Header Ads

Çekil Aradan Kalsın Yaradan, Bir de Joe Dispenza'dan Dinleyin / Joe Dispenza Türkçe 36


Şimdi, burada eski benlik, burada yeni benlik. Ve biz yeni benliğimize öyle hop diye geçemeyiz. Bir iki günlük iş değil. Bunu başarmak için gereken dönüşümü geçirmek lazım.

35 yaşına kadar sahip olduğumuz kimliğin %95'i bilinçaltı davranışlardan oluşur. otomatikleşmiş alışkanlıklar, duygusal tepkiler, inançlar, algılar, tavırlar, tıpkı bir bilgisayar programı gibi, bizim %95'imiz bunlardır. Bedenin zihin olmak için programlanmasıdır, bu da alışkanlık demektir. Ve biz, kalan %5'i bilinçli zihnimizi değiştireceğiz, şunu da bilin, siz istediğiniz kadar olumlu düşünseniz de şayet olumsuz hissediyorsanız, çünkü son 30 yıldır böyle hissediyorsunuz, zihin ve beden birbirine karşı olur.

Dünyanın en muhteşem hayalini kurabilirsiniz. İçinde istediğin her şey var, ancak değersizlik hissediyorsanız zihniniz ve bedeniniz zıt demektir. Burada amaç bedeni yeni bir zihne uyumlamak, ayarlamaktır. Burada eski benliğiniz burada da yeni benliğiniz. Ve siz bu değişime adım atacaksınız. Yani eskisi gibi düşünmemeye, eskisi gibi davranmamaya ve hissetmemeye karar verdiğiniz an değişimi nehrine ilk adımı atacaksınız çünkü değişimle ilgili en zor kısım, bir gün önce verdiğiniz kararların aynılarını vermemektir. Bizin aklımızdan gün 60 ile 70 bin arası düşünce geçer. Ve bu bir gün içinde aklımızdan geçirdiğimiz 60 ile 70 bin düşüncenin yüzde 90'ı bir gün önce düşündüğünüz şeyleri aynıdır. 

Aynı düşünceler her zaman aynı seçimlere yönlendirir. Aynı seçimler de sizi aynı davranışlara sevk eder. Aynı davranışlar, aynı deneyimleri yaşatır.  Aynı deneyimler de aynı duyguları üretir. Ve bu duygular da sizi aynı düşüncelere götürür. Böylece biyolojiniz, sinir devrelerimiz, sinir kimyamız, sinir hormonlarımız, hatta genetik durumumuz birebir aynı kalır. Bu arada sinirbilimde bir prensip vardır; Birlikte ateşlenen sinir hücreleri birlikte bağlanır. Yani hep aynı şekilde düşünürseniz aynı seçimleri yaparsınız aynı davranışaları gösterirseniz aynı deneyimeri yaşarsınız. Bunun sonucunda aynı sinir ağları aynı modellerde kalı. 

Sizin bilip alıştığınız, aradığınız, çağırdığınız hislere dönüşür. Sonra da beyninizde son derece sınırlı bir donanım kurmaya başlarsını ve bu sınırlı donanım da sizin kimliğiniz olur. Beyninde bir kutucuk düşünün. beyinde gerçek bir bir kutu yoktur ancak sık tekrarlama yoluyla edinilen, nörolojik anlamda birlikte ateşlenip bağlanan düşünce,davranış ve duygular vardır. Yani sizin düşünüş, davranış ve hissediş tarzınız, sizin kişiliğiniz olur. Ve kişiliğiniz de kişisel gerçekliğinizi yaratır. Budur. Ve siz yeni bir kişisel gerçeklik, yani bir hayat istiyorsanız önce kişiliğinizi değiştirmelisiniz. 

Bunun anlamı, daha önce nasıl düşündüğünüzü tartıp, eski düşünce tarzınızı değiştirmektir. Bilinçsiz alışkanlıklarınızın, davranışlarınızın, söylemlerinizin farkına varıp bunları değiştirmelisiniz. Sonra da sizi geçmişe demirleyen duygularınıza bakmanız gerek. Bunların geleceğe ait olup olmadığına karar vermelisiniz. Çoğu insan, eski kişiliğiyle yeni bir kişisel gerçeklik yaratmaya çalışır ama bu pek işe yaramaz. kesin olarak başka birine dönüşmeniz şart. 

