Header Ads

Acı ve Sıkıntı İle Baş Etmek İçin Bir Uygulama / Deepak Chopra Türkçe 13


Hayatta izlediğimiz iki temel yol vardır: düşünme ve hissetme. Akılcı düşünce, bilim ve teknoloji çağında çok değerlidir, ancak günlük yaşamda her türlü duygu da araya girer. İnsanlar hayatlarıyla rasyonel bir şekilde uğraştıklarını varsayarlar, ancak herkes bir düşünce ve duygu karışımı yaşar. Bu karışım kafa karıştırıcı olabilir ve bilinçli bir şekilde, tam farkındalıkla yaşamda ilerlemek istiyorsan, bu karışıklığın düzeltilmesi gerekir.

Hayatta kendi yolunu düşünme rasyonalistlere hitap ediyor, ancak kendilerini kandırıyorlar. Hissetmek her zaman her deneyimin, her kararın, her yaşam seçiminin bir parçasıdır. İşte bunun nasıl çalıştığına dair bazı örnekler:

Nefret ettiğin bir yiyecek düşün. Kendini bu yiyeceğin bir ısırığını ağzına koyarken gör. Salyangoz, çiğ istiridye veya haşlanmış lahana olabilir. Onun yerine yemeği sevmiş gibi tatmaya çalış. Muhtemelen yapamazsın çünkü tadı senin onun hakkındaki hislerinle pekişmiştir artık.

Kendini sokakta küçük çocuklarla yaşayan evsiz bir kişinin yerine koy. Durumu görselleştir; şüphesiz gerçek hayatta benzer bir şey gözlemlemişsindir. Bir yabancının sana doğru yürüdüğünü ve sana 1000 dolar nakit verdiğini hayal et. Ona bolca teşekkür ediyorsun, ama sonra küçümseyerek gülüyor ve parayı geri alıyor. Ne hissediyorsun?... Durumu herhangi bir duygu olmadan görebiliyor musun? :)... İşte bu, gördüğümüz her şeyin duygu düzeyinde bir yorumla nasıl harmanlandığının dramatik bir örneğidir.

Dağlarda uzun bir yürüyüşe çıktığını ve zamanın nasıl geçtiğini hayal et. Şimdi hava karanlık, sıcaklık hızla düşüyor ve kampa geri dönmelisin. Zifiri karanlıkta, neredeyse kenarında, ucunda bir uçuruma ulaştın. Tökezledin ve düştün. Düşüşün çok uzun olmadığını, belki de iki-üç  metre olduğunu belli belirsiz hatırlıyorsun. Geri dönüş yok. Endişeli hissetmeden böyle bir durumla başa çıkabilir misin? Sanırım çok az insan yapabilir.

Bu senaryoların amacı, hepimizin hayat boyunca kendi yolumuzu sandığımızdan çok daha fazla hissetmemizdir. Bir karardan diğerine mantıklı düşündüğümüzü varsayıyoruz. Ama gerçekte, "nasıl hissettiğimiz" çok daha baskındır. Eskiler, kalbin zekanın merkezi olduğuna inanırlardı ve gerçekten de yanılmadılar. Duygunun kendi derin zekası vardır. Bu gerçeği görmezden gelmek sınırlayıcı ve çoğu zaman zarar vericidir. Bazıları ise çok fazla hissettiğini söyleyebilir; Örneğin, her zaman yürekleriyle yol alırlar ve bu nedenle kalpleri çok kırılır. Yine de çoğu zaman aşk, aşırı düşünmek ve güven dürtüsüyle duygulara yeterince dikkat etmemekle kaybolur. Bence içtenlik en az farkındalık kadar önemlidir.

İşte şu andaki bedeninle bağlantı kurmak için kendi farkındalığının duygu seviyesini kullanan bir uygulama.

  • 5-10 dakika rahatsız edilmeyeceğin sessiz bir yer bul.
  • Gözlerini kapat ve dikkatinin vücudundaki rahatsızlık hissettiğin yerine özgürce gitmesine izin ver. Bunun yerine zihinsel bir ağrın varsa - örneğin bir endişe veya seni rahatsız eden herhangi bir kalıcı his - dikkatini zihnine getir.
  • Birkaç saniye rahatsızlığa veya acı verici düşünceye hafifçe odaklan, sonra dikkatini ondan uzaklaştır. Bunun yerine vücudunun ana hatlarına odaklan. Etrafındaki havayı, cildindeki sıcaklığı ve tüm vücudunu hisset.
  • Rahatsızlığına veya acı verici düşüncene geri dön, sonra farkındalığını bir kez daha bu duygudan tüm vücuduna doğru genişlet.
  • Bunu birkaç kez tekrarla.
  • Şimdi biraz daha genişlet. Rahatsızlığını veya acı verici düşünceni hisset, ardından farkındalığını çevrendeki odaya genişlet. Herhangi bir sesi dinle ve farkındalığının odayı doldurmak için bir balon gibi genişlediğini görselleştir. 
  • Bunu da birkaç kez tekrarla.
  • Son olarak, farkındalığını her yerde genişlet. Rahatsızlığını veya acı verici düşünceni hisset, sonra farkındalığının odanın duvarlarının ötesine geçtiğini, binanın dışına çıktığını ve tüm sınırların ötesine genişleyene kadar sürekli olarak büyüdüğünü hisset.
  • Bir an sessizce otur ve sonra gözlerini aç.

Çoğu insan için, bu uygulamayı yapmadan önceki rahatsızlık veya acı verici düşünce önemli ölçüde azalacaktır. Aşırı, inatçı acı ve ıstırap ortadan yok olabilir. Tek seans doğal olarak kalıcı bir tedavi değildir, ancak bu egzersiz gerçekten dikkat etmemeyi öğrenmekle ilgilidir.

Çünkü her türlü acı dikkat gerektirir. Pasif olarak pes edip etmemek sana kalmıştır. Böyle bir durumda, dilinin sürekli olarak dokunarak ağrıyan bir dişi veya uçuk yarasını ısrarla deşmesi gibi ağrıyı şiddetlendirirsin.

Bu otomatik tepkiden kurtulmak için, farkındalığını bilinçli olarak gitmesini istediğin yere taşıyabilirsin. Bu egzersizde yapmayı öğrendiğin şey budur. Farkındalığının kontrolünü eline alarak kendini sıkışmış bir tepkiden nasıl kurtaracağının mükemmel bir örneğidir.

Sonunda, yaşam boyunca nasıl hissedeceğini / hissedebileceğini öğrenmek, mutluluk ve başarı için en büyük umudu sunar. Duygu tüm beden zihninde meydana gelir, bu da bize beden ve zihni ayrı tutmaya çalışmak yerine birleştirmemiz için pratik bir neden verir.

Blogger tarafından desteklenmektedir.