Header Ads

Doğaüstü: Sıradan İnsanların Sıra Dışı Şeyler Yapması / Joe Dispenza Türkçe 11


Beyin ve kalp tutarlılığını, yumuşak bir müziğin çaldığı, sessiz bir salonda binlerce kişi ile birlikte çok uzun sürelerce çalıştılar. Tehdit yok. Meydan okuma yok. Beyin ve kalp tutarlılığını oluşturabildiklerini görüyoruz. Çünkü bu yeteneğe sahipler.

"Meydan Okuma Aktiviteleri" adında ortamlar oluşturuyoruz. İnsanları normalde korku, endişe ya da hüsran hissedecekleri, bu hisleri kontrol edemeyecekleri, kısacası zorlu durumlara sokuyoruz O an gözlerini açıp korkuyu sakinliğe dönüştürebiliyor, kendilerini dengeleyebiliyorlar mı, merak ediyoruz. Ve cevaba gelirsek, öğrencilerimizin belli bir yüzdesi, düşündüklerinden daha ileri gidiyor ve sihir de burada meydana geliyor. Bu duygusal durumlarda kendinizi dengelemek en önemlisi.

Kişiye yapabileceklerini düşündüklerinin çok ötesinde meydan okuyan koşullar  oluşturursak ve hayatlarına geri döndüklerinde bu duyguları azaltabilirlerse;

Madde 1: Olağanüstü bir şey yaptım diyecekler. Bu hayatta yaptığım hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. 

Madde 2: Bu duyguları hissetmeye başladıklarında bir an için duraklayıp, bu tip duyguların kendilerini yiyip bitirmemesi için, onları yenmek için değiştirmeye başlayabilirler. 

Bu sene haftalık birçok etkinlik yaptık. Yapmaya devam etmek istiyorum çünkü  bunun sihri çok derin. Bunun sonucu olarak geçen sene bir kitap yazdım: DOĞAÜSTÜ OLMAK. Sıradan insanların sıradan olmayan şeyler yapması ile ilgili. Kitapta çalışmalarda yaptığımız her şeyi, öğrencilerle birlikte geçirdiğimiz uzun zamanları anlatıyorum ve o mistik andan bahsediyorum. 

Bu çalışmalarda son derece önemli bulduğum bir şey daha yapıyoruz. Bir grup insan beraber, ön tarafta kalp-ritim monitörü takmış olanlar var. Salonda 1000 kişi var. Öğrencilerin geri kalanı alanla bağlantı kurma durumuna geliyor ve bir süre sonra enerjilerini yükseltiyor. Ve "kalp beyin tutarlılığı" oluşturuyor. Onlar önde oturanlara iyileştikleri, zenginleştikleri, hayallerinin gerçekleştiği, her şeyin harika olduğu yönünde düşünce veya niyetlerini gönderirlerse, bu enerji, niyeti taşıyan enerji, salonun önünde oturan insanların otonom sinir sistemini etkileyebilir mi? Kalp-Ritim Monitörü takmış bu insanların çoğunun aynı meditasyonda aynı anda tutarlılığa girdiğini defalarca gördüm. Aynı gün aynı meditasyonda.

Akla şu soru geliyor: Burada insanlar gönderilen enerjiden etkileniyor. Bu enerji ile tüm dünyayı etkilemeye başlayabilir miyiz? 4 adet tutarlılık iyileştirmesi projesi yaptık. Topluluğumuzun dünya çapındaki öğrencilerini bir araya getirdik, ve Dünya'nın enerjisini değiştirmek için global bir meditasyon yaptık. Şayet, biri gerçek kalp tutarlılığına girerse, tanıdığı ve ilişkisi olan herkesin bu etkileri hissetmesi mümkün mü? 

Beyin ve kalp tutarlılığının yerel olmayan yolla değiştirilebileceğine dair bilimsel kanıtlar var. yani bunu yapan yeteri kadar öğrenci olursa, son seferde kırk bin kişi katılmıştı, eğer dünyayı bir şekilde savaştan, şiddetten, öfkeden, ön yargıdan ve düşmanlıktan ya da bunun gibi şeylerden kurtaracaksak, belki de bu yeteneği geliştirmemiz gerekir. Ama bence yeteri kadar belgelenmiş barış toplantısı projesi var. Sanırım duanın gücü ve barış hakkında 23 makale vardı. Ama bence bu yeterli değil çünkü araştırma barış projeleri sona erdiğinde birçok insanın suç seviyelerini ve şiddeti orada bıraktığını ve her şeyin normal seviyeye döndüğünü gösteriyor. bunu sadece yapmak yetmez, duayı yaşamalıyız. Barışı inşa etmeliyiz. Barışı hayatımızın her alanına yerleştirmeliyiz. 

Öğrencilerimiz bunun üzerinde çalışıyor. Bilinçliler, gözleri açık, uyanıklar. Kendilerinin en büyük idealini gösteriyorlar. Böylece insanlara da aynı şeyi yapma yolunu açıyorlar. İşim ve tutkum insanoğlunun dönüşümü üzerine ve dünyaya bir şekilde katkıda bulunmak. Onlara gerçekten güçlü olduklarını kanıtlamaya başlayabilecekleri umuduyla araçları verebilmek kadar bana mutluluk veren bir şey yok diyebilirim. İnsanlar bir toplulukta bir araya gelmeye başlarsa, bilinmeyene tutkuyla bağlılarsa ve hep beraber bir akıl, bir kalp olarak hareket ediyorlarsa, gereken her şey hazırdır. Başarmaya başlarlar. Ve siz çevrelerindeki koşulları ayarlar ve onlara doğru talimatları verip meydan okursanız o zaman mümkün olduğunu ispatlamak için bir kişi yeter.

Şu anda biz bu perdeyi deliyoruz. 1 mil rekorunu kırmak gibi. Dört dakikalık 1 mil rekoru kırıldıktan sonra bunun mümkün olduğu görüldü ve çok kişi yaptı. Benzer şekilde değişik hastalıkları olan insanların sahneye çıkıp hikayelerini anlattıklarına ve dinleyenlerinde bundan etkilendiklerine şahit oluyoruz. Sahaya inmek isteyenler için sadece sahada ayak izlerini bırakmakla kalmıyorlar. Bu, kuantum alanında kaydedilmiş izi olan bir deneyim. 

Fakat aynı şekilde 3 boyutlu gerçekteki deliller daha az ayrılığa neden oluyor. Eğer benden çok farklı olmayan bir kişi bunu yapabiliyorsa benim de yapmam mümkün diyorlar. Ve şimdi bir hızlanma var çünkü bunun mümkün olduğunu düşünen bir topluluk ortaya çıkıyor ve harici, dışarıdan kullanacakları maddelere daha az bel bağlayıp güveniyorlar. Ben bunu seviyorum çünkü bir enfeksiyonun yayılıp hastalık oluşturması gibi sağlık ve şifa, bolluk ve neşe bir hastalık gibi bulaşıcı olabilir. 

Ve sürekli çalışan öğrencilerimle gurur duyuyorum. Onların hepsi de her sabah uyanıyor ve hayatlarının kurbanı olmak yerine hayatlarının yaratıcısı olmayı seçiyor. Bu emek istiyor. Kolay bir şey değil ama diğer şeyler gibi bu da bir yetenek. Kendinizi geliştirdikçe yaratıcı sürecin tadını çıkarmaya başlarsınız. Ve bu noktaya geldiğimizde yaratım yeni alışkanlık haline gelir ve kendi kişisel sınırlama alışkanlığımızı kırarız.



Blogger tarafından desteklenmektedir.