Header Ads

Mükemmeliyetçilik Mutluluğu Nasıl Öldürür? - Sercan Çetin / Sesli Kitap


Her insanın hayatta mükemmel olması mı gerekir? Mükemmel bir çocuk, mükemmel bir eş, işte mükemmel, mükemmel ebeveynler ve liste uzayıp gidiyor. Her şeyde mükemmel olma isteği gizlice başka bir fare yarışı başlatmıştır. Bu kez insanlar bu yarışta kendilerini yenmek ve sürekli olarak yaptıkları her şeyde daha iyi olmaya çalışmak zorundadır. Bazen bu sürekli çaba mutluluğu yok edebilir. 

Nasıl mı?

Mutluluk tamamen istikrar ve kendini kabul etmekle ilgilidir ve insanlar daha iyi bir versiyon olmaya çalışarak genellikle şu anda sahip oldukları şeyin değerini bilmeyi unuturlar. Mükemmellik peşinde koşan insanlar gelecek için planlar yapar, bu yüzden de çoğu zaman şimdiki zamandan mutlu olamazlar. İstikrar, peşinden koşulması gereken nihai şey olmalıdır ve bunu başarmak için mükemmel olmak gerekmez; çünkü istikrar, kişinin sahip olduklarıyla yetinmeyi ve anın tadını çıkarmayı öğrenmesidir.

Mutluluk Nedir?

Herkes hayatı boyunca mutluluğu bulmaya çalışır, ancak bazen insanlar mutluluk kavramını ve nasıl bir his olduğunu gerçekten anlamazlar. İnsan psikolojisi kritiktir ve insan bilgisinin kavrayışının dışındadır, ancak mutluluğun, bir kişinin hayatında iyi bir şey olduğunda hissedebileceği psikolojik bir refah durumu olduğu söylenebilir. Mutluluğun kesin bir tanımı yoktur, çünkü her insan için mutluluğun anlamı farklıdır.

Bir şekilde toplum, insanların peşinden koşmaya veya ulaşmaya çalıştığı bazı mutluluk çıtaları ve tanımları belirlemiştir. Yine de, geniş bir perspektiften bakıldığında, mutluluk hissinin bu çubuklara bağlı olmadığı anlaşılabilir. Bir kişinin neşe, memnuniyet, tatmin veya hoşnutluk hissedebildiği duygusal bir durumdur.

İnsanlar genellikle farklı yollardan mutluluğa ulaşmaya çalışırlar ancak bu yolda ilerlerken duyguları hissetmeyi unuturlar. Buddha'ya göre, "Mutluluğa giden bir yol yoktur: mutluluk yoldur". Bu yeterince doğrudur çünkü mutluluk, insanların yol boyunca ilerlerken neşe, memnuniyet veya istikrar gibi farklı duyguları hissedebilmesidir. Toplum tarafından belirlenen çeşitli kalıplara göre mutluluk, kariyer hedeflerine ulaştığında veya kendi başına pahalı bir kıyafet satın alabildiğinde ya da pahalı bir tatile çıkabildiğinde ortaya çıkar, ancak gerçek bundan tamamen farklıdır.

Bir kişi mutluluğun duygusunu ya da özünü ancak insanların kendi mutluluk tanımları hakkında ne düşündüklerini göz ardı edebilir ve neşe, heyecan ya da tatmin gibi tüm bu duyguları kendi psikolojisinin tanımladığı şekilde hissedebilirse hissedebilir. Platon'a göre "Mutluluğa götüren her şeyi başkalarına değil de kendisine bağlı kılan insan, mutlu yaşamak için en iyi planı benimsemiş demektir". Bir insanın mutluluğu ancak davranışlarına ve dünyayı nasıl göreceğine ve hayatındaki küçük anlardan nasıl keyif alacağına dair bakış açısına bağlı olabilir.

Aristoteles de aynı şeyi aktarmıştır; ona göre "Mutluluk kendimize bağlıdır". Birçok insan ünlü olmanın kendilerine mutluluk getireceğini düşünür. Öte yandan, farklı araştırmalar kamuoyunda tanınan ya da yurtdışında ünlü olan insanların aslında hayatlarından memnun olmadıklarını kanıtlamıştır.

Genellikle hayatlarını bir ülkenin ortalama bir vatandaşı gibi yaşamak isterler. Birçok röportajda bazı tanınmış ve ünlü kişiler, bazen haberlere manşet olmadan istedikleri her şeyi yapabilecekleri bir hayat yaşamak istediklerini itiraf etmişlerdir. Dolayısıyla, mutluluğun toplum tarafından belirlenen çıtaları veya çoğu insanın ne düşündüğünü umursamadığı açıktır. Bu psikolojik durum sadece ne hissettiğini önemser.

