Bağışıklık Sistemini Güçlendir, Kışı Rahat Geçir / Aromaterapi 02
Sağlık tüm yaşam kalitesi ve aslında tüm başarı anlayışlarının en etkili çarpanı ve tabanı durumunda. Mutlu olmak, pozitif bir hayat görüşüne sahip olmak ve hatta çok başarılı biri olmak dahi sağlıklı olma zemini sağlanmış ise geçerli olabiliyor. Zira sağlık yoksa çok mutlu olmak da çok başarılı veya zengin olmak da kıymetini yitirebiliyor.
Bu bağlamda bağışıklık sistemimizin iyi ve dengeli çalışması birincil önceliklerimizden biri olmak durumunda. Çünkü bağışıklık sisteminin düzgün ve dengeli olması demek sağlıklı olmak demek ile neredeyse eş değer.
Bağışıklık demek aslen savunma sistemi demek. Ve her bir ordu gibi bağışıklık sistemimizin de belirli gereklilikleri ve ihtiyaçları var. Ruh halimizden uyku düzenimize, bedensel aktivitelerimizden ve tabii ki yiyip içtiklerimize kadar birçok unsur bağışıklık sistemimiz üzerinde etkili. Dolayısı ile bağışıklık sistemimizin zaman zaman zayıflaması ve desteğe ihtiyacının olması çok doğal.
Önce istersen bağışıklık sisteminin ne olduğuna ve nasıl çalıştığına bakalım kısaca. Aslında sistem vücuda giren her şeye maydanoz olan bir yapıya sahip :). İnorganik virüs bileşenleri, hastalık oluşturan organizmalar yani patojenler ta ki gıdalarımıza kadar önce bir “alıcı gözüyle” inceleniyor. Herhangi bir zararlı ya da yabancı yani tanınmayan veya vücudun kendisine ait olmayan bir giriş gerçekleşirse, kan dolaşımımızdaki antikorlar bu davetsiz misafirlere karşı bir temizlik hareketi düzenliyor.
İlk savunma hattı çok özel ve seçici olmayan ve doğuştan gelen bağışıklık sistemi ile genellikle cilt mukoza zarlarından giriş yapan mikroplarla savaşan genel koruma refleksidir. İkinci savunma sistemi ise zararlı patojenleri tespit edebilen, onlara saldıran ve etkisiz hale getirmek için özel ve uyarlanabilir bir yapıya sahip olan bağışıklık sistemidir ki sağlıklı olabilmek için çok önemlidir.
Bu noktada uçucu yağlar; karbonhidratlar, eterler, alkoller, aldehitler ve ketonlar dahil olmak üzere içerdikleri farmakolojik özellikteki doğal bileşenler sayesinde tıbbi amaçlar için biyolojik özelliklere sahip olmaları ile yardımına koşabilirler. Tüm bu bileşenler uçucu yağların destek, etken ve koku sahibi olmalarını sağlayan şeylerdir.
Tüm uçucu yağlar, bir dereceye kadar anti-bakteriyel, anti-viral ve anti-septik özellikler içerir. Böylece bağışıklık sistemini güçlendirebilir, zararlı bakteri ve virüsleri ortadan kaldırabilir, havayı temizleyebilir, grip ve benzeri semptomları hafifletebilir ve hastalık sürecinde rahatlamanı sağlayabilirler.
İşte bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için kullanabileceğin 3 doğal yağ:
1.Zencefil Uçucu Yağı:
Anti-mikrobiyal, anti-oksidan ve anti-inflamatuar etkileri ile bağışıklık fonksiyonunu güçlendirmende fayda sağlar. Soğuk kış aylarında vücut ısını artırarak hastalıklardan korunmanda yardımcı olur. Ayrıca kas ve eklem ağrıların üzerinde yatıştırıcı etkisi ile hastalık sürecinde rahatlamanı sağlayabilir.
Uygulama / Vücut Masajı: Bir sabit yağ ile, her 50 ml için 5 – 10 damla damlatıp, vücudunda ihtiyaç duyduğun alana masaj yaparak uygulayabilirsin.
2.Karanfil Uçucu Yağı:
Viral enfeksiyonlara karşı çok güçlü bir ajan olarak kabul edilir. Güçlü anti-inflamatuar, anti-mikrobiyal, anti-oksidan ve ağrı giderici özelliklere sahiptir. Bakteri ve virüslere karşı doğal bir koruma kalkanıdır.
Uygulama / Difüzör: Difüzör içine 10 damla ilave edilerek 20 – 30 dakika kokunun ve bileşenlerin ortama yayılması yeterli olacaktır.
3.Çörekotu Sabit Yağı:
Bağışıklık sisteminin dengelenmesinde en çok bilinen ve başvurulan yardımcıdır. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, astım-bronşit gibi rahatsızlıklarda, alerjik bünyelerde vücutta inflamasyon ile seyreden kronik hastalık durumlarında tedaviye ilave gıda desteği özelliği ile vazgeçilmezdir.
Uygulama / Dahilen (İçerek) Kullanım: Yetişkinler için günde “1 Tatlı Kaşığı” çörekotu yağının dahilen tüketilmesi önerilir. Salata veya çorbalarına eklemek de lezzetli seçeneklerden biri olabilir. Tavsiye edilen günlük kullanım miktarının aşılmaması önemlidir.