Metaverse Bizi "HAM" Yapacak mı? / İçimden Geldiği Gibi 07
Metaverse konusunda çok korkutulduğunu biliyorum. Bu yüzden sürekli bunun hakkında bir şeyler soruyorsun bana ama benim vereceğim cevap yine aynı aslında: Başrolde SEN varsın.
Yani aslında buna izin veren sensin. Bunu neden yaptığını da bilmiyorum aslında. Neden seni korkutmalarına izin veriyorsun? Neden senin korkuların ve kaygıların üzerinden birilerinin popülarite ve para kazanmasına izin veriyorsun?
şeytanın cenneti, deccalin yalancı alemi gibi ürkütücü olması amaçlanmış bir sürü tabir kullanılıyor ki bu tabirler kullanılırken de güvendikleri aslında sensin. Senin bunlardan ürkeceğini ya da bunlar konusunda meraklanacağını bildikleri için seçiliyor tüm bu isim tamlamaları. Ama ortada yeni olan bir şey yok aslında. Sadece eskiden var olan şeylerin dijital bir versiyonu.
Sanal bir dünya olacakmış, herkes orada yaşayacakmış, insanlar oraya hapsolacakmış... mış, mış, mış... Yok mu şu anda sanal bir dünya. İnternet dediğimiz ortamı hepimiz kullanmıyor muyuz? Metaverse sadece bunun görsel olarak desteklenmiş bir üst versiyonu. Hepimiz şikayetçi miyiz yani internetten, internet olmasaydı daha mı iyi olacaktı? Sanırım buna kimse "evet" demeyecektir. hepimizin hayatında ve hepimiz için birçok kolaylığın adı artık internet.
İlk karşılaştığımızda sadece kitap sayfalarının dijital adıydı internet. Yani herhangi bir basılı sayfayı sadece ekranda görebildiğimiz ve okuyabildiğimiz sayfalardan ibaretti. Sonrasında haberleşme ve çeşitli form olanakları ile biz de dahil olabilmeye başladık. Önce mektup oldu, sonrasında fotoğraf albümü oldu, sonrasında oyun oynadığımız atari oldu, sonra izlediğimiz televizyon, sonra toplandığımız mekan, sonra telefon, sonra yüz yüze görüşme, sonra eğitim... Bunların hangisinden şikayetçiyiz ve hangisi bize zararlı? Bu gelişmenin Metaverse aşamasına gelmesi sadece bir sonraki adım ve zaten çok uzun zamandır böyle bir seviyeye geleceğini hepimiz biliyor ya da tahmin ediyorduk.
E, mektuplaşma kalmamış, e-kitap aynı tadı vermiyormuş kağıdın kokusu duyulmuyormuş. Tamam ama bu sayede artık bir sürü kağıt israfından da kurtulmuyor muyuz? Mühim olan haberin ya da bilginin sana ulaşması mı yoksa senin "bir şeyler biriktirme" sevdan mı? Mektupsa e-posta da bir mektup, kitapsa e-kitapta da aynı satırlar yazıyor. Ayrıca e-posta ücretsiz, e-kitap sudan ucuz. Metafor yapmıyorum, gerçekten günlük tükettiğin suyun şişelenmiş fiyatından ucuz. Ayrıca artık belirli maliyetlerin altında ezilmeden ya da herhangi bir yayıncının insafına kalmadan herkes yazdıklarını yayınlayabiliyor. Bu bir özgürlük değil midir?
E, herkes her yediğini, içtiğini, yaptığını yayınlıyormuş da mahrem kalmamış. Nereden biliyorsun? Çünkü eleştirdiğin o şeylere sen de bakıyorsun :)... Bu yeni bir şey değil, eskiden de bakacak olan her şeye bakıyordu. Magazin dediğin şey, dedikoducu ablaların camdan cama bağırmalarının, mahallede dönen tüm fesatı birbirlerine aktarmalarının yeni halinden başka bir şey değil :). Hepimizi kadın günleri içinde büyümüş bireyleriz. Kek yeme bahanesi ile toplanılan evlerde neler konuşulduğunu hepimizi biliyoruz çocukluğumuzdan. Yani bu da internetin suçu değil. Sen seçmezsen, sen takip etmezsen, sen aramazsan mahrem de seni bulmaz. Ama şu anda bu teknoloji sayesinde tüm dedeler, nineler, her ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar torunlarını görebiliyorlar. Kimse sevgilisinin yüzüne hasret kalmıyor artık. Analar askerdeki çocuklarını, babalar gurbette okuyan kızlarını eskisi kadar merak etmek zorunda kalmıyor. Herkes herkese gittiği, gezdiği, gördüğü yerdeki deneyimlerini görsel olarak aktarabiliyor. Eskiden tahmin etmek zorunda kaldığımız ya da bir sürü çaba ve harcama olmadan göremeyeceğimiz, öğrenemeyeceğimiz şeyi birbirimizden öğrenebiliyoruz. Hem çok daha net, hem çok daha hızlı ve hem de ücretsiz. Bundan şikayetçi misin gerçekten?