Mutluluk Neden Önemlidir?

Tıbbi açıdan Mutluluk sadece hayatından her zevki almana yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda zinde kalmana da yardımcı olarak hayatını kolaylaştırabilir. Bazı insanlar mutluluklarına yeterince önem vermezler, ancak tıbbi deneyler ve doktorlar her zaman mutluluk hissine öncelik verilmesini tavsiye eder. Eğer bir kişi sürekli mükemmeliyetçiliğin peşinde koşuyor ve mutluluğuna öncelik vermiyorsa, bir düzine hap bile o kişinin sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı olamaz. Mutluluk, bir insanın ruh sağlığını dengede tutmak için ihtiyaç duyduğu en önemli şeydir.

Bazı hormonlar ve nörokimyasallar da mutluluk hissiyle bağlantılıdır. Örneğin, insan vücudunun iyi hissetme hormonu olarak bilinen dopaminden bahsedebiliriz. Bu hormonun salgılanması vücudumuzu dengede tutmak için son derece gereklidir çünkü insan vücudu trilyonlarca mikrop, hormon ve kimyasalın mükemmel bir denkleminden başka bir şey değildir.

Mutlu olmaya yeterince öncelik vermemek, bu hormonun yanı sıra serotonin hormonunun salgılanmasını da kısıtlayabilir. Her ikisi de insan vücudu için gereklidir. Ayrıca, bazen insanlar vücuttaki bu hormonların dengesizliği nedeniyle mutlu duyguların yokluğunu da hissedebilirler. İnsan vücudu kendi başına zinde kalamaz, insanların sağlıklarını korumaya çalışmaları da gerekir ve bunu yapmanın en önemli yollarından biri neşe veya mutluluk hissine yeterince öncelik vermektir.

Tıp uzmanları, kişinin ciddi bir yaralanma ya da kazadan sonra iyileşme konusunda kendine güvenmesi ya da iyileşme süreci boyunca mutlu kalması halinde iyileşme sürecinin otomatik olarak hızlandığını kanıtlamıştır. Öte yandan, iyileşme sürecinde kişi depresif hissederse, kendine güveni azalırsa veya herhangi bir zihinsel travma yaşarsa, durum daha da kötüleşebilir. Kadınlara her zaman hamilelikleri sırasında mutlu olmaları tavsiye edilir ya da daha doğrusu reçete edilir, aksi takdirde bu hem anneye hem de çocuğa zarar verebilir. Aşırı durumlarda düşükler meydana gelebilir. 

Mutluluk bizim için neden önemlidir? 

Mutluluk, ruh sağlığımızı yerinde tuttuğu ve stresimizi yönetmemize yardımcı olduğu için bizim için önemlidir. Stresin her vücut fonksiyonunu nasıl etkileyebileceğini ve diyabet, tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceğini söylemeye gerek yok.

Dolayısıyla, stres yönetimi de önemlidir. Mutluluk hissi, insanların sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmelerine ve bundan memnun olmalarına yardımcı olabilecek bir şeydir. Sadece bu da değil, aynı zamanda mutluluk kişinin problem çözme yeteneğini ve farklı taahhütler ve sorumluluklar arasındaki dengeyi geliştirebileceğinden, insanların hayatlarındaki farklı karmaşık durumları çözmelerine de yardımcı olabilir. Mutluluğun insanların sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmelerine yardımcı olarak fazla yağlardan kurtulmalarına, tansiyonlarını kontrol altında tutmalarına, kardiyovasküler hastalık risklerini azaltmalarına, felç olasılığını düşürmelerine ve ruh sağlıklarını korumalarına yardımcı olduğu kanıtlanmıştır.

Ayrıca mutluluk ve rahatlama ya da tatmin duygusunun kişinin hormonlarını da etkileyebildiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sadece mutluluk hormonları değil, östrojen, progesteron ve testosteron gibi farklı diğer hormonlar da mutluluk hissinden etkilenebilir. Bu duyguyla tetiklenen tüm bu hormonlar da vücudumuzda önemli roller oynar; onlar düzgün çalışmadan bir insan çok uzun süre acı çekemez. Bu nedenle iyi olma yolunda atılacak ilk adım her zaman kendini mutlu etmek için inisiyatif almak olmalıdır.

