Header Ads

Sosyal Medya ve Boş Kafalar / İçimden Geldiği Gibi 01


Şu sosyal medya aslında benim gibi konuşmayı pek sevmeyen daha doğrusu konuşma konusunda seçici olma disiplini olan insanlar için biçilmiş kaftan. Çünkü konuşmuyorsun, yazıyorsun :). E, ben yazmayı da çok seviyorum, oh! mis...

İfade etme özgürlüğümün olmasının yanı sıra kelime dağarcığımı da bilgi birikimimi de rahat rahat kullanabilmenin genişliği gerçekten paha biçilemez. Evet, günlük hayatta özgürce konuşamıyoruz hatta bile bile, isteyerek ve hatta kendimizi mecbur hissederek kelimelerimizi kısıtlı bir hacim içinden seçiyoruz. Çünkü çoğunlukla kullanılmayan ya da az bilinen bir kelimeyi masaya koyduğunda "entel dantel" -artık bu da nasıl garip bir tabirse :) - ilan edilmen kaçınılmaz. 

Çünkü neredeyse herkes bir yargılama mekanizması. Ve seni sen olarak kabul etmek yerine, kendi öz kıymetini vermek yerine, kafasında bir yerlere oturtmak daha doğrusu kendine göre, kendi "bana göre"sine göre bir noktaya terfi ettirmek çok sevilen bir şey. Sıradan kelimeler ile konuştuğunda bile eş anlamlı kelimelerden hangisini seçtiğine göre sınıflandırılıyorsun hemen. Benim çok güldüğüm bir şey var mesela: Ölenin arkasından söylenen rahmet cümlelerinden biri... Eğer seküler bir anlayışın mensubu ya da meşhur tabir ile solcu isen "ışıklar içinde uyusun" diyorlar. Ama muhafazakar bir çevrenin insanı ya da yine meşhur tabir ile sağcı isen "nur içinde yatsın" diyorlar. 

:)... Eş anlamlı bunlar eş anlamlı... "Nur içinde yatsın" diyene solcusu gözlerini kısarak bakıyor, "Işıklar içinde uyusun" diyene sağcısı da "töbe estaffirulah" çekiyor :)... Her iki tarafın birbirine slogan atarken solcunun eşitlik, kardeşilk, özgürlük, sağcının "tevhid" nidaları atması gibi. E, bunlar da aynı ya :). 

Neyse, serbest konuşacağım derken konuyu dağıtıyorum; sosyal medyaya geri dönelim. Sosyal medyayı çok sevsem de benim en zorlandığım ve ortalıkta olmak yerine kendi köşemde takılmamın sebebi olan durumun adı: sarhoşluk. Ne alaka diyebilirsin, içki sarhoşluğundan bahsetmiyorum. Söz konusu olan şöhret sarhoşluğu. Yine anlamadıysan şunu da ekleyeyim tarife: boş kafalar...

İyice karıştırdım di'mi? Tamam toparlıyorum :). Dedim ya ben yazmayı seviyorum ve yazarak kendimi ifade edebildiğim ortamlarda var olmaktan da memnuniyet duyabiliyorum aslında ama olmuyor. İnsan içine karışmaktan hoşlanmadığım unsurlardan biri olan boş kafalar, sosyal medyada fenomen oluyor çünkü :). 

Burada "boş kafa" tabiri asla bir yargılama ya da hakaret değil, sakın beni yanlış anlama n'olur. Ben yazmayı sevdiğim kadar, hatta daha fazla, hatta daha daha daha fazla okumayı da seviyorum. Sorun da buradan kaynaklanıyor belki de :). Okuyunca bir şeyler birikiyor organizmada haliyle. Ve bundan sebep yaklaşım çeşitleri farklı ya da birden çok olunca aykırı yaftası çok hızlı yapışıyor alnına. Çok sorun değil, dediğim gibi insan içine pek karışmadığın ya da hoşlanmadığın yerden kalkıp gittiğin zaman -ki ben bunu çok kolay ve seri bir biçimde yaparım :) - hemen kurtuluyorsun. 

