Aralıklı Oruç, Koca Bir Sektör Sen Her Çöpü Yediğin İçin Var / Sadhguru Türkçe 21
Belirli günlerde oruç tutmak çok eski zamanlardan beri var, ancak birçok seküler yaklaşım bunun bilim dışı ve mantıksız olduğuna inanıyor ya da empoze ediyordu. Şimdi ise, oruç sırasında meydana gelen otofaji üzerine yapılan çalışma Nobel Ödülü'ne layık görüldü. Sen de oruç tutmaya ne dersin?
Kırk yıldır bundan bahsediyorum ve mideleri zaten doluyken her zaman yakıt doldurmadıkları için sağlıklı ve iyi hale gelen yüzlerce ve binlerce insan gördüm. Isha Yoga Center'da herkes sabah 10'da ve akşam 7'de yemek yer. Hayatlarımız fiziksel olarak çok aktif. Aşramın içinde araba yok ve büyük bir yer olduğu için herkes ya yürüyor ya da bisiklete biniyor. Yemekhaneye gitmeniz gerekse bile bir kilometrelik bir yürüyüş mesafesi var. Çalışma yerine gitmek istiyorsan, yarım kilometre ila bir kilometre yürüyüş mesafesi var. Bu nedenle insanlar her zaman fiziksel olarak aktifler. Öğleden sonra 15:30'da herkes çok acıkır. Ancak bununla yaşamayı öğreniyorlar çünkü boş mideye sahip olmak iyi bir şey.
Aralıklı oruç tutmak yeni bir tabir. Yogik bilimlerde deneyimle zaten bildiğimiz bir şeydi, bugün modern bilim de onunla aynı çizgiye geliyor. Vücudun ve beynin, ancak miden boş olduğunda en iyi şekilde çalışır. Her zaman öyle bir şekilde yediğimizden emin oluruz ki, ne kadar yersek yiyelim, midemiz iki ila iki buçuk saat içinde daima boş olmalıdır. Vücutta olması gereken herhangi bir düzeltme ve arınma için midenin boş olması gerekir. Bu çok önemli. Aksi takdirde hücresel düzeyde arınma olmayacaktır. Bir şeyleri yığarsın ve sonra her türlü sorunu yaşarsın. İlk şey, vücudundaki ataletin artacağıdır. Pek çok atalet seviyesi vardır, ancak fark edebileceğin tek şey uykudur. İhtiyacın olan uyku miktarı atalet seviyeni gösterir aslında.
Tüm Amerikalı doktorlar en az yedi ila sekiz saat uyuman gerektiğini söylüyor. Bu, hayatının üçte birini uyuduğun anlamına gelir. Üç-dört saat de banyo yapmak, tuvalete gitmek, yemek yemek ve diğer şeyler için harcanıyor, yani hayatının tam anlamıyla yüzde ellisi bakımdan ibaret. Diyelim ki bir motosikletin veya bir araban var ve ayda bir gün servise girerse, onu elinde tutmakta sorun yok. Ama ayda on beş gün servise girerse bu bir baş belası değil midir? Çoğu insan sistemlerini baş belası haline getirdi. Kendi vücutları yaşamlarında büyük bir engel. Vücutları, yapmak istediklerini yapmalarına izin vermeyen bir lanet adeta.
Bunun birçok yönü var, ancak önemli bir yönü, insanların gerekenden çok daha fazlasını yiyor olmaları. Bugün herkes yakıt açısından daha verimli bir araba icat edebilmek için çalışıyor. Ama aslında, makine sorunsuz çalışırsa daha az yakıt tüketecek demektir. Huzurluysan ve çok rahatsan, artık bedenin de daha az yakıt tüketecektir. Rahat değilsen, vücut daha fazla yakıt ister, yemeni ister ve yemek yeme eylemi kompulsif hale gelir.
30 yaşın üzerindeysen, biri sabah biri akşam olmak üzere günde iki öğün yemek yeterli olacaktır. Akşam yemeğinden sonra yatmadan önce üç saat süre olmalı. Ayrıca bu süre, basit yürüme gibi en az 20 ila 30 dakikalık hafif fiziksel bir aktivite içeriyorsa, sistemin büyük ölçüde sağlıklı olacaktır.
Vücudundaki her hücre sağlık yaratmak için tasarlanmıştır. Sen hariç, her bir hücren sağlık yaratmak için çok çalışıyor aslında :).
Yoga'da, bir öğün ile sonraki öğün arasında en az sekiz saatlik bir boşluk olması önerilir. Bunu yaparsan, hangi sağlık sorunun olursa olsun, en az yüzde ellisinin altı hafta içinde kaybolacağını göreceksin. Biraz yoga pratiğin varsa, ve içinde meditasyon da varsa, o zaman sorunlarının yüzde doksanının ortadan kalkacağını göreceksin. Yüzde on hala devam ederse, artık onların tedavisi için de zamanın ve enerjin var demektir.
İnsanların Birleşik Devletler'deki programlarıma nasıl geldiğini görmelisin. Programlarımız on ila on iki saat sürüyor, bu yüzden biraz bisküvi ve başka bir şeyler ile geliyorlar :)... “Şeker tahammülsüzlüğüm var. Yemek zorundayım." diyorlar. Onlara, "Ben buradayım, kontrol edeceğim ve ölmeyeceksin" derim. "Bunu sağlayacağım çünkü kimsenin ellerimde ölmesini istemiyorum! :)." İlk gün, "Hayır, hayır, hayır, yemek yemeliyim" derler. Üçüncü gün, her şeyden vazgeçerler ve orada on iki saat yemek yemeden otururlar ve gayet iyidirler.
Sağlık, dışarıdan yapabileceğin bir şey değil. Sağlık, içeriden yapman gereken bir şey. Bir şeyler ters gittiğinde dışarıdan yardım isteyebilirsin, ancak her zaman bir şeyler ters gidiyorsa, bu senin hatalı bir makine olduğun anlamına gelir. Günümüzde sağlık sistemleri şu hale geldi - özellikle ağır sigorta poliçelerinin olduğu yerlerde - insanlar her türlü çöpü yiyip içiyor ve doktora gidip "Beni düzelt!" diyorlar. Böyle bir durumda sağlık sisteminden ve ilaç sektöründen şikayet etmek de bir saçmalık oluyor ne yazık ki. Sigorta sektörü de, ilaç sektörü de, yüksek ücretli tedaviler de sen her çöpü yediğin için var.
Son olarak tekrar: Vücudundaki her hücre sağlık yaratmak için tasarlanmıştır. Sen hariç, her bir hücren sağlık yaratmak için çok çalışıyor aslında :).