Aşırı Mükemmeliyetçilik ve Ruh Sağlığı 

Kişi ancak duygular da dahil olmak üzere hayatındaki her şey dengeli olduğunda istikrarlı bir ruh sağlığına kavuşabilir. Her insanın hayatında inişler ve çıkışlar vardır, ancak bazen her şeyi mükemmel hale getirmek için gösterilen sürekli çaba, inişleri de çıkışlara dönüştürebilir. Bu durum sadece kişinin hayatını etkilemekle kalmaz, aynı zamanda ruh sağlığını da etkileyebilir ve aşırı bir seviyeye ulaştığında ruhsal çöküşlere neden olabilir. Daha fazla açıklama yapmadan önce, sağlıklı ve sağlıksız mükemmeliyetçilik kavramlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

Sağlıklı mükemmeliyetçilik, bir kişinin büyük organizasyon becerilerine sahip olması ve aynı zamanda kişinin takip etmeye çalıştığı yüksek standartlara sahip olmasıdır. Sağlıklı mükemmeliyetçilik her zaman esnektir, yani sağlıklı mükemmeliyetçiliği takip eden kişi bir şeyler mükemmel gitmezse zihinsel çöküntü yaşamaz.

Sağlıksız mükemmeliyetçilik ise, her şey yolunda gitse bile kişinin kendisinden sürekli şüphe duymasıdır. Ayrıca, sağlıksız mükemmeliyetçiliği benimseyen kişiler, çalışanları, ebeveynleri, ortakları ve arkadaşları gibi çevrelerindeki kişilerden yüksek beklentilere sahiptir. Ayrıca çevrelerindeki herkesin 7 gün 24 saat mükemmel davranmasını isterler. Bu mümkün değildir. Sonuç olarak, zihinsel çöküntü yaşarlar.

Aşırı mükemmeliyetçi olan kişiler genellikle yeni hatalar yapmaktan korkarlar. Bazen insanlar her konuda mükemmel olmaya çalışırken, obsesif-kompulsif bozukluk veya OKB terimiyle bilinen bir zihinsel dengesizlik durumu geliştirebilirler. Bu terim, basit konularda bile sürekli mükemmeliyetçilik kaygısı taşıyan kişilerin davranışlarını tanımlamak için kullanılan tıbbi bir terimdir. Bu aşamada insanlar genellikle hiçbir anın tadını çıkaramaz ve bunu yapmak yerine o anın kusurlarına dikkat çekmeye başlarlar.

Bu tıbbi durum, bir kişi mükemmeliyetçilik teorisine takıntılı hale geldiğinde uyumsuz veya sağlıksız mükemmeliyetçilikle bağlantılıdır. Bu aşamada kişi yalnızca her şeyin mükemmel olduğundan emin olduğunda kendini tatmin olmuş hisseder ve bu yalnızca önemli ve büyük meseleler için değil, bazı küçük meseleler için de geçerli olabilir. Örneğin, kişi bulaşıkları bulaşıklığa mükemmel bir şekilde yerleştirme veya gardırobunu 7 gün 24 saat mükemmel bir şekilde hazır tutma konusunda takıntılı olabilir ve bunu yapamazsa, son derece hayal kırıklığına uğramış ve depresif hisseder ve bu küçük meseleler de tüm gününü mahvedebilir.

Aşırı mükemmeliyetçilik insanları asosyalleştirebilir. Çevrelerindeki insanlar her zaman beklentilerini karşılayamadığından, mükemmeliyetçiler diğer insanlarla karşılaştıklarında sinirlenmeye başlayabilirler. Ayrıca, sürekli yanlış bir şey yapma korkusu, karşı taraftaki kişinin beklentilerini karşılamayacak bir şey yapacaklarından korktukları için insanlarla özgürce etkileşime girmelerini engeller.

Kendileri hakkındaki bu sürekli bilinç, tüm arkadaşlarını ve aile üyelerini uzaklaştırabilir ve sonuç olarak aşırı içe dönük hale gelirler ve güvensizlik kompleksi geliştirirler. Sıklıkla herhangi bir durum veya herhangi biri için mükemmel olmadıklarını hissederler ve bu güvensizlik, ilişkileri ve diğer bağları gibi kişisel yaşamlarının yanı sıra profesyonel yaşamlarını da etkileyebilir. Travma sonrası stres bozukluğu olan PTSD'yi herkes bilir.

Günümüzde insanlar ruh sağlığı sorunları konusunda daha bilinçli hale geldi ve bu nedenle bu aşama hemen hemen herkes tarafından biliniyor. Bu, insanların herhangi bir olayı atlatamadıkları ve hayatlarında aynı şeyi tekrar yaşamaktan korktukları zihinsel bir durumdur. Bu tür bir zihinsel evre, kişi travmatik bir olay yaşadığında ortaya çıkabilir. Aşırı mükemmeliyetçiliğe inanan insanlardan bahsederken genellikle bazı basit olaylardan kötü etkilenirler.

