Bağırsak Dengede Değilse Hiçbir Şey Değildir / İkinci Beyin Sesli Kitap 06
Herhangi bir ekosistemin sağlığı, saldırılara ve pertürbasyonlara karşı kararlılığı ve dayanıklılığı olarak ifade edilebilir. Bu sağlığa katkıda bulunan başlıca faktörler, ekosistemi oluşturan organizmaların çeşitliliği ve bolluğudur. Aynı hususlar bağırsak mikrobiyom ekosistemimiz için de geçerlidir. Çeşitli bağırsak rahatsızlıklarında (disbiyoz adı verilen bir durum) bağırsak mikroplarının karışımının sağlıklı ve istikrarlı durumundan uzaklaştığına dair kanıtlar giderek artmaktadır. En ciddi ve en iyi tanımlanmış disbiyoz durumlarından biri, antibiyotik tedavisini takiben şiddetli ishal ve bağırsak iltihabı gelişen az sayıda antibiyotikle tedavi edilen vakalarda bildirilmiştir. Clostridium difficile koliti olarak adlandırılan bu durum, geniş spektrumlu bir antibiyotik tedavisi normal bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini ve bolluğunu büyük ölçüde azaltarak patojen Clostridium difficile'nin istilasına izin verdiğinde gelişir.
Bağırsak sağlığı için bağırsak mikrobiyal çeşitliliğinin önemini daha da teyit eden bir başka husus da, bağırsak mikrobiyomunun bozulmuş mimarisinin yeniden tesis edilmesiyle kolon iltihabının hızla iyileştirilebileceğinin gözlemlenmesidir. Bu hastalarda bağırsak mikrobiyal çeşitliliğini yeniden sağlamanın şu anda mevcut tek yolu, sağlıklı bir donörün dışkısından sağlam bir mikrobiyotanın etkilenen hastanın bağırsağına aktarılmasıdır. Fekal mikrobiyal transplantasyon olarak adlandırılan bu tedavi, hastanın kendi mikrobiyal kompozisyonunun neredeyse mucizevi bir şekilde yeniden oluşturulmasıyla sonuçlanır.
Bununla birlikte, ülseratif kolit, Crohn hastalığı veya beyin-bağırsak rahatsızlığı huzursuz bağırsak sendromu gibi diğer kronik bağırsak rahatsızlıklarının patofizyolojisinde rahatsızlık durumunun kapsamı ve kesin rolü daha az anlaşılmıştır ve birçok soru hala cevaplanmamıştır.
Dünya genelinde nüfusun yüzde 15 kadarı huzursuz bağısak sendromunun temel semptomları olan bağırsak alışkanlıklarının değişmesi, karın ağrısı ve rahatsızlık hissinden muzdariptir. Birkaç çalışma, hastaların bir alt kümesinde bağırsak mikrobiyal topluluklarının değiştiğini bildirmiştir, ancak bu bağırsak mikrobiyotasına dengeyi yeniden kazandırmayı amaçlayan mevcut tedavilerden hangisinin (antibiyotikler, probiyotikler, özel bir diyet veya fekal mikrobiyal transplantasyon dahil) bireysel hastalarda en iyi sonucu verdiği henüz net değildir.