Besmelenin Hakkını Vermek / Çekim Yasası Hakkında Her Şey 35
Esmalar konusunda konuştuk ve bunu kendi menfaatimiz doğrultusunda dillendirmemek adına, nefsin arzusuna hizmet için tekrarlamamak adına uyarıda bulunmuştum. Bunun yerine dualar ve sureleri, anlamlarını bilerek ve anlayarak okuyalım demiştim.
Bunu belirtmekteki en büyük gayem ise esma zikrinin nefs odaklı bir çalışma olarak yapılsa dahi çalışacağı ve sonuçlarının kötü olabileceği kaygısıydı. Bunu anlamanı önemsiyorum: Esma zikri, belirli sayı ve doğru sesler ile yapılırsa ilahi matriksin kodlarına satır eklemek gibidir. Sen bu satırı eklersen, bu veriyi girersin ve bir yazılım gibi sonuçlarını da çıktı olarak alırsın. Bu izin verildiği haliyle ve senin kabiliyetlerinin üzerinde bir ilim seviyesi olduğu için genellikle de sonuçların geliş yöntemi ıstırap dolu olur.
"Kun Fe Yekun" konusunu konuşurken de bahsetmiştik seninle. Evet, sonsuz olasılıklar mevcut ama O'nun ilmi Allah'ın elinde olduğu için biz niyet, dilek, dua olarak bir yaklaşım sergiliyor ve "Kun" emirini Rabb'imizden bekliyoruz. Çünkü sonsuz olasılıklar içindeki sınırsız bağlantı içinden, hele ki geçmiş, an ve gelecek bağlamında, yani zaman tamponunda kusursuz bir çıktı bilebilecek bir ilme sahip değiliz. İşte esma zikri ile süreci zorlamak, en yakın ihtimale "Kun" demek gibi bir şey. Sonra da başımıza ne gelirse geliyor işte.
Bunu yapmayalım, bu konuda anlaştık zaten ama her gün yüzlerce zikretiğimiz bir şey var: Besmele... : Bismillahi "rahman" ir "rahim"... : Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla...
Bir müslüman olarak Rahman ve Rahim esmalarını yüzlerce defa zikrediyoruz. E, bu da çocuk oyuncağı değil, dünden beri bunun üzerine konuşuyoruz. Buraya biraz dikkatini vermeni rica ediyorum. Besmele bir ritüel, bir nakarat ya da bir sembol değildir. Müslümanın her işinin başında verdiği sözdür. Önce Rabb'ine sonra ruhuna verdiği bir söz...
Dolayısı ile Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmak adına "Rahman" ismi ile söz veren müslüman ne yapmalıdır? Rahman'ın ne demek olduğunu hatırlamalı, anlamalı, bilmeli ve ona göre yaşamalıdır. Ne demekti Rahman? Hiçbir ayrım yapmaksızın var olan her şeye ihsan eden... Peki sen her işine Rahman ismi ile söz vererek başlayan, insanları ateist - müslüman, müslüman - hristiyan, siyah - beyaz diye ayırırsan... Müslüman kardeşlerini ojeli - ojesiz, başı açık - başı kapalı, şucu - bucu diye ayırırsan... Canlıları insan - hayvan diye ayırıp, çiçeği severken böceği öldürürsen, birkaç kilo ceviz için sincabı, üç beş fazla karpuz için köstebeği katledersen... Hayvanların yaşadığı yerlere sokak inşa edip, sonra da bu hayvanlara sokak hayvanı adını verip, sonra da onlardan şikayet edip hala onları kovalamaya çalışırsan... Sanki bir sonraki sene onları kovaladığın yere yeni inşaatlar yapmayacakmışsın gibi... Olur mu?
