Ledün İlmi Giriş: Cahilin Bilmediği Şeyi İnkar Etmesi Adettendir / İmam-ı Gazali 01

Hamd, has kullarının kalplerini dost ışığı ile süsleyen, egolarını iyiliklerin en güzeli ile terbiye eden, yüksek sezgi sahibi alimlere kavrayış anahtarıyla birlik kapısını açan Allah’a mahsustur.

Salat ve Selam, koruyup gözeten, Hakk’a teslimiyete davet eden, ümmetine doğru yolu gösteren, bütün elçilerin önderi ve bizim de önderimiz olan Hz. Muhammed (s.a.v.)’e, onun ailesi ve arkadaşlarının üzerine olsun.

Ey kardeşim bilmiş ol ki, dostlarımdan biri bana Ledün ilmini inkar eden bir bilginden bahsetti. Bu ilim ki, gözde tasavvuf ehli ona güvenirler, bu ilmi diğer ilimlerden üstün görürler. Bu ilmin, aşama aşama öğrenilmiş,  çalışarak elde edilmiş kazanılmış ilimlerden daha güvenilir, daha sağlam ve kuvvetli olduğunu söylerler.

Bu bilgin: “Tasavvuf ile uğraşanların Ledün ilmini bir türlü anlayamıyorum. Dünyada bir tek kişinin bile çalışarak öğrenip kazanması olmaksızın kişisel görüşü ve sezgisel anlayışı ile gerçek ilimden bahsedebileceğini zannetmiyorum” diyormuş.

Dostuma dedim ki: “Bu adam ilim öğrenmenin yollarını anlamamış, insan ruhunun niteliğini, içeriğini, görünmez işaretleri, yücelere ait ilimleri nasıl aldığını idrak etmemiştir.”

Dostum bana: “Evet, bu adam ‘İlim yalnız fıkıh, tefsir ve kelamdan ibarettir. Bunların ötesinde başka ilim yoktur. Bu ilimler de öğrenim ve kıyaslama olmadan elde edilemez.’ diyor” dedi.

Ona dedim ki: “Peki, öyleyse tefsir ilmi nasıl öğrenilecek? Kur’an-ı Kerim her şeyi kuşatan derin bir okyanustur. Onun bütün anlamları ve yorumlarının gerçeklikleri halk arasında ünlü olmuş kitaplarda yazılı değildir. Tam tersine tefsir ilmi bu iddia sahibinin bildiklerinden başkadır.”

Dostum dedi ki: “Bu adam, halk arasında bilindik olan tefsir kitaplarının dışındaki yorumlara kıymet vermiyor.”

Dedim ki: “Bu adam hakikat yolundan uzaklaşmıştır. Ebu Abdurrahman Es-Sülemi, tefsirinde, diğer tefsir kitaplarında zikredilmemiş olan araştırmacıların sözlerinin birçoğunu toplamıştır. Bu tefsirde gerçekler daha açık bir şekilde izah edilmiştir. Bana öyle geliyor ki ilmi, yalnız fıkıh, kelam ve tefsirden ibaret sayan bu adam, ilimlerin bölümlerini, ayrıntılı açıklamalarını, seviyelerini, gerçeklerini, görünürlerini ve gizemlerini bilmiyor. Cahilin bilmediği bir şeyi inkar etmesi adettendir. Bu iddia sahibi hakikat şarabını tatmamış. Ledün ilmini anlamamış ki kabul etsin. Ben zaten onun bilmediği bir şeyi taklit ya da tahmin ederek kabul etmesine rıza gösteremem.”

Dostum dedi ki: “Ben sizin ilimlerin seviyelerini tüm yönleriyle anlatmanızı, Ledün ilminin gerçeğini ortaya koymanızı, bu ilmi detaylıca açıklayıp kanıtlamanızı istiyorum.”

Ben de: “Anlatılmasını istediğin bu ilmin açıklanması gerçekten güçtür, fakat ruh halimin müsade ettiği, vaktimin elverdiği ve gücümün yettiği kadar bir başlangıç yapabilirim. Lafı uzatmak istemem, çünkü sözün iyisi az ve öz olup, çok şeye aracılık edendir” dedim.

En değerli ve en yüce olan Allah’tan yardım ve iyilik dileyerek kıymetli dostumun bu arzusunu yerine getirdim.