Dediğim gibi meditasyon tanıdık gelmek demektir. Yani meditasyona oturduğunuzda farkındalığınızın arkasında kalan düşüncelerini gözlemlersiniz, arkada kaldı, çünkü dikkatiniz dış çevrenize odaklıyıdı. Bilinçsiz düşünceleriniz vardı ya? Bunların bilincine varsınız ve bunlar size tanıdık gelmeye başlar. Siz kendinizi tanımak için bu meditasyondasınızdır. Eğilimlerinizi ve dürtülerinizi farkına varırsanız ve vücudunuz kalkıp bunları yapmak isterse onu oturtup sakinleşmeniz gerekecek. Ona "sen artıkzihin değilsin, zihin benim" demelisiniz. 

Ve bu bilinçsiz davranışlarınız bilinçli hale dönüşecek ve size tanıdık gelmeye başlayacak. Çünkü şu an meditasyondasınız. kendinizi tanıyorsunuz ve sizi aşağıya çeken o eski duygulara bakabilir, onları fark edebilirsiniz ama asla deneyimlemezsiniz. Sadece gözlemlerseniz. Gözlemlemek demek, artık program olmaktan çıktınız demektir. Siz artık bilinçsiniz ve programı gözlemliyorsunuz. Subjektif benliğinizi netleştirmeye başladınız. Bir başkasının gözünden kendinize bakıyor gibisiniz. 

Yani eski benliğinizden çıktınız, saf bir bilinçle eski benliğinizi gözlemliyorsunuz. Tefekkür sürecinin ilk adımı budur. Karanlıkta bir kibrti çakıyoruz ve farkında olmayıp da yeni yeni farkına vardığımız, hiçbir düşüncenin, davranışın, duygunun farkındalığımza kaymasına izin vermiyoruz. O halde meditasyona oturup, "şefkat nedir?" derseniz "benim için en iyi yol hangisi, hayatımı nasıl değiştirebilirim, kendimi nasıl daha iyi hissedebilirim?" Artık düşüncelerin beyninizde ateşlenip bağlandığını da biliyorsunuz. Ve yeni hayataınızda nasıl yaşayacağınızı nasıl davranacağınızı gözden geçiriyorsunuz. Böyle, zihinsel bir prova yapmak, beyninizi geçmişten alır ve gelecekte yaşamaya sevk eder. Yani zihinsel prova beynin bu gelecekteki deneyimi şimdiden yaşamış gibi görünmesini sağlar.

Yani beyninizde artık yepyeni bir donanım kurulmuş olur ve bunu donanum onu geleceğe hazırlar. Bunu tekrar tekrar yaparsanız, birlikte ateşelenen sinir hücreleri birlikte bağlanır ve artık size tanıdık gelmeye başlar. Bir de bu  deneyim grçekleşmeden önce duygunuzu yükseltirseniz, yani bir materyalist kendini zengin hissetmek için servet kazanmayı bekler. Onlar etki - tepki modelinde yaşarlar. Ama kuantum modeli, etkiye yol açmaktır. yani siz burada zengin olmadan önce kendi değerinizi ve zenginliğinizi deneyimlersiniz. 

Ve siz şimdiden bu yükselmiş duyguyu üretmeye başlarsanız ya da iyileştiğinizi hissederseniz o noktaya eriştiğinizde, bu duyguyu tekrar tekrar getirip yaşayabilirsiniz ve duygu artık size tanıdık gelir. Değişim sürecinde tefekkür etmenin gereği, unutmak ve tekrar öğrenmektir. Eski benliğinizin alışkanlıklarını yıkıp kendinizi keşfetmektir.

Sinirbilimde sinaptik bağlantıları budayıp yeni bağlantılar filizlendirmek deriz. Söndürüp çözeceğiz, sonra yeniden ateşleyip bağlayacağız. Bedenimizde depolanmış duyguları unutacak ve sonra bedeni yeniz bir zihne, yeni bir duyguya şartlandıracağız. Eski genlere eski şekilde sinyal vermeyip, yenilerine yeni yolla sinyal göndereceğiz. Enerjimizi geçmişten çekip alacağız ve onu yeni bir geleceğe yönelteceğiz. Biz bu meditasyon modelini kullanıyoruz.

