Ego Hastalık ve Drama Sever / Eckhart Tolle Türkçe 02
Anlaşılır bir şekilde, bugün gezegendeki milyonlarca insan fiziksel olarak sağlıkla ilgili; kendilerinin, arkadaşlarının ve sevdiklerinin sağlıkları ile ilgili korku ve belirsizlik yaşıyor. Benzeri görülmemiş bir zamandayız ve mümkün olduğunca bilinçli kalmak son derece önemli. Ego, hem bireysel hem de kolektif düzeyde , bunun gibi zamanların yaratabileceği “dramayı” sever. Mücadelemiz, egoik tepkiselliğe düşmemek için uyanık ve anda kalmak ve pek çok kişinin halihazırda karşı karşıya olduğu ıstıraba olumlu katkıda bulunmak olmalı.
Hepimizin bildiği gibi, hiç kimse fiziksel hastalıklara tamamen bağışık değildir ve bir hastalığın birçok farklı nedeni olabilir. Hastalığın ortaya çıkışını vücudundaki bir tür arıza olarak veya yaptığın ya da yapamadığın bir şey olarak yanlış yorumlama hatasına düşmek kolaydır. New Age tabiriyle insanlar bazen kendilerine şu soruyu soruyorlar: "Bu hastalığı neden çektim?" Daha sonra, mevcut anın gerçekliğiyle hiçbir ilgisi olmayan bir anlatı ekleyerek durumu birleştirirsin. Bu çok sorunlu bir hale gelebilir.
Fiziksel beden her zaman her türlü etkiye açıktır. Bedende bir şeyler ters giderse, kendini yargılamamak ya da ona senin neden olduğunu söylememek iki kat daha önemli hale gelir. Hastaysan, hangi hastalık olursa olsun, yapabileceğin en etkili şey olana teslim olmaktır, bu da hastalığa teslim olmak anlamına gelmez. Teslimiyet kabul etmek demektir. Kabullenme iyileşmeyi başlatır. İyileşmenin temeli, bu anı olduğu gibi kabul etmektir. Bu anda, söz konusu hastalık ya ağrı, rahatsızlık ya da bir tür sakatlık olarak kendini gösterebilir. Teslim olduğun şey bu, olanın kendisi.
Hastalık fikrine asla teslim olmazsın. "Korona olduğum gerçeğine teslim olmalıyım" veya daha da kötüsü, "Bu tedavi edilemez duruma sahip olduğum gerçeğine teslim olmalıyım" demiyorsun. Tüm teslim olduğun şimdiki andır, beden şimdiki anda tezahür eder. İşte bu; kabul ettiğin şey bu, bedeninin şimdiki hali. Bu tür bir teslimiyetle, aşkın boyuta bir kapı açılır ve bu, tezahür gücünün gerçekten ortaya çıktığı yerdir.
Dolayısıyla, bir hastalık teşhisi konulursa, hastalığı inkar etmezsin, aynı zamanda hastalık kavramı üzerinde durup onun etrafında bir kimlik de oluşturmazsın. Ego, gelişmiş bir kimlik duygusu için her şeyi kullanır ve mutlu bir şekilde (veya mutsuz bir şekilde) hastalık fikrini kullanır. Daha sonra, özellikle uzun süreli bir hastalıksa, benlik duyguna dahil edilebilir.
Vücut şu an olduğu gibidir, bunu kabul etmek iyidir. Fiziksel beden, kim olduğun demek değil. Gerçek özün zamansız ve formsuzdur.