Header Ads

Neville Goddard - Başarılı ve Etkili İmajinasyon, Görselleştirme, Tezahür Teknikleri / Bölüm 12



İMAJİNASYON VE ASTRAL SEYAHAT


James uzun yıllardır eski bir arkadaşından haber almamıştı. "Zamanın bu kadar çabuk geçmesi ne tuhaf," diye düşündü. Onunla konuşmak ve hasret gidermek kesinlikle güzel olurdu. Yeniden bağlantı kurma arzusuyla, bir süre evin içinde onun telefon numarasını aradı ama bulamadı.


O akşamın ilerleyen saatlerinde James sessizce oturup eski güzel günleri ve eski dostuyla geçirdiği eğlenceli zamanları düşündü. Anılarını tazelerken James gözlerini kapattı ve uykuya daldı. Arkadaşıyla heyecanlı bir şekilde konuştuğunu hatırlayabildiği canlı bir rüya gördü. Güzel bir rüyaydı ve ertesi sabah bir şekilde bağlantı kurdukları hissiyle uyandı. Sonra garip bir şey oldu.


O sabahın ilerleyen saatlerinde bir telefon aldı. Arayan, bir gece önce düşündüğü ve rüyasında gördüğü arkadaşının ta kendisiydi! James hattın diğer ucunda dostunun sesini duyunca çok şaşırdı.


Sonra onu şok eden bir şey söyledi. Arkadaşı ona önceki gece onunla ilgili bir rüya gördüğünü söyledi. Rüyada konuşmuşlar ve iyi vakit geçirmişler. Uyandığında onu arayıp sohbet etmenin iyi olacağını düşünmüş ve bu beklenmedik telefon görüşmesinin nedeni de buymuş. James, gerçekten de kolundaki tüylerin diken diken olduğunu hissetti.


Nutku tutulmuştu. Neredeyse tamamen aynı rüyayı gördüğünden bahsetmedi çünkü bu kulağa garip gelebilirdi. Ama bunun üstesinden gelemedi. Ne tuhaf bir tesadüf diye düşündü kendi kendine. Birbirinden binlerce kilometre uzakta olan iki insan nasıl olur da aynı rüyayı görür ve bu rüyada birlikte olurlardı?


Cevap çok basit: Hayal gücün mekanla sınırlı değildir... ya da zamanla.


Bunun tek anlamı, bazen rüyalarının gerçek olduğudur.


Evet. Bu doğru. Uyurken sık sık uzak yerlere seyahat edebilirsin ve ediyorsun da. Hayal gücü mesafe ile sınırlı değildir ve neredeyse anında her yere seyahat edebilir.


Bunun anlamı, örneğin eski bir arkadaşını düşünmek için hayal gücünü kullandığında ve uykuya dalarken o eski arkadaşınla konuştuğunu hayal ettiğinde, daha derin benliğin gece gidip ziyaret etmek için bir yolculuğa çıkarsa şaşırma.


James telefonu kapattıktan sonra sessizce oturup olanları düşündü. Bunun, uyandığında her şeyin çok gerçek olduğunu hissettiği ilk rüya olmadığı doğruydu. Çoğu zaman rüyalarını anlayamıyor ve bunların bir şekilde sembolik olduğunu, bilinçaltından gelen gizemli mesajlar ya da benzeri bir şey olduğunu düşünüyordu.


Ancak bazen, kesinlikle uçuyormuş gibi hissettiği ya da diğer insanlarla etkileşime girdiği ve normal konuşmalar yaptığı rüyalar görüyordu. James bu deneyimlerin her zaman bir sır olarak kalmasına izin vermişti. Normal günlük insanlarla konuşmak için çok gariplerdi. Ayrıca, kendisiyle paylaşacak benzer deneyimleri olan başka biriyle nadiren karşılaşıyordu.


Sonra yıllar önce kullanılmış bir kitapçıda bulduğu tuhaf bir kitabı hatırladı. Konu rüya görmek ve rüya bedenin ya da astral bedenin denen şeyle başka yerlere seyahat edebilmek hakkındaydı. Kitabı okuduktan sonra o kadar etkilendiğini hatırlıyordu ki hemen dışarı çıkıp yazarın şimdiye kadar yazdığı her şeyi buldu. Yazarın adı Carlos Castaneda'ydı.


James hevesle ofis kütüphanesindeki kitap raflarını karıştırmaya başladı. Sonra onu buldu. Tam orada, gözlerinin önünde Carlos Castaneda'nın Rüya Görme Sanatı'nın eski kopyası duruyordu. Şimdi her şey aklına geliyordu. "Bunun mümkün olduğunu unutmuştum," diye düşündü kendi kendine.


"Bu gece kimi ziyaret edeceğim?" Gülümsedi ve birinci bölümü okumaya başladı :)

Blogger tarafından desteklenmektedir.