Çünkü o sırada insanların dış çevreyle bağlantılarını koparması çok önemlidir. Gözlerinizi kapatırsanız ve dış dünyanızdaki bütün uyaranları elimine ederseniz, insanları, eşyaları ve yerleri, beyin dalgalarınız, bir anda değişmeye başlar. Ve artık dış dünyaya olan ilginiz de azalmış olur. Daha az şey görür ve duyarsanız, arkada da hafif bir müzik çalarsa, ne düşündüğünüze daha çok dikkat yöneltir,hayatınızda olup bitenlere daha az odaklanırsınız. 

Vücudunuzu sakinleştirirseniz ona hiçbir şey yapmadan durmayı ve aynı olayları yaşamanın aynı duyguları ürettiğini öğretirseniz, ona "sen artık zihin değilsin, bundan böyle zihin benim" demiş olursunuz. Ve artık önceden belli olan bir geleceği düşünmüyorsanız ya da tanıdık geçmişi ve sadece şu andaysanız işte o zaman iç dünyanız, dış dünyanızdan daha gerçek olmaya ve ayrıca kişisel fisyolojinizde önemli değişiklikler olmaya başlar. 

Yaptığımız araştırmalarda, meditasyon sırasında 3 bin 500 kişinin beynini ölçümledik. Size kesin olarak şunu söyleyebilirim ki, kim olduğunuzu unutmak konusunda elinizden geleni yapmanız kaydıyla benliğinizin ötesine geçtiğinizde ve hiç kimse olduğunuzda, hiçbiri, hiçbir şey, hiçbir yerde ve hiçbir zamanda... İşte o an saf bilince dönüştüğünüz andır. Ve o an bir beden olarak, bu zamanda yaşamıyorsunuzdur artık. 

Bilinçlilik dediğiniz şey beyni ve bedeni eşsiz yollarla değiştirebilien bir şeydir. Bir benzeri yoktur. Ve biz bunu nasıl yaptığını artık biliyoruz. Bunu bir beceri haline dönüştürerek. 

Bilirsiniz, insanlar hayatlarının büyük bir kısmını dileyerek ve isteyerek geçirirler. Bir şeylerin değişmesi için dua ederler. Bizse insanlara dualarının cevap bulması için ne yapacaklarını öğretiyoruz. Meditasyondan, dualarına cevap almışçasına kalkmalarını söylüyoruz. Çünkü geleceğe dair net bir niyette bulunup yüksek bir duyguyla birleştirince enerjileri kendiliğinden değişiyor. Beyinleirnin kimyası ve işleyiş şekli değişiyor. Genetik yapıları, kendi kimyaları değişiyor. Anlayacağınız bambaşka biri oluyorlar. 

