Kavuşmak Olmadığı İçin mi "AŞK" Bunun Adı? / İçimden Geldiği Gibi 10
Hakikate ermek hiç nasip olmayacakmış gibi geliyor bazen. Zahmetli gerçekten. Ama bana umut veren de bu zahmet aslında Allah'ım. Zira seni anlamanın ve bulmanın çok kolay olması da gönlüme doğru gelmiyor. Hatta mümkün olması da doğru gelmiyor. Denk miyim ki tam anlamıyla anlayıp, bulup, varabileyim? Bulmak ve varmak yok di' mi?
O zaman hiç kavuşamayacak mıyım sana mutlak manada? Senin seni bildiğin gibi, senin seni sevdiğin gibi ne bilebilecek ne de sevebilecek değilim. Kavuşmak olmadığı için mi AŞK oluyor bunun adı? Kıt aklım, paslı gönlüm bu kadarını idrak edebiliyor belki ama anlamadığım bir şey var: madem kavuşamayacaksam bu beni neden bu kadar mutlu ediyor? Deli miyim?
Gündelik hayatta bir isteğime kavuşmak beni mutlu ederken, sana kavuşamayacak olmak, varamayacak olmak neden sevindiriyor beni? Senin "varılamaz olan" olman beni neden bu kadar mutlu ediyor? Bunun cevabı var aslında gönlümde: SEN!
Sen o kadar sensin işte. Tabii ki hakkıyla bilinemeyecek, tabii ki varılamayacaksın ki seni ancak sen bilebilirsin tam manasıyla. Ve aslında, az önce "Sen o kadar sensin işte" diyenin de sen olduğunu biliyorum. Ve yine, "'Sen o kadar sensin işte' diyenin de sen olduğunu biliyorum" diyenin de. Ve... Ben sonsuza kadar bir önceki cümleyi bir sonrakine dahil edip, sonuna "sensin" diye eklesem yine hep sen olacaksın. Bu da demek oluyor ki ben yokum işte. Aslında her şey de sen seni bildiriyorsun bana ve bunu istediğin için, bilinmeyi murad ettiğin için ben varım senin hükmünde. Ama sen istemezsen yokum.
E, ama bu da beni çok mutlu ediyor. Yok olmak, sadece sen varsan var olabilmek, sadece sen istersen varım diyebilmek nasıl güzel bir lütuf. Yokluk korkuttukları kadar da kötü gelmiyor gönlüme. Yokum ve mutluyum.
O zaman sana neden sen diyorum? Ayrılık, gayrılık yok madem... Çünkü kelimelerim yetmiyor da ondan. Bildiğim kelimelerin en samimisi, en yakını, en sıcağı "sen" çünkü.
Peki ben yoksam, sadece sen varsan ve dolayısı ile aslında her şeyi kendinden kendine izliyor ve seyrediyorsan, ben bu güzelliği hak edecek ne yaptım? Bu lütuf, bu nezaket, bu incelik niye? Neden hayat dediğimiz bu şeyi bahşettin bana? Yaratımın sonsuz, başka bir varlık da olabilirdi, sonsuz sayıda ve çeşitte başka başka varlıklar olabilirdi elbette. Tamam biliyorum, aslında lütfeden, nezaket gösteren bu inceliğin sahibi sen olduğun gibi, tüm bunlardan kendi yaratımının sonsuz lezzetini alan da sensin. Ama burada bilinmek muradına aracı olarak beni yarattığını bilip güvenerek ve yine seni bilerek, seni isteyerek, seni severek şu sonuca varmak beni benden alıyor:
"Sen de beni seviyorsun."