Header Ads

Ne Yerken Ne Düşündün? | Mide Meridyeni / Enerji Tıbbı - Meridyen Terapi 15



“NE YERKEN NE DÜŞÜNDÜN…”


İçtiğin su bile midene eziyet ediyorsa, bunu ne zaman başlattığın konusunda bir fikrin vardır umarım. Yaşamın tüm her şeyinin başladığı yerdeyiz burası MİDE MERİDYENİ.  Ağızdan giren Mideye uluşan her şey yaşamsal döngünün sessiz ve sinsi parçalarıdır.  Mide bedenimizde her şeyin sindiriminden sorumludur.


Karnın üst ve sol tarafında diyafram zarının altında bulunan Mide bedenin her şeyi doldurduğu torbaya benzeyen bir organdır. Batın içinde kapladığı alanda Pankreas, Safra kesesi ve Karaciğer ile yakın alış verişte olan bir organdır. Esas önemli olan aynı Meridyen Enerjilerini çalıştırdıkları için birbiri ile etkilenen duygu ve düşünceleri taşıyan komşulukları olan bir organdır.  Cidarı düz ve kuvvetli adaleler ile kaplıdır. Çok elastik ve genişleme kabiliyeti olan organ yenilen gıdaların toplandığı ve sindirildiği yerdir. Bu yüzden yerken ne düşündün sorusu çok önemlidir. Torbana ne doldurdun? Bedenine ne verdiğindir aslında?


Mide kuvvetli kasılma hareketli yaparak ve birçok kimyasal maddeler salgılayarak alınan gıdaların sindirimini başlatır. Midenin iç dokusunda girintiler ve çıkıntılar vardır. Bu milyarlarca hücreden oluşan her bir çıkıntının MİDENİN İÇİNDE KENDİ MERİDYEN BAĞLANTISI MEVCUTTUR. Yiyeceği ayrıştırıp özümsemek için farklı TİTREŞİMLER uygulayarak çözünmesini sağlar. Bu hücrelerin hepsi kendi sıvısını salgılayarak yediklerini birbirinden ayırıp sindirilmesi için bol miktarda kendi asit seviyesini belirler. Düşünsene Mide asidi eti 8 saatte sindirirken otu 2 saatte sindiriyor.  İşte aynı anda tüketilen yiyeceklerin ayrı ayrı salgılarla ve titreşimle emilmesi açısından midenin ÖZ enerjisi çök önemlidir. Her şeyin enerji ve titreşim olduğunu hatırlarsak burada kesinlikle hayranlık verici olarak ortaya çıkan Midenin her gıdaya karşı kendine has ayrı ayrı beyin gibi çalışan bir sistemin olmasıdır.

 

Peki milyarlarca hücreye AYRI AYRI milyarlarca YAP EMRİNİ  aynı AN’da veren sence hangi güçtür. Bu harikulade program ile ALLAH’ın YARATIMININ muhteşemliği … Bu sistem benim aklımı başımdan alıyor… Neyse dönelim konumuza…  Meridyende senin yiyip içtiklerin ve duygu durumla alakalı herhangi bir iletişim hatası olduğunda ki… Senin diyorum çünkü Yaratım kusursuzdur… sıvılanma dengesizleşir ve yiyecekleri parçalamakla görevli asitler bazen az bazen de fazla üretilir.  Midenin asit salgısı bozulduğu zaman ise komşusu olan tüm organları da etkiler.   


Yediklerin KİMUS denilen gevşek bir hamur kıvamına gelir ve aynı meridyen enerji hattını takip ederek bağırsaklardan emilmeye hazırlanır. Buradaki dikkat çekici konu Midene yediklerinle hangi duygunu kattıysan Bağırsaklarına giden ve tekrar bağırsaklardan kana karışan O dur… Öfkeli stresli durumlarında yediğin her gıda sindirilmede zorlanır ve safra artışına neden olarak ekşime ve yanma hissetirir. 


