Güneş Sistemi Sekiz Gezegen ve Diğer Komşularımız / Bir İyilik Bilimi 02
Güneş Sistemi. Uzaydaki mahallemiz :). Samanyolu'nu evrenin kasabalarından biri gibi düşünürsek çok barışçıl bir mahallede yaşıyoruz. Ve mahallemiz, galaktik merkezin etrafında saatte 200.000 km hızla dönen ve her 250 milyon yılda bir turunu tamamlayan 4,5 milyar yıllık bir oluşum olan Güneş Sistemi'dir.
Yıldızımız Güneş, sistemin merkezinde yer alıyor. Sekiz gezegen, trilyonlarca asteroit, kuyruklu yıldızlar ve birkaç cüce gezegenden oluşan yörüngede komşularımız var.
Sekiz gezegen... Bizimki gibi olan dört gezegen mevcut: Merkür, Venüs, Dünya ve Mars. Ve dört gaz devi var: Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün. Haydi gel kısaca komşularımızı tanıyalım.
Merkür, tüm gezegenlerin en küçüğü ve en hafifi. Ve güneş etrafında çok hızlı dönüyor. O kadar ki, bir Merkür yılı, bir Merkür gününden daha kısa ve bu da sıcaklıkta muazzam dalgalanmalara yol açıyor. Merkür'ün atmosferi veya uydusu yok.
Venüs, Güneş sistemindeki en parlak nesnelerden biri ve Dünya'dakinden 92 kat daha yüksek atmosferik basınca sahip açık ara en sıcak gezegen. Bu kontrol dışı bir sera etkisi, Venüs'ün asla 437 °C'nin altına soğumadığı anlamına geliyor. Ve Venüs'ün de hiç uydusu yok.
Dünya bizim evimiz ve fazla sıvı suya izin verecek kadar ılımlı sıcaklıklara sahip tek gezegen. Ayrıca, şimdiye kadar hayatın var olduğu bilinen tek yer burası. Dünya'mızın bir uydusu var: Ay.
Mars, Güneş sistemindeki en küçük ikinci gezegen ve ancak çok ince bir atmosferi tutacak kadar büyük. Kurak yüzeyindeki Olympos Dağı, Everest Dağı'nın üç katından daha yüksek, Güneş sistemindeki en büyük dağ. Ve Mars'ın iki küçük uydusu var.
Jüpiter, Güneş sistemindeki en büyük ve en yoğun gezegen. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşuyor ve bildiğimiz en büyük ve en güçlü fırtınalara sahne olmakta. En büyük fırtınası olan "Büyük Kırmızı Nokta", Dünya'nın üç katı büyüklüğünde. Ve Jüpiter'in altmış yedi uydusu var.
Satürn ikinci en büyük gezegen ve tüm gezegenler arasında en küçük yoğunluğa sahip gezegen. Öyle ki yeterince büyük bir göl olsaydı, Satürn suyun üstünde yüzerdi :). Satürn ayrıca genişletilmiş, çok görünür halka sistemi ile bilinir. Ve Satürn'ün altmış iki uydusu var.
Uranüs, üçüncü en büyük gezegen ve en soğuklardan biridir. Tüm gaz devleri arasında aynı zamanda en küçüğü. Uranüs ile ilgili özel olan şey, diğer yedi gezegenin aksine dönme ekseninin yana doğru eğik olması. Ve Uranüs'ün yirmi yedi uydusu var.
Neptün, Güneş sistemindeki son gezegen ve Uranüs'e çok benzer. Güneş'ten o kadar uzakta ki, bir Neptün yılı 164 Dünya yılı uzunluğunda. Şimdiye kadar ölçülen en yüksek rüzgar hızı, Neptün'deki bir fırtınada, 2,100 km/s olarak ölçümlenmiştir. Ve Neptün'ün on dört uydusu var.
Gezegenlerin boyutlarını karşılaştırırsak, aralarındaki fark daha da netleşir. Jüpiter büyüklük ve ağırlık bakımından lider; küçük Merkür ise Jüpiter'in uydularından biri olan Ganymede'den bile daha küçük. Ve Jüpiter o kadar büyük ki tek başına diğer tüm gezegenlerin kütlesinin yaklaşık %70'ini oluşturuyor ve çevresi üzerinde büyük bir etkisi var.
Bu, Dünya'mız için bir "lütuf", çünkü Jüpiter, Dünya'daki yaşamı yok edebilecek tehlikeli derecede büyük asteroitlerin çoğunu çekiyor.
Ancak Jüpiter bile yıldızımız Güneş'e kıyasla bir cüceden başka bir şey değil. Onu dev olarak adlandırmak, Güneş'in hakkını vermiyor. Güneş sistemimizdeki toplam kütlenin %99,86'sını oluşturuyor. Çoğunlukla hidrojen ve helyumdan oluşuyor. Oksijen veya demir gibi ağır elementler sadece %2 civarında. Özünde, anlayabileceğimiz şekli ile Güneş her saniye, her bir saniyede bir, 620 milyon ton hidrojeni kaynatıyor ve insanlığın ihtiyaçlarını yıllarca karşılamaya yetecek kadar enerji üretiyor.
Ancak Güneşimizin etrafında dönen yalnızca sekiz gezegen değil. Trilyonlarca asteroit ve kuyruklu yıldız da mahallede kol geziyor :). Bunların çoğu iki kuşakta toplanmış durumda: Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağı ve Güneş sisteminin uzak ucundaki Kuiper kuşağı.
Bu kuşaklar, bazıları bir toz parçacığı kadar küçük, bazıları ise cüce gezegenler büyüklüğünde sayısız nesneye ev sahipliği yapıyor. Asteroit kuşağındaki en iyi bilinen nesne "Ceres"; Kuiper kuşağındaki en iyi bilinen nesneler ise "Pluton, Makemake ve Haumea".
Genellikle asteroit kuşağı, sürekli çarpışan yoğun bir cisimler topluluğu olarak tanımlanır. Ama aslında, asteroitler o kadar büyük bir alana dağılmış durumdadır ki, iki asteroiti aynı anda görmek bile çok zor. Yani içlerindeki milyarlarca nesneye rağmen, asteroit kuşakları oldukça tenha yerler. Ama yine de, tekrar tekrar çarpışmalar var. Her iki kuşağın kütlesi de etkileyici değil: asteroit kuşağı Ay'ın kütlesinin %4'ünden biraz daha azına sahip ve Kuiper kuşağı Dünya'nın kütlesinin yalnızca 25'i ile 10'u arasında.
Ama hiçbir mahalle sonsuza dek olduğu gibi kalmaz :(. Bir gün Güneş sistemi de yok olacak. Güneş ölecek ve Merkür, Venüs ve belki Dünya'yı da yok edecek. 500 milyon yıl içinde daha da ısınacak ve bir noktada yer kabuğunu eritecek. Sonra Güneş büyüyecek ve büyüyecek ve ya Dünya'yı yutacak ya da en azından onu bir lav denizine dönüştürecek. Tüm yakıtını yakıp kütlesinin çoğunu kaybettiğinde, beyaz bir cüceye dönüşecek ve tamamen sönmeden önce birkaç milyar yıl daha yavaşça yanacak. İşte o zaman en uzak noktada bile Güneş sisteminde yaşam artık mümkün olmayacak.
Fakat Samanyolu bunu fark etmeyecek bile :). Kollarından birindeki küçük bir parçası biraz daha koyulaşacak sadece.