E, herkes oyun dünyasında hapsolacakmış, oyun manyağı olacakmış, kendini kaybedecekmiş. Zorla mı peki? Yani Metaverse geldi diye bizi mecbur mu edecekler bilgisayar oyunu dünyasına girmeye? Ve bilgisayar oyunu dediğimiz şey yeni bulunan bir şey mi, yok muydu Metaverse'den önce? Herkes oyun oynamayı sever, özellikle çocuklar çok sever ve bu doğal bir şey. Çünkü oyun senin algılama ve kavrama biçimindir. Yaratılışında var bu. Sadece sana özel değil ayrıca, tüm yaratılışta var. Altı ay sonra bir antilop ya da ceylanı boğazlayacak, parçalayacak olan aslan ve kaplan yavrularına bak, onlar da oyun oynuyorlar. Oyun oynamakta sorun yok. Ben çocukken "akşam ezanında dön" denilen eve hep yatsı ezanında dönerdik :). O saate kadar da oynamadığımız oyun, kurmadığımız hayal, atılmadığımız macera kalmazdı ve evet, doyamazdık. Ertesi sabah sanki o güne kadar hiç oynamamışız gibi aynı heyecanla evden fırlar ve yine akşama kadar durmadan oyuna devam ederdik. Biz de akşama kadar oyunun başından ayrılmıyorduk yani ve bu hiçbirimizi delirtmedi. Şimdikilerin oyunu da bilgisayar başında. Ve evet, benim kızımda kalkmıyor onun başından. Ama ben her gün akşama kadar oyun oynamış biri olarak ona nasıl diyeceğim akşama kadar oyun oynama diye? Herkes kendi devrinin şartlarına göre yaşıyor. Ve aslında bize göre çok daha iyiler. Kendi sınıfından ve okulundan olanların yanında, Belçika'da Thor (Nickname) var, İspanya'da Eva var, Doğu ülkelerinden birinden Masashuge (Nickname) var mesela benim kızımın arkadaşları arasında. Bizim zamanımızda nereden bulacaksın yabancı arkadaşı? Anca bi' almancıların çocukları gelirdi yazdan yaza, ellerinde de bizde olmayan acayip güzel oyuncaklar, hayatta oynatmazlar bi' de... Öööle bakardık yabancı yabancı... :)... Ama şimdi daha adil her şey. Amerikalı bir milyarderin kızı da benim kızım da aynı oyuna ücretsiz olarak erişebiliyor.
Aynı "daha adil" bağlam içinde; güzel şarkı söyleyebiliyor veya müzik üretebiliyorsan yapımcıya gerek kalmadan sanatını sunabiliyorsun, hepimizin sahip olduğu telefonlar ile uluslararası ücret ödemeden görüşme yapabiliyorsun, çok daha ucuz ve erişilebilir imkanlar ile köyüne öğretmen gelmesine gerek kalmadan eğitim alabiliyorsun, kendi firmanı kurmak ya da ekip maliyetlerine girmeden uluslararası iş yapabiliyorsun ve daha neler neler... Bunlardan şikayetçi misin gerçekten?
E, sanal para kullanılacakmış, her şey coinler ile alınıp satılacakmış, dijital paraya geçilecekmiş. Sanki şimdi yok. EFT, havale, kredi dediğin şey ne? Eve mi getiriyorlar parayı? Zaten hesabında görünen bir sayı değil mi hepsi? Coinlerin zararlı olduğu bir kısım insan var: koyunlar :)... Borsalarda, sanki broker ya da finans uzmanı gibi kolay ve hızlı para peşinde koşan ya da bin bir uçuk iddialar ile bu sanal paralar üzerinden kurulan "ponzi" kandırmacalarına kanan arkadaşlardan bahsediyorum. Önce paranın ne olduğu konusunda ve özellikle "borç" denilen şeyin nasıl üretildiği konusunda bir şeyler okumak, öğrenmek ya da eğitmek lazım kendini, sonra sanal olanı üzerinde risk alabilesin. Bu işte "fok" gibi para var diyenin peşinden koştuğun her heves kandırılacaksın demek :). Ve bunun sanal olmasına gerek yok. Ne saadet zincirleri, ne kooperatifler, ne yatırım ortaklıkları gördü bu dünya. Şunu asla unutma: Yüksek riskli yatırım ile saadet zinciri arasındaki tek fark, o da belki, işin sonundadır. Birincisinde belki, düşük bir ihtimal ile para kazanırsın, ikincisi bildiğin batış. Ama son ana kadar her ikisi de çok mutlu ve zeki olduğunu düşündürür insana :).
