık hiçbiri yok.
Ancak mumyalanmış bir beden değilseniz, yaşayan evrenin bir parçası olduğunuz sürece, her şey hareket halindedir. Tıpkı nehir gibi aynı görünür, ama asla aynı değildir. Yunan filozofu Heraklitos'un bir lafı vardır: "Bir insan aynı nehre iki kere giremez." Çünkü o insan da nehir de değişmiştir. Bunun gibi...
Aynı bedenle ikinci kez giremezsiniz, gerçek siz. Çünkü her an yiyorsunuz, sindiriyorsunuz, metabolizmanız çalışıyor, dünyayı deneyimliyorsunuz, nefes alıp veriyor, düşünüyorsunuz. Bedeniniz faaliyet halinde. Sürekli hareket ediyor. O yüzden de bedeniniz biraz önceki bedeniniz olmuyor. O her an değişiyor.
Hawai'ye son geldiğimde Aynı valizle geldim ama aynı beden ile değil :). O farklı bir bedendi. Geri dönüştü. Valizimin raf ömrü çok daha uzun.
Yani bakış açınıza bağlı olarak bedeninizin düğmesi açılıp kapanıyor demektir. Bu da onun doğduğu ve ölmekte olduğu anlamına gelir. Hangi ölçekte bakmak istediğinize bağlı. Atom altı parçacıkların ölçeğinde vücudunuz ışık hızında açılıp kapanır. Fark etmezsiniz bile. Önce buraya sonra size bakıyorum. Değişmişsiniz.
Atomlar ve moleküller açısından bakarsak daha uzundur. Mesela mide hücreleriniz... Her beş günde bir yenilenir. Her beş günde bir yeni mide hücreleriniz olur. Ayda bir de yeni bir cildiniz. Eski cildiniz ölür. Tabii eliniz timsah derisi değilse; o zaman dönüşüm daha uzun sürer.
Bu arada geri dönüşüm oranı, vücudun bölgelerine göre çok değişir. Mesela iskeletiniz üç ayda bir yenilenir. Milyonlarca yıllık evrimsel zamanın tüm hafızasını tutan DNA bile, yani DNA'nın gerçek ham maddesi -ki içinde karbon, hidrojen ve oksijen; galakside bir yıldızdan gelmiştir, o bile altı haftada bir geri dönüşür. Yaklaşık bir yıl içinde vücudunuzun yüzde 98'i yenilenir.
Mesela bu model niye geçen yılkinin aynısı gibi görünüyor dersiniz. İşin doğrusu aynı değildir. Dikkatle bakarsanız geçen yılkinden biraz daha yaşlanmıştır. Geçen yılkinden iyi bile görünse bu böyledir. Tabii kendini aşma pratiği yapmamışsa.
Aslında bizi geri dönüştüren şey hafızadır. Karma... Ya da şartlanma da diyebiliriz. çünkü Karma dediğinizde şartlandırılmış zihindir. Ve geri dönüşüm yapar. Mide hücreleri her beş günde bir yenilenir ancak hidroklorik asitin nasıl yapıldığını hatırlar. Evet, DNA hücreleri de altı haftada bir geri dönüşür ama hayatın, her şeyin geçmişini hatırlar. İskeletiniz bile üç ayda bir geri dönüşür. Yani geri dönüşen hafızadır.
Peki hafıza, bilinçte nerededir? Bu anıların çoğu da şartlandırılmış anıdır. Biliyor musun, 45'ine geldiğimizde menopoza gireceğiz, 65'inde Florida'ya gideceksin, sonunda bir bakımevinde vücuduna katater takılı halde ölüp gideceksin gibi şeyleri diyorum. İşte geri dönüşüme uğrayan bu şartlandırılmış zihindir. Tabii, bunu söylediğim çoğu insan saçma olduğunu düşünüyor ama işin gerçeği budur.
Vücudunuzu değiştirmek istiyorsanız, buna fiziksel görünüşünüz de dahil, o anıların, o hafızanın ötesine geçmek zorundasınız. Çünkü, hafıza dediğimiz şey, silinemez. Hafıza bilinçteyse ve bilinç de şekli olmayan bir şeyse zarar verilemez. Yani hafıza silinemez.
Bunun için hafızan ötesine geçme seviyesine ulaşabilirsiniz. Böylece içeri yeni anılar sokarsınız. Mesela; Hawai'de olmak, harika vakit geçirmek, aşık olmak, tüm bu anılar, müzik dinlemek, şiir okumak ya da dans etmek, bu tip eğlenceli güzel anılar yarattıkça sizi mutlu edenler hafızanızda ön plana geçer. Travmatik anılar ise arka planda kalır. Hala oradadır ama gerilerdedir. Güzel anıların arkasında.
O zaman vücudunuzu yeniden keşfetme şansınız olur. Ruhunuzu dirilterek vücudunuzu yeniden keşfedersiniz. Bunun başka yolu yok.