Kendisi İçin 10 Dakika Ayıramayan Bir Halt Olamaz / Joe Dispenza Türkçe 06

Sürekli kişilikten, kişisel gerçeklikten ve değişimden bahsediyoruz, biliyorsun. Şimdi sorsam: "Kaç kişi düşündüklerinin yaşamı üzerinde bir etkisi olduğuna inanıyor?" Bir çok kişi evet diyecek, buna inanıyorum, şöyle biliyorum, böyle etkileri var, ne düşünürsek o oluruz, o gerçekleşir, vesaire, vesaire... Ama yine sorsam ki: "Bu sabah kaç kişi oturup bunun üzerinde çalıştı, uygulamasını yaptı ve bilinçli olarak bir gelecek yaratma çabasına girdi?" Çok az... 

İnsanların bunu yapmamasının en büyük nedeninin ne olduğunu da biliyoruz, çünkü bunun gerçekten doğru olduğuna inanmıyorlar. Madde boyutuna olan inancımız seviyesine çıkmadı bir türlü manevi inançlarımız. Her hafta sayısal loto, piyango bileti alırken buna inanıyorlar. Sayısal Loto'yu birinin kazandığı söyleniyor, onların da hemen hiçbirini görmüyoruz ama o ödülün verildiğine inanıyoruz. Ya da patron diyor ki: "Şunu, şunu yaparsan sana zam yapacağım." Ona da inanıyoruz, hemen deli gibi istenilen şekilde çalışmaya başlıyoruz. Ama... her şeye gücü yeten bir yaratıcımız var, onun manevi yasaları var, yaparsak her şey güzel olacak diyoruz... kimse yapmıyor.

Görüyor musun?... Kesinlikle doğru olduğuna inansan, bir günü bile kaçırır mıydın sence? Bunları bir an bile aklından çıkarabilir miydin? Zihninin bunları ertelemek istemesine izin verir miydin?

O halde, bak bakalım çevren mi düşüncelerini kontrol ediyor yoksa düşüncelerin mi çevreni kontrol ediyor. Çevren beynindeki farklı devreleri açtıkça bulunduğun ortam ile aynı şekilde düşünmeye başlarsın. Aynı insanları görüp, aynı yerlere gidip, aynı şeyleri aynı zamanlarda yaptığında sen onlar ile aynı düşünme şeklinde, onlar ile eşit oluyorsun. Ve böylece ne görüyorsan ve sana ne söyleniyorsa o olmaya başlıyorsun. 

Ve sürekli bu tanıdık şeyler ile eşitlendikçe sence geleceğin için neler yaratıyorsun? Tabii ki aynı şeyleri... Hiçbir şey değişmiyor yani. Sonra: "Vay efendim, ben ne yapacağımı bilmiyorum?", "hayat amacımı nasıl bulacağım?", "Çok istiyorum ama olmuyor?"... Laf-ı güzaf... Kuantum yasaları bende çalışmıyor diye serzenişte bulunuyorsun ya, işte bu halin yasaların senin üzerinde mükemmel çalıştığının en büyük ispatı. Aynı şeyleri düşünüyor, hissediyor, deneyimliyor ve aynı geleceği yaratıyorsun. Cuk! oturuyor emin olabilirsin.

Değişmek, gerçekten değişmek için çevrenden ve şu anki durumundan daha iyi düşünmen gerekiyor. Tarihteki bütün köklü değişimler gerçekleştirmiş, çağ açıp kapatmış, sosyal düzeni ve günlük hayatımızın bugünkü tasarımında rol oynamış liderler, mucitler, fikir önderleri, hepsi ama her biri bulundukları çevre gibi değil o çevrenin değiştiğinde nasıl olacağını zihinlerinde canlandırdılar, varmış gibi yaşadılar, olmuş gibi hissettiler ve zihinlerinde hayalleri gerçekleştiğindeki kişiliklerini hep canlı tuttular.

Oturup zihninde tüm heyecanın, coşkun ile yaşadığın kişiliğin senin gelecekteki kişisel gerçekliğindir. Onu ne kadar çok ve ne kadar yoğun zihninde yaşarsan, düşüncelerinde deneyimlersen, deneyimlediğin hali ne kadar çok ve yoğun hissedersen o kadar yaklaştın demektir. 

Nasıl düşünüyorsan o şekilde davranır ve yine o şekilde hissedersin. Buna düzenli olarak devam ettiğinde kendi kişisel gerçekliğini inşa edersin. Buna kanıt mı istiyorsun? Aynaya bak. Şimdiye kadar ki düşünce, davranış ve duyguların aynada baktığın kişisel gerçekliğini oluşturdu. Bundan sonrası da aynı şekilde devam edecek. 

O halde artık değişmeli, çevreni, zamanı, modern hayatın yoğunluklarını, aileni, eğitimini, eksikliklerini ve, ve, ve bahane olarak öne sürdüğün ne varsa hepsini bir kenara bırakıp yeni bir kişisel gerçeklik için oturup gözlerini kapatmalısın. Şu andakileri değil olmak istediğin halini düşünmeye başlamalısın. Bir çok kişi değişmek ister ama başaramaz. Bir çok kişi olduğundan daha iyi olmak ister ama yapamaz. 

Çünkü kendi için günde on dakika bile ayıramayan bir halt olamaz.