Sıra Dışı Bir Yaklaşım: Kanser ve Zarif Bir Biçimde Ölmek
Doktorun teşhisinden sonra, her şey onu nasıl aldığına bağlı. Evet, her şey onu nasıl aldığına bağlı. 'Onunla savaşayım mı?' Göremediğin bir düşmanla nasıl savaşabilirsin? Ve kanser başka birisi değil. Sen kansersin. Bir parçan kendine karşı cephe aldı. Bununla savaşamazsın. 'Peki ne yapmalı?'
Öncelikle şunu bir anlayalım, her insan, büyük oranda her insan, her zaman bir şekilde kendine karşı çalışır. Bir anlık öfkeye tutulduysan, kendine karşı çalışıyorsun, değil mi? Bugün kızgın olduğunda, tüm kimyanın kendine karşı çalıştığını gösteren tıbbi kanıtlar var.
Önemli tıbbi kanıtlar... Ama aslında tıbbi kanıt gerekmez, tecrübeyle bilinebilir ama bu kadar duyarsızsan bugün sana kan sonuçlarını gösterebilirler. Yani eğer mutsuzsan, kendine karşı çalışıyorsun. Bir şekilde herkeste bir çeşit kanser vardır. Ancak fizyolojik olarak ortaya çıktığında tıbbi bir sorun haline gelir; o zamana kadar senin sorunun. Evet? O zamana kadar bu sadece senin sorunun. Fizyolojik olarak ortaya çıktığında tıbbi bir sorun haline gelir.
Bir bitkinin büyüyüp güzel kokulu çiçeklere dönüşmesini istiyorsan, toprakla savaştığını ve ondan çiçek çıkardığını düşünebilirsin ya da onu büyük bir aşk ilişkisi olarak da görebilir, toprakla olan ilişkinin böyle bir güzellik ve senin için koku verdiğini düşünebilirsin. İkincisi, bunu yapmanın daha akıllı bir yolu çünkü bunu yapma deneyimin hoş olacak; sonuç, ne olursa olsun, deneyim hoş olacak. Çiçek açabilir ya da inek yiyebilir, bilemezsin, ama her ne şekilde olursa olsun, yaptığın şeyle ilgili deneyimin çok hoşsa, sonuç senin için önemsiz hale gelecektir.
"Öyleyse benim yaşamam ya da ölmem önemli değil mi?" diye sorabilirsin. Bu önemli, bu yüzden bunu olduğu gibi yapmalısın. Eğer önemliyse, bunu doğal olarak çalıştığı şekilde yapman da çok önemli. Cesur bir adam olduğun için savaşacaksın ve öleceksin, ama bunun kimseye faydası yok ve nihayetinde senin hayatın için de hiçbir önemi yok. Doğru şeyleri yap, belki istediğin gibi yapamazsın ya da istediğin gibi olmaz ama en azından doğru şeyleri yap, bu en önemlisi.
Yani ölüm sana baktığında, bu hepimiz için en büyük olasılık, bunu zaten konuştuk, çünkü bu sana ölümlü olduğunu hatırlatıyor, ki bu basit bir şey değil. Çoğu insan ölümlü olduklarını unutmuş durumda; sadece başkasının başına geldiğini düşünüyorlar. :)... Hayır, senin ve benim ve herkesin başına gelecek. Nasıl olduğu farklı olabilir ama hepimiz öleceğiz.
Yani kanserle nasıl başa çıkılacağı hakkında konuşmadan önce şunu anlamanı istiyorum: Binbir zorlukla ve acıyla, tedavi olmak mı? Yoksa huzur içinde ölmek mi? Tamam ölüm bize gelirse, evet kendimizi kurtarmak için elimizden gelen her şeyi yaparız ama bunun ötesine geçerse, o noktayı aşmışsak zarafetle ölmeyi öğrenmeliyiz diyorum.
Özellikle batı ülkelerinde insanların ölme şekli gerçekten korkunç. Seksen beş doksan yaşında olsalar da her tarafı kablo ve iğne dolu bir hastanede yatıyorlar, sonuç belli aslında ama... İki yıl erken ölsen sorun değil, sorun ne? Huzur içinde ve zarafetle ölüyorsun, bu daha önemli, değil mi? Bak, ölüm hayatında yaptığın son şey, bunu zarif bir şekilde yapman gerekmez mi?
Ölümü hayatımızın bir parçası olarak kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Ölümü dilemiyoruz tabii ki ama geldiğinde onu zarafetle yaşamayı öğrenelim. Kendimizi kurtarmanın, bunun ötesinde yaşamanın bir yolu varsa, sorun değil... ama Amerika Birleşik Devletleri'ndeki tüm yaşlılık evlerinde gördüğüm kadarıyla birçok insan tıbbi destek yüzünden ölümünün ötesinde yaşıyor ve bu hem kendilerine hem de herkese çok büyük bir işkence.
Öyleyse, eğer birinin bedeni kurtarılamayacak kadar kırılmışsa, bence zarafetle ölmeyi öğrenelim. Kişiye sorun olmadığını anlamasını sağlayalım. Biliyorsun, hepimiz sıradayız aslında.