Normal bir insanın midesi günde 2-3 litreye yakın sıvı salgılar. Bu sıvı kuvveti bir asit taşıyıcıdır.   Gün içinde yediklerin, içtiklerin bedene zarar verecek atık maddeler içeriyorsa bu asit salgısıyla organlarına iletilen tüm sıvılarla birleşerek zarar vermeye başlar. Kirlenen ve İletimi bozulan meridyen hattının enerjisi azalarak besinleri parçalayamaz ve midede şişkinlik doluluk hali yaşarsın. Ayrıca mide sıvısında PEPSIN adı verilen ve proteinleri parçalayan enzim salgısının da yavaşlamasına neden olur. Meridyenin bozulmasıyla Proteinden alınması gereken öz suların emilimin de yavaşlar ve sindirilemeyen atık madde haline gelir.

 Bunların haricinde Midede yağları şekerleri sindiren diğer çeşitli enzimlerde bulunur. Mide sindirim  fonksiyonunun yanında depo vazifesi de gördüğünden, sindirdiğimiz gıdalar yavaş yavaş ve muntazam aralıklarla bağırsağa gönderir. Midenin kendine özgü ritmik hareketleri vardır. Midenin meridyen enerjisi bu noktada devreye girer. Stres altındayken Midenin bu ritmi bozulur. Takip eden meridyen eğer aşırı yüklü bir iletim altında ise yiyecekleri tam sindirmeden bağırsaklara göndermeye çalışır. Midede tam parçalanamayan gıdalar bağırsaklarda kabızlığa bazen de parçalanamayan gıdalar bakteri üreterek ishale neden olur. Düşünsene dolu bir alanın üzerine sen tıkıştıra tıkıştıra daha başka bir şeyler doldurmaya çalışıyorsun. Ya aldığı kadar sıkışarak alır ki mide söylemiştik Bağırsak gibi genişleyen bir yapıya sahiptir ya da bir taraflarından sızdırmaya, gazlanmaya başlar.

        

Midenin iç yüzeyini kaplayan MUKOZA’ sı dış etkilere ve tahriş edici birçok maddeye karşı oldukça kuvvetlidir. Mide Mukozası yumurta akını andıran sümüksü bir yapıya sahip olan mide tarafından salgılanan MUKUS ile Mide duvarı adeta sıvanmıştır.  Midenin mukozasını bozabilen bir bakteriden bahsedeyim. HELCOBAKTER PYLORI bu bakteri midenin iç yüzeylerinde enfeksiyona neden olarak mide duvarında yaralar oluşturmaya başlar. Bakterilerin bedenimizde çoğalmasının sinir sistemimiz ve bağışıklık sistemimiz ile yakından hem de büyük bağlantısı vardır. Bozulan sinir sistemimiz tüm mekanizmayı savunmasız hale getirir. Dolayısıyla otomatik olarak bağışıklığımız düşer. Mide meridyeni sinir sisteminden en hızlı etkilenen meridyendir. Güncel hayatta birçoğunun dilindedir     “SİNİRLENDİM MİDEME VURDU” cümlesi var ya işte burada yerini bulur.  Helikobakter Pylori midede hızla çoğalarak tam sindirilemeyen kokuşmuş gıdalarla, dışarıdan alınan yanlış besinlerle beslenerek tedavisi uzun bir süreç başlatır.  Bakterinin verdiği harabiyet sonrasında doku kaybıyla Midede Ülserleşmeler oluşur. Genetik yatkınlık söz konusu olduğu gibi alışkanlıklar ve yanlış ilaç kullanımı da durumu tetikler. Tedavi protokolünde sağlıklı dokuya oranla ülserli dokuya daha fazla affinitesi olan SIVAĞI görevi yapan ilaçlarla ve yoğun bir diyetle birlikte sinir sistemi üzerinde yapılacak uygulamalar hastaya yeni konfor alanları oluşturur.

