Seni Gidi Seni ... Nefsi Levvame / Frekanslar Hakkında Her Şey 34
Öncelikle seni kutlarım can dostum. Bizim eşşeğin tekerine çomağı sokmayı başardın. Düne kadar tanrılık iddiası bulunan nefsin ona "Hayır" diyebilmen ile sükut-u hayale uğradı. Karşısına dikilip de "Hayır" diyebildiğin tanrı mı olurmuş? :)... Ayrıca, tanrı mı varmış ki bizim eşşek tanrı olsun? :)... Bu farkındalığın artık bizi ve onu yeni bir seviyeye taşıdı.
İkinci Seviye: LEVVAME
Levvame, kınayan, ayıplayan ve suçlayan demek. Ama için rahat olsun, burada suçlayan nefsin değil, sensin. Artık o suçlamaya kalksa bile bir önemi yok, zira artık onun sen olmadığını anladın. Ve bundan hiç hoşnut değil, emin olabilirsin.
Hala yola gelmiş değil. Sürekli Emmare seviyesine geri dönmek için sana içeriden seslenmeye devam edecek. İşte o yüzden biz bu ikinci seviyedeyiz. O bize çeşitli kötülükler emretmeye devam edecek, ve bu defa ondan ayrı olduğumuzun farkındalığında şunu diyeceksin:
"Seni gidi seni...." Ahahaha :)... Çok eğlenceli. Bunun tadını çıkar, çıkar ki, farkındalığın artsın. Ben ilk başladığımda "Hadi oradan!", "Bak işine!", "Oğlum, bak git!" ya da "Citroen!" gibi şeyler çok demişliğim var :). Sana da öneririm. Çünkü bir süre sonra o kadar keyif almaya başladım ki, çok kısa bir sürede hiç fire vermeden, sürekli onu ayıplayabilmeye, suçlamaya ve pişmanlığa davet etmeye başlamıştım.
Fire vermek konusuna gelince, evet ara sıra fire vereceksin, yolun başındayız, sakın onun vesveselerine takılma. Gerçek bir pişmanlık ile, gerçek bir farkındalık ile yanlışın ile yüzleş ve yoluna devam et. Yüzleşmen ve pişmanlığının farkına varman çok önemli. Biliyorsun ki önce fark ediyor sonra terk ediyoruz.
Onun oyunları bitmez. Senin her yanlışında ya da ona uyup da pişmanlık duyduğun bir şeyde seni tekrar sorgusuz sualsiz ne istersen yaptığın Emmare seviyesine geri çekmek için bir sürü bahaneler üretecektir. Senin sakınmak için çabaladığın ne varsa, her biri için aksi yönde örnekler göstermeye çalışacaktır.
"Bak" diyecektir mesela, "adamlar içiyor ama nasıl mutlular. Sen de biraz mutluluğu hak etmiyor musun? Adam akıllı, eş dost arasında, iki kadehin kime ne zararı olabilir ki?" Sağlık çalışanlarına, devlet bütçesine, senin gelirine, sevdiklerinin geleceğine zararı var canım, diyeceksin.
"Ya bak diyecek" mesela, "şimdi bu adam bize paramızı ödeseydi, biz böyle bir işe kalkışmayacaktık" diyecek, "ama gel şu iddia kuponunu yapalım, kiramızı çıkartırız, ev sahibine mahcup olmayalım." diyecek. Ben, yaratılmışların en onurlusu olarak, giderim, halimi arz ederim, onurum ile mahcubiyetimi tecrübe ederim, diyeceksin. O tecrübe de bana bir hediyedir, böyle bir durumda sabır ve anlayış gösterip göstermemek de ev sahibimin payına düşen tecrübedir. Herkes nasibine düşeni alacak, diyeceksin.
"Tamam ya, ne var ki bunda" diyecek mesela, "iş hayatı bu, herkes yükselmek için biraz strateji yapar, çok normal." Bana sonsuz, sınırsız ve kusursuz özünden üfledi Yaradan. Ben yaratılış itibari ile tertemizim, seninle kendimi kirletemem diyeceksin. Çıkacaksın iş vereninin karşısına, benim şu isimli meslektaşım benden daha yetenekli ve becerikli, herkes şahsi çıkarları için kötülemiş olabilir, ama bu mevkii onun hakkıdır diyeceksin.
Bu gibi bahane ve şikayetleri bir çok şeyde yapacak sana. Şimdi şu bahsettiğimiz şikayet etme huyu kimden geliyormuş anlamış olman lazım. Lütfen artık vakit kaybetme. Çünkü bu seviye onu en çok zorlayacağımız, ayıplayacağımız ve ezeceğimiz aşama. Bu sebeple aşırı asabiyet, sebepsiz öfke patlamaları ve bu mücadeleye neden girdiğini sorgulatacak yoğun can sıkıntıları hissedebilirsin. Burada sakın çok oyalanma, en kısa sürede üçüncü seviyeye çıkmamız lazım.
Yarın üçüncü seviyede görüşmek üzere...
.....
Citroen mi? E, araba markası. Hani var ya, iki tane ters V, üst üste... Sen ne sandın ki :)...
.....