Bir kişinin mükemmellik tanımının çıtalarını karşılamayan bir şey yaptıklarını hissederlerse ya da insanların beklentilerini karşılayamadıklarını düşünürlerse, kolayca ruhsal bir çöküşle karşılaşabilirler ve sadece bu da değil, kişi o olaydan sonra kendini sürekli yargılamaya başlayabilir. Bu nedenle TSSB aşırı mükemmeliyetçilerin sıklıkla karşılaşabileceği bir durumdur ve tekrar hata yapacaklarını düşündükleri için yeni bir şey yapmaktan korkmalarının temel nedeni de budur. Burada ele alınan tüm ruh sağlığı sorunları şüphesiz bir insanın mutluluğunu öldürmeye yeter. Bir kişi sürekli korku veya keder hissediyorsa, mutluluk veya tatmin duygusu içeri giremez. 

Mükemmeliyetçilik, kişinin her şeyi hiçbir kusur olmadan mükemmel bir şekilde yapmak istemesidir. Basitçe, bir kişi her zaman çevresindeki her şeyin mükemmel olup olmadığı konusunda endişeleniyorsa, bu durum aşırı mükemmeliyetçilik olarak adlandırılabilir. Tıbbi çalışmalar ve farklı anketler, mükemmeliyetçilerin yaşamlarında depresyon, anksiyete, güvensizlik ve aşağılık kompleksi yaşamaya daha yatkın olduklarını göstermiştir, çünkü içlerinde herhangi bir işi mükemmel bir şekilde yapamayacaklarına dair sürekli bir korku vardır.

Bazen insanlar mutluluğu kusurlarda da bulabilir ve bu çoğu insanın, özellikle de istikrarlı bir ruhsal duruma sahip olanların elde ettiği bir niteliktir. Bu davranış iyimserlik olarak bilinir. İyimserler, bir şeyler ters gittiğinde nasıl bir umut ışığı bulabileceklerini bilir ve mutluluklarını farklı aksiliklerde bulurlar. Anketler ve tıbbi raporlar tüm senaryoyu basit bir örnekle açıklamıştır. Mükemmeliyetçi bir kişi yarısı dolu bir bardak görürse, kişi anında bardağı nasıl doldurabileceği konusunda endişelenmeye başlayacaktır, bu da kişinin ilk fark edeceği şeyin bardağın yarısının boş olduğu anlamına gelir.

Öte yandan, iyimser bir kişi aynı senaryoyu görürse, bardağın yarısının dolu olduğunu bilmekten mutluluk duyacaktır. Bu durum hayat için de geçerlidir. Psikologlar mükemmeliyetçiliğin insanların bardağın dolu tarafını görmelerine ve hayatlarında kalan her şeyi düşünerek mutlu olmalarına izin vermediğini göstermiştir.

Bunun yerine, genellikle karanlık tarafa odaklanırlar ve oraya nasıl ışık getirebileceklerini düşünerek endişelenirler. Tüm bu süreçte, hayatlarına neşe getirebilecek o birkaç küçük olaya yeterince dikkat etmeyi unuturlar ve onlardan kaçınırken sürekli olarak hedeflerine ulaşmaya çalışırlar. Öte yandan gurur en önemli duygulardan biridir. Kişi, yaptığı bir şeyden memnun kaldığında veya yaptığı her şey başkaları tarafından takdir edildiğinde bu duyguyu hissedebilir.

Ancak, mükemmeliyetçiliğin peşinde koşan insanların sıklıkla hissetmedikleri duygulardan biridir, çünkü her bir şey yaptıklarında bundan tam olarak tatmin olmazlar. Ne kadar çabalarlarsa çabalasınlar, yaptıkları işle gurur duyamazlar ve bu da sonunda hak etseler bile mutluluklarını yok edebilir. Hayat renklerle ve eşsiz fırsatlarla doludur. Yine de söz konusu mükemmeliyetçiler olduğunda, insanlar genellikle kendilerini geliştirmek veya hayatlarında bazı değişiklikler yapmak için tüm bu fırsatlardan kaçınırlar. Bazen hayata karşı bu davranış, bazı basit şeyler üzerinden de yansıtılabilir.

Örneğin, araştırmalar aşırı mükemmeliyetçi kişilerin çevrelerinde ne olursa olsun yemeklerini her zaman zamanında yemeleri gerektiğini göstermiştir. Evet, yemeğini zamanında yemek iyi bir şeydir ve bunu kimse inkar edemez, ancak bazen katı kuralları nedeniyle birçok fırsatı ve eğlenme şansını kaçırırlar.