 

Mide asidini azaltarak Helikobakterin mideye yerleşmesinin ilk faktörü STRES’tir. Stres dediğimiz zaman Psiko Emosyonel yani duygusal, duyarlı, öfkeli hallerimiz akla gelir. Ancak midedeki stresin kaynağı yanlış beslenme başta olmak üzere günümüzde en fazla şikâyet edilen çok çalışmak aşırı yorgunlukta Mide Meridyeninin dengesizliğine neden olur. Bunun yanına yaşam şartları da eklenince tabiî ki etki biraz daha artar. Uykusuzluk, kendinden önce gelen eş meridyeni Bağırsak faaliyetlerini etkilerken mide asidin salınımını da dengesizleştirir.  Aşırı alkol alımı, soğuk, sıcak, çevresel birçok faktörü de sıralayabiliriz. Kronik stres aynı zamanda Otonom sinir sisteminin dengesini de etkileyerek sindirim sisteminin çalışmasını bozar. Sonuç olarak midenin kasılıp açılma hareketleri asit salgısının azalmasıyla yavaşlar ya da durur. Hayatın içinde stres yaratan bunca faktör varken beden kendini onarabilen bir yapıya sahip olduğu için Mide Meridyenin hasarı ağrı, gaz, şişkinlik olarak kendini sana hatırlatır. 


Hislerimizi duygularımızı bastırdığımız zaman sinir sistemi ve kan damarlarıyla örümcek ağı gibi sarılan midenin içyapısının Meridyen enerjisi burada yığılabilir. Mide hareketlerimiz SEMPATIK ve PARASEMPATİK sinir sistemleri etkisi altındadır. Parasempatik sinir sistemi mide salgılarını ve hareketlerini azaltırken Sempatik sistem ise bu salgıları ve kimyasalları artırır. Beyin sapından geçen bu sinirlerin ruhsal durumumuzla direkt bağlantılı olduğunu da eklersek sanırım ne kadar aktif rol oynadıklarını kavrayabiliriz.


Özellikle çocuk yaşlardan itibaren getirdiğin bastırdığın bütün psikolojik sorunların erişkin yaşlarında şekil değiştirerek hayatını etkiler. Güvenli bir şekilde ifade edilemeyen duyguların bütünü midede hazımsızlığa neden olur ve duyguların bastırılması beden boyutunda ortaya çıkar. Asıl görevi gıdaları sindirmek olan midenin stresle bozulan meridyeni bir de duygusal kabullenmeleri sindirmeye çalışmakla uğraşır. Çoğu zaman mide şikâyetiyle gittiğin dâhiliye uzmanının yanına bir Psikiyatrıstın eklenmesinin sebebi maalesef ki budur. Stresin fazlalaştıkça mide asidi fokurdayan kazan gibi yukarıya yükselmeye ve ifade edemediğin dönüştürmediğin her tepkin yuttuğun her cümlen midenden geri ağızına REFLÜ ile ortaya dökülür.


Mide sindirimimizden sorumludur demiştik. Midemizde bulunan otuz beş milyon hücre yediğimiz içtiğimiz şeyleri sindirirken bir yandan da yeni fikirleri kabul etmeni ve hazmetmeni sağlar. Yediğin içtiğin gıdalara dikkatini vermeden tükettiğinde o besinin sana ne sunduğunu yararlı mı zararlı mı olduğunu anlayamazsın. Bu farkındalığı kaybettiğinde beslendiğin şeyin ne olduğunu kavrayamadığında hayatında yaşadığın şeylere de duyarsızlaşırsın ya da farkındalığın olamadığı için sana zarar verebileceğini ön göremezsin.


Strese karşı duyarlılığı en yüksek organ olan mide meridyenin yoğun etkilediği ve etkilendiğin alan yukarıyı ve aşağıyı birbirine bağlayan meridyenin bedene ana geçiş noktası olan boyunun ön kısmıdır. Boynuna fazla bastırmadan yapacağın aşağı yukarı hareketler meridyenin çalışmasına yardımcı olacaktır. Boyun kasların gevşedikçe hem kendini daha rahat hissedersin hem de sindirilemeyen midenden kaçak yapıp yukarıya çıkan cümlelerinin REFLÜ yangısını azaltmış olursun.

