Bedava, Ucuz Değil Pahalıdır | 28 Nisan / 365 Gün Öz Disiplin
Bedava, Ucuz Değil Pahalıdır | 28 Nisan / 365 Gün Öz Disiplin
Çoğu işlemin bir iyi bir de kötü tarafı vardır, ancak bir şey "BEDAVA!" olduğunda kötü tarafı unuturuz. "BEDAVA!" bize öylesine duygusal bir yük verir ki, sunulan şeyi gerçekte olduğundan çok daha değerli olarak algılarız.
Neden mi? Çünkü insanlar doğaları gereği kaybetmekten korkarlar. "BEDAVA!"nın gerçek cazibesi bu korkuya bağlıdır.
"Bedava" nihai pazarlama yöntemidir ve aynı zamanda başta finansal ve fitness olmak üzere kararlarına en büyük zararı verebilecek yöntemdir.
Şu andan itibaren, bir şeyin ücretsiz olduğunu gördüğünde ve bu konuda harekete geçmek istediğinde, kendine buna gerçekten ihtiyacın olup olmadığını sor.
Eğer bunun için para ödeseydin, yine de ister miydin yoksa sadece bedava bir şeyi kaçırmak istemediğin için mi istiyorsun?
İlk pratik uygulama, diyet yapan ve kendilerini ücretsiz atıştırmalıkların olduğu bir partide bulduklarında tıka basa yemek yiyen insanlar içindir. Tüm bu yiyecekleri yiyerek ne kazanıyorsun ve ne kaybediyorsun?
Eğer dünyanda yiyecek kıtlığı yoksa, kazandığın tek şey kaçırma korkundan kaçınmaktır. Peki ne kaybediyorsun? Hayalini, şimdiye kadarki sıkı çalışmanı ve muhtemelen geleceğini. Bedava atıştırmalıklar buna değer mi?
İkinci uygulama, mali durumları söz konusu olduğunda daha fazla öz denetim uygulamak isteyen kişiler içindir.
Alışveriş yaparken, bir şeyi bedavaya alabileceğin bir fırsat varsa, kendine bu şey bedavaya sunulmasaydı ona para ödeyip ödemeyeceğini ve onu gerçekten kullanıp kullanmayacağını sor.
Eğer kullanmayacaksan, bu fırsatı bu kadar özel kılan nedir? Bu ürünü zaten indirimdeyken satın alacak biri için bir fırsat olabilir ama senin için değil.
İşine yaramayacak bir şeyi satın almazsan hiçbir şey kaybetmezsin. Eğer satın alırsan da çok şey kaybedersin: paran, evindeki alan, bakımını yapmak için gereken zaman vs.