Kurallar insanlar içindir, insanlar kurallar için değil. Çoğu insan için bu basit bir ifade olsa da, aşırı mükemmeliyetçiliğe inanan insanlar aynı şeyi karmaşık bulabilir. Hayattaki bu davranış onlardan birçok fırsatı çalabilir. Hayattaki bu davranış, bir kişinin güvenini ve öz saygısını tamamen kırabilir. Güven eksikliği, kişinin yaşam hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir.

Özgüven, özsaygı veya aşırı özbilinç, sonunda kişiyi depresyon, özellikle akut depresyon, anksiyete, hipertansiyon vb. gibi daha karmaşık ruh sağlığı sorunlarına götürebilir. Bu ruhsal durumlar aynı zamanda kişinin merkezi sinir sistemini ve vücudun diğer birçok bölümünü de kötü etkiler. Bir kişi hiçbir şey yapmak için motive hissetmiyorsa ve ayrıca performansını düşünerek panik veya anksiyete ataklarıyla karşılaşıyorsa, anlaşılması gereken şey, hayatın kendisinin mükemmel olmadığı ve burada her insanın mükemmel olmaktan uzak durumlarla karşılaşması gerektiğidir.

İnsanların hayatlarını yolunda tutmak için akışa teslim olmalarının gerekmesinin nedeni budur, çünkü her şeyi mükemmel yapmaya çalışmak her zaman işe yaramayabilir ve bu algı işleri basitleştirmek yerine daha da karmaşık hale getirebilir. İş ortaklarıyla, arkadaşlarıyla, aile üyeleriyle ve yakınlarındaki herkesle olan bağlarını etkileyebilir ve bu nedenle mükemmeliyetçiliğin mutluluğu nasıl yok edebileceği ve sonuçlarının neler olabileceği hakkında konuşmak çok önemlidir.

Hayat belirsizdir ve kişi hayatın akışını ne kadar kontrol etmeye çalışırsa çalışsın asla başarılı olamaz. Aşırı mükemmeliyetçilik, insanların hayatlarını kontrol etmeye ve kendi şartlarına ve kendi mükemmellik tanımlarına göre yönetmeye çalıştıkları zihinsel bir durumdur. Mutluluğun anlamının herkes için farklı olduğu söylenebilir ve bu nedenle bir insanın hayatını nasıl mükemmel bir şekilde sürdürebileceği de kişinin mükemmellik algısına bağlıdır.

Her zaman belirtilmesi gereken bir husus, aşırı mükemmeliyetçilikten kaçınmanın, bir kişinin hayatını düzgün bir şekilde düzenlemek için herhangi bir beceriye sahip olmaması gerektiği anlamına gelmediğidir. Herkes hayatta mükemmel olmak ister ve bu tamamen normaldir ve mutluluğunla hiçbir ilgisi yoktur. Bir kişi hem hayatını ustalıkla düzenleyebilir hem de mutlu olabilir. Mükemmeliyetçilik ancak kişi buna izin verirse mutluluğu yok edebilir. Dolayısıyla, sen de mükemmel bir yaşam sürmek isteyen insanlardan biriysen endişelenmene gerek yok, ancak herhangi bir şey mükemmellik algına uymadığında rastgele çöküşlerle karşılaşırsan, kendin üzerinde çalışmanın zamanı gelmiş demektir. 

Ayrıca, gün geçtikçe karamsarlaştığını ve her şeyin sadece karanlık tarafını görebildiğini fark ediyorsan veya mükemmel olamamaktan endişe ederek kendine olan güvenini kaybediyorsan, hayatının aydınlık tarafını görebilmek ve mutluluğu hissedebilmek için arkadaşlarınla veya aile üyelerinle bu konuyu tartışmalı veya bu konuda bir uzmanla konuşmalısın.

Bir kişi parmaklıkların peşinden koşmayı bıraktığında, mutluluğun çok önemli kavramları olan istikrar ve rahatlama kişinin hayatına girer. Zihnin istikrarlı olduğunda, hayatının şu anda kaçınıyor olabileceğin tüm küçük anlarını hissedebilirsin. Kendine yeterince zaman ayırmak, tutkunu beslemek ve mükemmeliyetçiliğin peşinden koşmak yerine rahatlamak mutluluğa giden ilk adımlardır ve aynı zamanda öz bakımı tanımlayan adımlardır.

------------

E-KİTAP / PDF: Mükemmeliyetçilik Mutluluğu Nasıl Öldürür? - Sercan Çetin / Sesli Kitap

-----------

Blogger tarafından desteklenmektedir.