Bedenin Ana Enerji Hattı: Merkez Meridyen / Enerji Tıbbı - Meridyen Terapi 02
Meridyenler, enerjiyi dışarıdan içeriye, içeriden dışarıya taşıyan elektriksel hatlardır. Merkez meridyen ise bedenin bilgesidir… Merkez meridyenin dengede olması, yaratıcılık, canlılık, ileriye atılma ve kendini yaşamaktır. Dengeden şaşma halinde ise karamsar, yok edici, ilerleyemeyen ve depresif hal alma durumu kendini gösterir.
Hemen küçük bir deneyimle birlikte basit ancak kendini ve bedenini tanıma yolunda oldukça açılımlar sağlayan bir çalışma yapalım:
Önce sağ elini, başından ayakuçlarına kadar olabilecek en yavaş hareketlerinle bedendeki ısı değişikliklerini, titreşimlerini hissetmeye çalışarak gezdirmeye başla. Sonra sol elinle aynı şekilde baştan aşağıya tara. Bunu birkaç kez yap. Eğer herhangi bir his oluştuysa; nerede soğuk, nerede sıcak hissettin? Olmadı mı, hissetmedin mi, sorun değil çalıştıkça beden kendi bilgeliğini kullanacaktır. Gözlerini kapatabilirsin, gözlerini kapatmak dikkatini toplamana yardımcı olacaktır. Yalnızca ellerine ve bedenine odaklan. Sana soğuk gelen bölgelerdeki organlarda ve meridyen hatlarında durağanlık, sıcak gelen alanlarda ise aşırı yükleme var demektir. El yordamıyla yaptığımız bu uygulama kendi kendine yardım için bir başlangıç. Sen bunu yaparken içindeki şifacıyla tanışacaksın. Çalışmayı pratikleşene kadar istediğin sıklıkla yapabilirsin.
On dört ana hat ile tanımlanan Meridyen 100 milyardan fazla sinir ağı ile örülmüştür ve hiç durmaksızın akmaya devam eden bu enerjiler sadece şekil değiştirir. Evrensel Enerji Alanı’nda insan seçim haklarına sahiptir. İnsan, Enerji Alanı’na neyi yüklerse yaşamına ve bedenine o yansıyacaktır.
Bu enerji hatlarının en önemli ikisinden biri olan MERKEZ MERİDYEN HATTI bedenin ön tarafında konumlanmıştır. Vücudun rahim bölgesinden başlayarak düz bir çizgi şeklinde alt çenede alt dudakta biter. Etki noktaları Rahim, Solar Pleksus, Timus, Akciğer ve Boğaz olmak üzere geçtiği organları, bezleri ve sinir düğümlerini etkiler.
Var oluş gayesini gerçekleştirmek üzere programlanan insan her çağa ayak uyduracak yapıdadır. Yeni altın çağa giriyor oluşumuzu düşünecek olursan, beden, zihin ve ruh üçlüsünün tam ve bir bütün halde enerjilerini doğru kullanarak ilerleyebilirsin. İşin püf noktası olarak bu çağa ayak uydurabilmek için negatifte yaşamaya alışmış zihnin terbiyesini yaparak, duygu durumu değiştirmen önem arz etmektedir. Pozitif seçimler yaparak, kendini sevmeye ve tanımaya başlayarak bulunduğun dünya düzlemi içinde istediklerine bir sıçramayla ulaşabilirsin.
Merkez meridyen 24 saat boyunca hiç durmaksızın çalışır. Merkez meridyenin tüm vücudu aşağıdan yukarıya kadar kaplaması beden ve ruh açısından birlikteliğin sağlanması anlamını taşır. Bedenin ön bölgesini kapsadığı için, akciğerlerin soluk alıp vermesini sağlayarak enerjiyi çıkarır. Yaşam döngüsünde, öne, ileri ve ben, kodlarını aktive eder. İlerleme sağlamak için yeni duygu ve düşüncelerin, bakış açılarının oluşturulmasında etkilidir. Eğer dik duramıyorsan omurga öne doğru eğriliyorsa ön beden sıkışır ve beyne yeterince oksijen gitmediği için de anlama ve kavrama kabiliyeti azalır. Sen dik durdukça Timus açılır, beden rahatlar, epifiz salgı bezi ve hipofiz salgı bezi çalışır. Bu iki bezi hareketlendirerek ruhsal tekâmülün amacını yerine getirebilmesi adına beynin sağ ve sol dengesini aktive eder. Aynı zamanda dik duruş; eski alışkanlık, duygu ve düşünceleri bedenden uzaklaştırır. Bunun açılımını sana şöyle izah edebilirim: Göğüs bölgemiz bedenin ön kısmı, bizim dış dünya ile bağlantılarımızı sağlayan alandır. Beden öne doğru genişledikçe Timus da açılıp genişler ve yeni alanlar oluşturur.
Yaklaşık 8-13 hertz arasında titreşim hızıyla çalışan bu meridyen aynı hızda çalışan dünyanın manyetik frekansıyla uyumludur. İnsanın dünyanın manyetik alan frekansına, bioritmik sistemine uyumlanabilme özelliği taşır. YİN enerjisi ile dolu olan merkez meridyen, Rahim, Anne ve dişil enerjileri de çalıştırarak hormonal dengeyi kuracaktır.