ve insanlar bunu tekrar tekrar yaptıklarında bazen aylar alabiliyor
hastalığı gnt biliyorlar bu fakat şunu da defalarca gördük
hastalık yaşayanlar belli bir farkındalık seviyesine dönüyor ve
hastalık tamamen yok oluyor sanki o hastalık tamamen eski kişilik de
geçmişte kalmış gibi oluyor Başka bir insan daymış gibi bu ve
bunu defalarca gördükten sonra kendilerini belli bir noktaya Taşıyan
insanların kendilerini tamamlanmış oldukları kişiden her şekilde mutlu ve
hayatlarından memnun hissettiklerinde hastalığı daha az Umut aldıklarını
söyleyebiliriz işte hastalıkla bir daha bir daha o zaman gitmeye başlıyor
meditasyonla ilgili başka bir şey söyleyeyim Bu meditasyonun önemli bir
amacı da Analitik zihnin ötesine geçmektir bir sözünü ettiğimiz bilinçli
zihinle bilinçaltı zihin ayıran şey Analitik zihindir Biz stres tepkisinin
yarattığı bir kimyasallar karışımı olan stres hormonlarından etkilendiğimiz
anlarda beynimizin aşırı Analitik bir şekilde çalışmasına yol açarız burada sorun çoğu insan böyle durumlarda duygusal tepkiler veriyor ve hayatlarını bu duygunun
içindeyken analiz et ne oluyor bu duygu da geçmişin bir kaydı olduğuna göre
stres hormonları sizi Dış dünyanın iç dünyadan daha gerçek olduğuna
inandırıyor ve beynin bütün dengesini bozuyor yani stres altında olduğunuzda
nesnelere odaklanırsanız odanıza daraltıp şeylere insanlara dış çevrenize
yönetirsiniz Çünkü tehlike oradadır ve deniz için kaygılanır sınız Çünkü stres
altındayken hayatta kalmak için ve Denizi korumak zorunda olduğumuza
inanırsınız zaman konusunda da kaygılanır sınız yani stres hormonları
ile yaşamak üç şeye odaklanmamız A neden olur çevre bedenimiz ve zaman bir anda materyalist oluruz ve gerçekliği mizi duyularımızla tanımlarız O halde Odamızı daraltıp nesnelere yöneltir sake Dış dünyanın iç dünyadan daha gerçek
olduğuna inanırsak ve geçmişimize dayanıp gel ve tahmin etmeye çalışırsak
başımız dertte demektir Çünkü beyin dengesini kaybeder beyin bütün bu
zararlı kimyasalları almaya başlayınca birden aşırı uyarılmış bir duruma geçer
ve aşırı uyarılma durumu da çoğu insan için Tıpkı otobanda birinci viteste bir
spor araba sürmeye benzer yani o anda genişletilmiş bir zaman diliminde
bulunurlar O halde odanız nesnelere olaylara ve insanlara yöneldiğinde
tehlike var demektir ve bu durumda beyninizde aşırı uyarılmış bir hale
geçince kendini önünüzde olan gördüğünüz
zodak landınız dış ortamın Gerçek dünya olduğuna şartlandırıcı köşe başında bir
canavar bekliyorsa neden dikkatinizi dış
çevreden uzaklaştırırsınız ki ki orada
Bir tehlike varsa neden kalbinizi açıp
güvenirsiniz kaçmanız dönüşmez ya da sağ
bu yalnız gerekirken Neden bir şey
öğrenirsiniz Batı dünyasında insanların
yüzde yetmiş içinden fazlası
zamanlarının büyük kısmını süresi içinde
geçirirler farklı nöron ağlarının
beynimizde bölümlere ayrılmasına neden
olan da bu stres sürecinin uzun
sürmesidir bölünmeye başlarlar ve
Beynimiz tutarsız çalışmaya başlarsa
yani beynin dengesi bozulursa
Beynimiz tutarsız sa bizde tutarsızdır
Beynimiz düzgün çalışmazsa Biz de düzgün
çalışmalıyız aynı zamanda Kalbimizdeki
Onun da kendine ait küçük bir beyni var
Kendine ait küçük bir zekası var o da
tutarsız çalışmaya başlar ve bu durumun
etkisiyle de vücuda son derece düzensiz
sinyaller gönderir ve işte meditasyon
sırasında
dış çevreyle bağlantınızı kesince kendi
bedeninizin ötesine geçince doğrusal
zamanın dışına çıkınca içti mı dışardaki
dünyamızdan daha gerçek oluyor bir isim
olduğunuzu unuttuğunuz an cinsiyetinizi
gardrobunuzu Sosyal Güvenlik numaranızı