Olmaz tabii ki. Rahmet, sevgi böylesine kalıplara, sebeplere ve ayrımlara uydurulacak, sıkıştırılabilecek bir şey değil. Yaradılanı Yaradan'dan ötürü sevmek böyle bir şey değil. Elhamdulillah neydi hatırla: İyiye ve güzele dair ne varsa her şey Allah içindi. Sevmek de her şey de olduğu gibi Allah için tabii ki. Arkadaşına karşı bir dost olarak Allah'ı sevmek. Sevdiceğine karşı bir eş olarak Allah'ı sevmek. Evladına karşı anne - baba, ebeveynlerine karşı bir evlat olarak Allah'ı sevmek. İnsana karşı insan, cana karşı can, ruha karşı ruh, öze karşı öz olarak Allah'ı sevmek. Hepsinde, her şeyde Allah'ı görmek, Allah'ı bilmek, Allah'ı sevmek. Hala daha kimi kimden, neyi neyden ayrı tutuyorsun da nasıl ayrım yapabiliyorsun? Eğer ki günde yüzlerce defa "Rahman" ismi ile söz veriyorsan öyle davran ki tüm hayatında bu sevginin bereketi tezahür edebilsin.
Dolayısı ile Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmak adına "Rahim" ismi ile söz veren müslüman ne yapmalıdır? Rahim'in ne demek olduğunu hatırlamalı, anlamalı, bilmeli ve ona göre yaşamalıdır. Ne demekti Rahim? Sevdiğine özel ilgi gösteren, koruyan, kollayan... Peki sen her işine Rahim ismi ile söz vererek başlayan, seviyorum dediklerine vakit ayırmazsan... İşim gücüm var diye sevdiklerini ihmal edersen... Acelen olduğu için o yavru kediciğin yanından hızla geçip gidersen... Akrabanın, komşunun, arkadaşın derdiyle dertlenmezsen... Bu kadar ihtiyaç sahibi varken birazcık elini cebine atmazsan... İyiliğe kör, yardıma sağır, hizmete üşengeç olursan... Olur mu?
Olmaz tabii ki. Merhamet, acımak ya da içi sızlamak değil, senin asli karakterindir. Lafa geldiğinde Allah'ımıza varmayı, O'nu görmeyi bilmeyi bizden çok isteyen yoktur. Ama o gün gelip de huzuruna vardığımızdan soracak biliyorsun: "Kulum ben hastalandım da beni neden ziyaret etmedin? Kulum ben acıktım da beni neden doyurmadın? Kulum ben susadım da neden bana su vermedin?" Her bir soruya nasıl olabilir bu diye şaşıracağız ama cevaplar burada, yanı başımızda. Hasta olan komşunun ziyaretine gittiğinde, bir ihtiyaç sahibi için hazırladığın kumanya paketine, ağacın dibine bıraktığın bir kap su da Rabb'im bizi bekliyor. Çok yakında, hemen yanı başında. Şimdi bu gece rüyana ak sakallı bir dede girse, Allah seni yarın şurada, şu saatte bekliyor, sakın geç kalma dese, nasıl gideceğini, nasıl yetişeceğini şaşırırsın. E, tamam sakallarım beyaz değil ama dediğim doğru emin olabilirsin. Git, o hastanın başında da, o yetimin, o kedinin başında da Canım Allah'ım seni bekliyor.
Acele et ki yetişebilesin. Bu dünyada hiçbir şey iyilikte yarışmaktan daha çok acele etmeyi gerektirmez. Birincisinin de, ikincisinin de ve hatta sonuncusunun da kazandığı başka bir yarış da yok dünya üzerinde. Tek ön koşul var, o da yarışa katılmak. Gerisi sadece yarışmak.
Neden lafı dönüp dolaşıp, iyilik, yadım ve hizmete getirdiğimi daha iyi anladığını ümit ediyorum. Neden her gün yapacağın bir iyilik olsun diye bahsediyorum daha iyi anladığını ümit ediyorum. Ben üzerine düşünce, yok çiçek böcek, yok kedi köpek dediğimde, çok sevgi pıtırcığı, çok ponçik işler bunlar diye tebessüm edenler de var biliyorum. Sen verdiğin sözü tut da ister pıtırcık müsüman ol, ister ponçik mümin ol. Sen besmelenin hakkını ver de sıfatlar teferruat... Emin ol ki tüm değişim o çiçekten, o kedi köpekten başlayacak. Sen her gün iyilik yapmaya bir başla yeter ki, miladın o başladığın gün olacak.