İnsan aynı alan içinde engellenmeler, ileriye atılamama, istediklerini yapamama, değersizlik, benlik ve kimlik sapması, öz saygısını kaybetme gibi negatif durumları da yaşar. Tüm negatif davranışlar ileriye gitmemizi geciktirecektir. Senin kendi merkezinde olman demek, sağa sola sapmadan kendi yolunu belirlemendir. Bu bağlamda kendi yolunda olduğun zaman başka hiçbir enerji alanıyla çakışmayacaksın ve kendi enerji alanını koruyacaksın demektir.
Dik bir çizgi şeklinde olan Merkez Meridyen şifalandırılırken, hattı aşağıya yukarıya hareket eden bir fermuar gibi düşün. Nasıl fermuar kapalıyken altındaki her şey güvendeyse, açıkken her şey ortaya dökülüp saçılır ve içinde olan her şey de tehlikededir. Aynı zamanda dışarıdan gelecek herhangi bir enerjiye de açık haldedir. Merkez meridyen dengeden çıktığı zaman yaratıcılık, canlılık, neşe ve keyif kısıtlanacaktır. Dolayısıyla kendini karamsar, yok edici, kavgacı, olduğu yerde kalan, yapmak istediğini yapamayan ve değersiz hissedersin. Değersiz hissettiğinde kendine olan öz sevgini de kaybetmiş, kendi enerji alanını kaptırmış olursun ki beynin daha farklı bir titreşime geçemeden kurban rolünde devam edersin.
Meridyeni temizleyip şifalandırabiliriz. Burası gerçekten önemli!
Öncelikle ellerini kullanarak, meridyeni ters yönden yani alt dudağın hemen altından tutup, sanki o bahsettiğimiz fermuarı aşağıya çekerek içinde sana ait olmayan duygu, düşünce ve enerjileri bedeninden uzaklaştırıp boşaltacaksın. Bunu yaparken içinden ya da sesli olarak mantralar, olumlamalar, niyetler geçirebilirsin. Örneğin; “Beni merkezimden saptıran, bana ait olmayan bütün duygu ve düşünceleri, bana ait olmayan, dışarıdan üstüme yapışmış bütün negatif enerjileri ve blokajları temizleyip arındırmaya, kendi merkezime dönmeye niyet ediyorum.”
Şimdi asıl soru geliyor: NE YAPTIM DA MERKEZİMDEN AYRILDIM?
Tam ve mükemmel çalışan bu beden makinasını nasıl bozdum? Ben birkaç ipucu vereyim: YARGI, ZAN, DEDİKODU, ŞİKÂYET, MEMNUNIYETSİZLİK, ŞÜKÜRSÜZLÜK, BAŞKALARININ HAKKI… Amacına ulaşmayı engelleyen takılıp kaldığın bu negatiften çalışan zihnin her şeyi alt üst etti ve sistem zayıfladı. Bu hat üzerine olan MİDE de nasibini aldı. Ne yerken, ne düşündün ve ÖFKEyi besledin? Bu bölümü tamamen sana bırakıyorum. Çünkü seni en iyi sen tanırsın.
Merkez meridyen dik hattıyla bir direk gibi bedeni sağlam tutmakla görevlidir. CHİ enerjisi ile çalışır ve tutuğu yaşam enerjisini tüm organlara dağıtır. Cimrilik yapmadan tuttuğu her duyguyu, düşünceyi ve dışarıdan aldığı tüm bilgiyi, ayırt etmeden AFFERENT (getirici) iletim ile bedenden beyne iletir. YİN yani dolu enerji olduğundan NE VERİRSEN ONUNLA DOLDURUR VE YAŞARSIN. Neyi seçiyorsun hayatı keyifle yaşamayı mı yoksa bedenini hasta eden eylemleri mi?
ALLAH, YERYÜZÜNÜ BİZE KARAR YERİ KILDIYSA MERKEZİNİN KARARINI DA SEN VERECEKSİN…
Merkez meridyenin psikolojisi VAR OLMAKTIR. Rengi ise siklamendir. Mor ve mora yakın renkler gücü temsil eder. YAŞAM GÜCÜ diyebiliriz. KENDİ GÜCÜNÜN MERKEZİNE DÖN mesajını bilinçaltına verir.
Merkez meridyenini boşalttıktan sonra yerine yeni taze CHİ enerjisi koyabilmek için İkinci çalışmayı yapman şarttır:
Rahim bölgesinin hemen üstünde olan fermuarı tutarak tekrar alt çeneye kadar yukarı çekeceğiz. Bunu yaparken de bildiğin bütün güzel olumlamaları sıralayabilirsin. Örneğin; “Var olmanın keyfini çıkarıyorum.” Siklamen rengini düşünerek, “BEN YARATILMIŞLARIN EN MÜKEMMELİYİM, TEŞEKKÜR EDERİM, ŞÜKÜRLER OLSUN, KENDİ MERKEZİMDEYİM! Dışarıdan gelen tüm negatif enerjilere kendimi kapatıyorum” diyerek fermuarı alt çenede, dudağın altında bırak. En başından itibaren yaptığımız çalışmayı sık sık yaparsan bedenin o bilgeliğini kullanacaktır. Ve hatırla lütfen: beden kayıt tutar.
Mucize insanın kendisidir. Bunu unutması ise kendine yapacağı en büyük ihanettir.
Kendini sev, kendini anla, kendini dinle, kendinle yakınlaş… Şifa olsun…
-----
/// Perihan Özyol >>> Instagram
-----