Böyle yapmak en iyisi çünkü ne yazık ki okuyan sayısı çok az. Boş kafa dememin sebebi de bu, biriken bir şey yok. Sadece kendisi var ve yenileri ile harmanlanmamış bilgi çok sert bir tortu haline geliyor ki, bildiğin kaya. Yankı yapıyor :)... Kendin anlatıyor kendin dinliyorsun yani... :)...

Günlük hayatta masadan kalkıp gitmek çok etkili ve kolay bir çözümken sosyal medyada iş değişiyor. Çünkü aynı boş kafa, bağnaz tiradını attığı ortamda ses yankılanıp kaybolmuyor. Ses yazı karakteri olarak o ortama çöküyor. Ve belki yüzlerce, binlerce, on binlerce kişi tarafından görünür hale geliyor. Ama destek ama itiraz anlamında olsun, karşılık görmeye başlıyor. 

İşte burası şöhret aşamasının başladığı yer oluyor. Çünkü, günlük hayatında en fazla 10 - 15 kişilik arkadaş topluluğu ya da halısaha grubu (buna çok gülüyorum) dışında sesini duyuramayacak olan boş kafa 25 adet yanıt alınca ne oluyor dersin? Evet, sarhoş oluyor :)... Çünkü akan enerjiyi seyreltecek ya da filtre edecek bir birikim olmayınca içeride, doğrudan kana karışıyor. Ve bilinmek çok lezzetli ve haz dolu bir duygu ego için. Ama iyi ama kötü, nefs ÖZün önüne geçebildiğini fark ettiği anda kibir uyuşturucusunu, aşırı doz zerk ediyor ve ele geçirdiği bilinci hazdan hazza sürüklemeden bırakmıyor. Ta ki kendi ÖZünü ve karşıdaki ÖZ ile olan aynılığı, birliği unutup kendinden geçsin. 

Taraftarlarından bolca "üstad, usta, hocam" gibi ünvanları kaptığında kendisini lider, aleyhtarlarından ise küçümseme ya da hakaret cümlelerini duyduğunda kendisini davasını savunan bir komutan sanıp, sola kaymış bir gülümseme ile asılıyor klavyenin tuşlarına. Ver gelsin... :). Bunun adı da orgazm zaten :). Ve sosyal medya üzerinde ikna ve ispat çabasında bir mücadeleye girmek sanırım görüp görebileceğin en çirkin pornografi. Sen sen ol, böyle bir işe kalkışma. Zaten kavga, her haliyle tevhide aykırıdır.

Boş kafa konusunu daha iyi anlamak için, gerekli eğitim ve birikimi olmadan, özellikle medya sektöründe sömürülmek üzere şöhret edilen bazı "ünlü mamuller"i aklına getirmen yeterli olacaktır. O boş kafaların da o program senin bu konser benim, peşinde magazinciler yanında da başka bir "ünlü mamül" ile neler çektiğini defalarca görmedik mi? Özellikle ana akım medyanın tekel olduğu zamanlarda kimler kimler rezil rüsva edilmek pahasına sömürüldü de sektörün elinde oyuncak, halkın gözünde pul oldu, harcandı gitti. İşte şimdi onlardan her çok izlenen videonun altında onlarca var. 

Bu yüzden kendi kendime yazmak, kendimle konuşmak benim çok işime geliyor. En azından samimi ve tarafsız davranıyorum, davranabiliyorum. Ben anlatıyorum kendim dinliyor, kendim anlatıyor ben dinliyorum :). Çünkü yargılanmadan, herhangi bir "bana göre" duvarı ile karşılaşmadan konuşabilmek çok büyük bir nimet şu ahir zamanda. 

Ve bu da öylesine bir lezzet ki, yine kaptırdım kendimi... Önüme beş ayrı konudan bahsederim diye not almışken birinci maddeyi bile bitiremedim daha :). Boş boğazlığım üstümde :). Neyse, bu aralar içimden geldiği gibi konuşasım var, beni dinlemek istersen onur duyarım. Bende laf çok :)... Yarın yine beklerim...



Blogger tarafından desteklenmektedir.