  

Yeme bozuklukların ve tıkanıklık hissin meridyenin dengesizleştiğini gösterir. Meridyen yüklenmiş ya da enerjisi düşük olma olasılığı yüksektir. Meridyenin aşırı yüklü ise başkalarının ihtiyaçları ve talepleri senin için daha önemli hale gelir. Kendi ihtiyaçlarını ve arzularını önemsemez göz ardı edebilirsin. Bazen de takdir beklentisi içinde başkalarının talepleri için çabalarsın. Mide meridyeni gerçekten aşırı yüklü olduğunda bağımlılık geliştirebilirsin. Madde bağımlılığı, duygusal bağımlılık ve işkolik bir kişilik yapısına bürünebilirsin. Duygusal bağımlılık da daha çok anne ve babanın çocuğuna olan bağımlılığı çocuklarından elini çekememesi ve çocuğun annesinin babasının güdümlemesinden bir türlü çıkamaması yetişkin bir birey de olsa anneye babaya danışmadan hareket edememesi gibi durumlar yaşanır.


Yine meridyenin fazla yüklü ise fedakârlık geliştirirsin. Akabinde iştah azalır ve yeme bozuklukları ortaya çıkar. Kendini anlatmayı övünme noktasına getirerek gevezelik boyutuna ulaştırırsın. Anoreksiya olarak bildiğimiz dengesizlik, aşırı beğenilmeye çalışma içgüdüsüyle tamamen bir sağlık problemi haline dönüşebilir. Başarılı olma ve aferin alma duygusu gittikçe artarak saplantılı bir hal alabilir. Tatminsizlik duygusu çok yemek gibi bir işten başkasına koşar duruma gelebilirsin.


Meridyenin enerjisi düşük olduğu durumlarda, yoksunluk, boşluk duygusu ve sürekli açlık hissi ile atıştırmalık bir şeyler arar durursun. Rahatına düşkün, her şeyin en iyisini isteyen ama bunun için bir çaba göstermeme hallerinde meridyenin zayıf olduğunu belirtir. Çoğunlukla beklenti içinde ve bu karşılanmazsa bu boşluğu yemekle doldurmaya çalışabilirsin. Başkalarına vermeye çalışarak karşılığında duygusal alma eylemi içinde farkında olmadan bir sürü iş yaparsın.  Fazla iştahlı hallerin söylenen şikâyet eden bunun yanında aslında söylemek istediğini açıkça söyleyememekten doğan stresini yeme içime ile gidermeye çalışman söz konusu olabilir.


Meridyenin akış yönü göz hizasından başlar. Hemen ekleyeyim eğer meridyende her hangi bir akış bozukluğu söz konusu ise BAKIŞLAR SÖNÜK ve DONUK olarak dikkat çeker. Gözlerin altından çeneye doğru iner, yüzün etrafında dolaşır ve yukarıya alına gelir. Gözün üst kısmından geçer aşağıya köprücük kemiklerine iner. Buradan göğüs hizasından içe kayar ve göbek deliğine gelir. Bacakların ve dizin üstünden önünden aşağıya doğru yol alarak, ayak ikinci parmağında son bulur. Tırnak bozuklukları, mantarlar, tırnak batmaları bütünsel izlediğimizde sindirim organlarının hasarından kaynaklıdır.


Yang meridyen olan Mide Meridyenin elementi topraktır. Bu sebeple Mide Meridyeninin dengelenmesi için topraklanmak negatif enerjiyi akıtmak çok önemlidir. Rengi ise toprak elementiyle ilintili olarak Koyu Kahve veya Koyu Sarı olarak da tanımlanır.    Yin Meridyeni kendinden sonra gelen Dalak Meridyenini destekler. Karşı meridyeni ise Dolaşımın, Aşkın, Sevginin  meridyeni olan Perikardıum’dur. Dönüp dolaşıp yolumuz sevgiden geçiyor. Sevgi ile çalışan her hücre diğerine bağlanarak birbirini yaşatıyor.

  

Küçük bir egzersizle meridyeni kolayca dengeleyebilirsin. Başparmaklarını Elmacık kemiğinin altındaki boşluğa yerleştir. Diğer üç parmağını da kaşlarının üstüne Frontal kemiğe yerleştir. Yukarı aşağı yapacağın hafif hareketler Mide Meridyenini dengelemeye yardımcı olur…


Sevgi ve Şifa ile… 

Blogger tarafından desteklenmektedir.