Tanıtım / AH! ŞU ZENGİNLER 00
Evet, ilk araştırma dosyasının konusu: "zenginler..." Hatta "Ah! Şu Zenginler!"
Para, mal, mülk, servet olunca konu, bununla ilgilenen insan bulmak zor değil. Açıkçası benim de ilk konu olarak bunu seçme nedenlerimden biri bu. Ama bunun dışında da konuya bizzat ilgim büyük ve ilgi duyulmasının gerektiğine inanıyorum.
Dünyada çok fazla paranın olduğu belli. Paranın yanı sıra tüm gezegenin bolluk ve bereket temeli üzerine kurulu olduğuna inanan biri olarak zenginlik ve refahın tabii halimiz, doğal olarak hakkımız olduğunu düşünüyorum.
Bu noktada bizi bu doğal halimizden alıkoyan şey para, daha doğrusu öyleymiş gibi görünüyor. Aslen hayatımızı çok ama çok büyük ölçüde kolaylaştıran bu araç, görünürde birçoğumuzun prangası haline gelmiş durumda.
Peki bunun sebebi ne?
Çok fakir eleştirisi gibi gelebilir ama cevap veriyorum: "zenginler." Ama konuya servet düşmanı gibi yaklaştığımı sanma lütfen. Sorun zenginliğin kendisi değil zenginlerin kendisi. Belli ve yüksek oranda birikimi kendine saklayan ve/veya kendinde çoğalmasını sağlayan insanlara zengin diyoruz.
Tabii ki zenginlere de düşman değilim. Kimse, "zenginden alıp fakire verelim" gibi bir anlam çıkarmasın konuştuklarımdan. Robin Hood önünde sonunda bir eşkıya, bir hırsızdır. Benim sorunum zenginlerin az sayıda olması. Ben herkesin zengin olmasından yana bir fikri savunma gayretindeyim. Çünkü, dediğim gibi, refah bizim doğal hakkımız ve herkes zengin olursa, zaten "zengin" diye isimlendireceğimiz kimse de kalmayacağından, sorun ortadan kalkacaktır.
Peki, neden bu gezegen bu kadar bereketli ve her şeyden herkese yetecek hatta artacak kadar var iken bu zenginlerin sayısı bu kadar az? Bunlar ne yapıyorlar ya da fakirler bunların yaptığı neyi yapmıyor da sürekli açılan bir gelir uçurumu var?
İşte tam da eğilmek istediğim konu bu aslında. Çünkü, altı tane kolu olan ya da ses hızında koşabilen bir zengin görmedik hiçbirimiz şimdiye kadar. Hepsi senin benim gibi insanlar.
Ve en çok yanılgıya düşülen cümleyi az önce ben söyledim: "Hepsi senin benim gibi insanlar..." İşte bu tam anlamıyla bir fakir avuntusu. Bir yandan bu cümleyi motivasyon için de kullanabilirsin. Özünde evet, senin benim gibiler, yani sen de ben de aynı statüye erişebilecek kapasite ve kabiliyetlere sahibiz. Ama bunu bir motivasyon olarak almıyor ve kendi durumunun bir tesellisi olarak ortaya atıyorsan, bu tam bir avuntu oluyor. Ve daimi fakirliğinin garantisi...
Biraz nesnel bir düşünmeyle yaklaştığında anlıyoruz ki, diğerlerinden farklı bir şeyler yapıyor bu zenginler. İşte burası bu araştırma dosyasının çıkış noktası ve sebebi. Yani anlatmak istediğimin özeti şu: Zenginleri iyi tanır, doğru analiz eder ve onların deneyim ve seçimlerini takip ve taklit, sonrasında da tatbik edebilirse herkes zengin olabilir.
Bu dosyanın konularında dillendirmek istediklerim de bunlar olacak:
- Zenginler ne yapıyor da fakirler yapmıyor ya da zenginler fakirlerin yaptığı neleri yapmıyor?
- Zengin ya da fakir olduğunu, daha doğrusu bilinç yapının hangi yönde olduğunu nasıl anlarsın?
- Neler dinliyor, neler izliyor ve okuyorlar?
- Çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar?
- Neyi ve nasıl yaparak zengin oluyorlar?
- Bu para, para dedikleri nasıl bir şey ki, herkes ulaşamıyor?
- Yahudilerin neden hepsi zengin ya da gerçekten böyle bir şey var mı?
- Bunun bilmediğimiz bir okulu var mı veya bu öğrenilebilecek bir şey mi? Evet ise, nasıl?
Tüm bu konuları araştırmak ve incelemek bile birçok önyargıyı kıracaktır diye düşünüyorum. Bence gel, hem konuşalım hem de dinlediklerimizi yapalım ki, bu dünyanın sefası, bolluğu, bereketi ve refahı bir avuç insana kalmasın.
Bizim neyimiz eksik?! :)...