Pek dikkat edilmese de sanal para, finans sisteminin insafına kalmadan, uluslararası olsa bile, milyonlarca lirayı, bir kaç TL komisyon ödeyerek transfer edebilme özgürlüğü de sağlar insana. Yeter ki karşılıklı olarak sanal cüzdanlarınız olsun. Aracılık hizmeti olmadan yatırım yapabilir, dünyanın her yerinden anında ödeme alabilir, her yerine ödeme yapabilirsin. Yani para gibi kullanacaksan, cebindeki para gibi kullanacaksan, faydalıdır. Ve para ister altın olsun, ister hisse senedi olsun, ister banka hesabı olsun zaten her haliyle sanal bir şeydir. Coin sadece bunun yeni versiyonlarından biri.
E, sanal seks yapacakmış herkes. Dokunmaya duyarlı elbiseler giyilecekmiş, ahlaksızlık diz boyu olacakmış. Bu yeni bir şey mi peki, bu da mı Metaverse hakim bey? :)... Her nerede olursan ol, bulunduğun ilçede bir erotik shop olduğuna eminim. Ve her erotik shopta da şişme kadın ve erkekler satılıyor hem de benim çocukluğumdan beri. Sanal seks yeni bir icat değil yani. Ayrıca şu anda kullandığımız haliyle internetin hala %75'i pornografi materyallerinden oluşuyor. Bütün bunar yokken de her ilçede bir genel ev vardı zaten, biliyoruz hepimiz. Ne yapıyoruz peki, hepimizin birer tane şişme bebeği var ya da hepimiz sabahtan akşama kadar porno sitelerinde mi dolaşıyoruz? Hayır, bütün bunlar birer tercih meselesi. Bunlara karar verecek olan yine sensin, yine başrolde SEN varsın. Şu ana kadar ki tüm gelişmelerde olduğu gibi faydalı ya da zararlı olarak kullanacağına sen karar vereceksin.
Ona bakarsan alkol de zararlı. Ama pandemi döneminde yıkandık hepimiz sabahtan akşama kadar alkol ile :). Dezenfektan dediğin şey alkol değil de ne? Ama hepimiz faydalı olduğu durumda kullandık. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirmek için uzun uzadıya nefes egzersizi yaptığında kanında artan ne: "hidroksi" yani OH-... E, alkol işte. Virüs ve bakterilere karşı seni koruyan ne sanıyorsun? Nefes egzersizi yapınca alkolik mi oluyoruz yani? Hayır tabii ki, kendi kanımızı dezenfektan haline getiriyoruz. Bak tekrar ediyorum: başrolde SEN varsın. Neyin zararlı ya da yararlı olduğuna senin seçimlerin karar verecek.
Garip garip uç örnekler sunulduğunu biliyorum. Birisi bir çizgi film karakteri ile evlenmiş, birileri düğününü Metaverse'de yapmış. Bu bir yasa ya da zorunluluk değil, insanların kendilerince hayatlarına katmak istedikleri birer fantezi. Yani bundan sonra sanal bir karakter ile evlenmek ya da düğününü Metaverse'de yapmak zorundasın demeyecek hiç kimse sana. Ondan önce de bir ara, denizde, suyun altında evlenmek modaydı zaten. Ve o da yasalaşmadı merak etme :)... Ayrıca için rahat olsun, denizin altında evlenenler de, Metaverse'de evlenenler de o günün gecesinde aynı yatağa girdiler. Çocuk hala yatak odasında yapılıyor, netice olarak değişen bir şey yok :)...
Her ne kadar seni korkutmaya çalışsalar da her gelişmede olduğu gibi bunda da senin için, eğer sen kullanmayı seçersen, faydalar olacak. Ve emin ol, bugün seni Metaverse hakkında korkutanların hemen hemen hepsi beş ila on yıl içinde Metaverse'den yayın yapacaklar :). Kimsenin seni korkutmasına ve senin yerine kararlar verip, senin dünyanı senden önce hayal etmesine izin verme.
Çünkü bu anlayış zehirli bir anlayış. Bu kafa; matbaayı herkesten çok daha geç bize getiren, yabancı dil eğitim ve öğreniminde bizi dünyanın gerisinde bırakan, yazılımcı ve programcı geliştirmekte bizi geç bırakan, birçok fikir ve sanat insanımızın yurtdışına göç etmesine sebep olan sakat bir kafa.
Senden ricam şu: seni korkutanlara, seni değersiz hissettirenlere, sanki her şeye başkaları karar veriyormuş da sen sadece bir piyonmuşsun gibi düşündürenlere, senin öz kıymetini, değerini ve öz saygını hiçe sayarak konuşanlara izin de verme, pirim de verme.
Tüm insanlık tarihi boyunca öz değerlerinin küçümsenmesine izin veren insanlar; önce köle oldular sahiplerinin peşinden gittiler, sonra asker oldular hükümdarlarının peşinden gittiler, sonra işçi oldular sermayedarların peşinden gittiler. Ama her birinde de, günün birinde "HAYIR" diyenler çıktı ve düzen bozuldu ya da insanların lehine evrildi.
Sen kıymetlisin, değerlisin, seçkinsin. Ne çıkarırlarsa çıkarsınlar karşına bi' "HAYIR" demen yeter.