Düşünce Gücü Ustası Olmak İster Misin? / Joe Dispenza Türkçe 19

Bir parça kuantum fiziğini biraz sinir bilimle biraz nöro endokronoloji ile psiko nöro immunoloji ile zihin beden bağlantısı ile ve epigenetik ile birleştirirseniz, bu bilimlerin her biri olasılıktan bahseden bilimlerdir. 1986'dan beri bildiğim bir şey var; o da bilmenin yeterli olmadığı bir çağda olduğumuz. Artık "nasıl"ını öğrenmeliyiz. 

İnsanlar bilgi edinip öğrenmeye başladığı zaman, bilgi deneyimin öncüsü, habercisidir. Her yeni bir şey öğrendikleri zaman beyinlerinde yeni bağlantılar kurarlar. Öğrenmek yeni snaptik bağlantılar yapar. Ve zihinde bir düşünce çalışmaya başlar. Yani siz bir şeyler öğrenip yeni sinirsel yapılar kurmaya başladığınızda, yapacağınız en önemli şey bu bilgiyi tekrarlamak, üstünden geçmek, çalışmak ve hakkında konuşmaktır. 

Şayet siz, anlayışlarını geliştirmek, daha iyi bir yaşam yaratmak ya da "düşünceler kaderi etkiler mi etkilemez mi?" konularıyla ilgilenen bir grup insan ele alırsanız... O zaman idrak bilgiye dönüşür. İdrakle bilgi ise farkındalık yaratır. Farkındalık ise bilinçtir ve enerjisiz bilinç sahibi olamazsınız. 

Nitekim bir bilgiyi öğrenirken, insanların enerjisi değişir. Ve bu bilgiyi gözden geçirir, hakkında konuşup paylaşırlarsa bir anlayış modeli inşa ederek beyinlerindeki bu devreleri ateşleyip bağlarlar ve bu bilgiyi hatırlarlar. Başka bir deyişle, bu konuda konuşup bir model inşa ederek bir deneyime hazırlık olarak beyinlerinde nörolojik donanımı kurarlar. 

Bu bilgiyi öğrenince, kişiselleştirip uygularlarsa, gösterirlerse, bir takım yollarla ifade edip farklı davranırlarsa, niyetleri ve tutumları düşünceleri ile örtüşürse, zihinlerini ve bedenlerini birlikte çalıştırmak yeni bir deneyim yaratır. Deneyimin de iyi tarafı, deneyimler beyni daha da zenginleştirir. Siz bir deneyim ortasındayken sinir grupları ya da sinir ormanları, felsefi devreleri yani entelektüel bilgileri güçlendiren ağlar da organize olur. 

Ve bu sinirler ağlarda organize olmaya başladığı an, beyin bir kimyasal üretir. Bu kimyasalın adı da "duygu" ya da "his"tir. Ve siz yeni bir deneyimin duygusunu hissettiğiniz an, bu bolluk olur, özgürlük olur, ilham olur ya da şefkat, yaşama aşkı ve her neyse... İşte o an zihninizin anladığı şeyi bedeninize kimyasal anlamda öğretmiş olursunuz. Yani bilgi zihin içinse deneyim de beden içindir ve bu deneyim bedeninizde o düşüncenin gerçekliğini somutlaştırmanıza neden olur. Bunun da anlamı: "genetik kaderinizi değiştirip, biyolojik programınızı yeniden yazmaya başlarsınız." 

Burada püf noktası, sadece bir kere ile kalmamak, deneyimi sürekli tekrarlayarak bunu bir beceri haline getirmek. Siz bu işlemi, tekrar tekrar uygulayıp pratik ederseniz, zaman içinde zihninizle bedeninizi birlikte çalışmaya şartlandırabilirsiniz. 

Bir şeyi defalarca yaparsanız, bedeniniz de zihnimiz gibi bu işi öğrenir. Bu artık sizin doğal yeteneğiniz olur ve bu düşüncenin ustası olursunuz. İş kolaylaşır, otomatiğe döner, emek sarf etmezsiniz. Bu size daha doğal gelir. Daha doğrusu, yaparsınız ama nasıl yaptığınızı ve yeni bir varoluş durumuna geçtiğinizi bilmezsiniz. 

Dolayısı ile benim ilgi alanım ve tutkum, insanlara düşünmekten yapmaya ve oradan da "usta" olmaya nasıl gideceklerini öğretmek üzerine. Bilgiden deneyime ve bilgeliğe, zihinden bedene ve ruha, düşünmekten yapmaya ve olmaya ve... beyninizle öğrenip, ellerinizle yapmaya ve kalbinizle bilmeye... Ben bunu yapacak nörolojik ve biyolojik sisteme sahip olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca dünyanın her yerinde bu sıra dışı şeyi yapan insanlar olduğu malum.

Bu da çok heyecan verici çünkü kendi hastalıklarını iyileştiriyorlar. Bilimin ve tıbbın çare bulamadığı genetik bozuklukları olanlar bile... Yeni işler yaratıyorlar, yeni fırsatlar, yeni ilişkiler, kendilerine yeni kariyerler yaratıyorlar. Kendilerini sonsuza dek değiştiren mistik deneyimler yaşıyorlar. 

Ve işin güzel kısmı da bunun bir formülü olması ve kimsenin bundan hariç tutulmaması. Her şeyde olduğu gibi bu da pratik istiyor ama siz bu beceriyi geliştirdikçe daha kolaylaşıyor.