Mesleğinizi evli ya da bekar olduğunuzu
vejeteryan olduğunuzu Kısacası kim
olduğunuzu unuttuğunuz an kimliğinizi
bedeninizi sahip olduklarınızı
yaşadığınız oturduğunuz yeri ve zamanı
unuttuğunuz an İşte o an birden sanki
egonuz kişiliğiniz gitmiş gibi olursunuz
ve bu olduğunda bir anda beyninizin daha
önce bölünmüş olan farklı bölmeleri bi
eş zamanlı çalışmaya başlar Biz bunu
defalarca ölçüm dedik beyinde eş zamanlı
çalışan şeyler birbirlerine bağlanır
Böylece nöron gruplarının bulunduğu
farklı bölmeler o komşularıyla birlikte
uyum ve tutarlılık içinde organize
olmaya başlar kendinizi daha bütün
lenmiş ve daha kendiniz gibi
hissedersiniz bu ay ne oluyor Bizzat
gördük
hayatta kalma merkezlerinde biriken
bütün enerji artık Kalbe doğru hareket
eder Ve kişi tam o anda sevmeye başlar
daha kuvvetli bir şeyle bağlantı
kurduğunu hisseder stres hormonları ile
yaşayıp gerçek lerimizi materyalistler
gibi duyularımızla belirler sake
olasılıktan ayrılıp uzaklaşırız Her
Şeyden Uzak hissederiz gerçekliği mizi
duyularımızla tanımadığımız bir âlemde
Yaşar göremediğimiz koklayamadım ımız
tanımadığımız şeyleri yok sayarız Bu da
hormonlar yüzünden Oysa enerji Kalbe
doğru gittiğinde derin manyetik bir alan
oluşturmaya başlar stres hormonları ile
yaşarken bedeninizi bu Hayati alandan
uzaklaştırırsınız ve bu kimyasallar
doldurursunuz bedeninizin etrafındaki bu
alanda daralır bunu da ölçtük artık daha
çok madde daha az enerji daha çok
parçacık daha az Ne oluyorsunuz burada
sorun şu maddeye dönüşen İnsanlar
hayatlarındaki bir şeyi değiştirmek
istediklerinde bu hedefe ulaşmaları uzun
bir zaman alıyor Çünkü
istedikleri olana kadar bedenlerini
oradan oraya sürüklemek zorunda
kalıyorlar var Hemen sonuç almak için
zorluyorlar sonucu tahmin etmeye kontrol
etmeye çalışıyorlar Çünkü içgüdüsel
olarak onlar madde içinde bir etki
yaratmaya çalışıyor enerji bu merkeze
doğru hareket ettiğinde ve çevrenizdeki
alanda genişlemeye başladığında artık bu
alandan ayrı değilsiniz dir alana
katkıda bulunuyorsunuz dur kalp tutarlı
çalışmaya ritmik atmaya düzene girmeye
başladığında Tıpkı suya bir çakıl taşı
atmışsınız gibi olur bir anda dalga
oluşur ve bu durumda kalmayı
sürdürebilirsiniz bir çakıl taşı daha
bir taş daha atarsınız böyle gider ve
dalgalarda çoğalmaya başlar artık bu
dünya gönderiyorsunuz dur
bunu çok derinden duyum sayabilirsiniz
daha da çok hissedersiniz attığınız
taşlar daha büyük olur onlarda daha
büyük dalgalar yayar bütün enerjiler
frekanstır ve bütün frekanslar bilgi
taşır ve bir niyetiniz varsa ne olursa
çok istediğiniz bir şey
yükseltilmiş Duygu olan o enerji
dalgasıyla taşınır Böylece o alana yeni
bir işaret yayınlamış olursunuz ve o
alana yayınladığınız şey Her neyse sizin
Kaderle olan deneyiminiz dir bilinciniz
Bu enerjinin içinde ne kadar kalırsa
geleceğinizi de o kadar kendinize
çekersiniz Böylece size yaklaşan zaman
ve mekan mefhumunu kırarsınız Çünkü
maddenin ötesinde bir yerden yaratım
yapıyorsunuz artık daha çok enerji siniz
beyniniz ve kalbiniz tutarlı çalışmaya
başladığında ve kalbiniz daha düzenli ve
uyumlu attığında
beyninize derin bir sinyal gönderir daha
az analiz eder daha çok güveniriz
sabırsızlanmak az sonucu zorlamaz
kontrol etmeye kalkma yız sonuca
güveniriz Çünkü kudretli bir şeyle
bağlantıda hissederiz İşte bu varoluş
durumunu öğretilebilir
Sürdürülebilir ve bir beceri haline
getirilebilir Siz her gün bu duruma
uyumlu alırsanız ve Kendinizi bu dünyaya
sokmadan hemen önce beyninizde
bedeninizi doğru şekilde çalıştırırsanız
Biz hayatınızdaki insanlara ve şartlara
daha az tepki gösterirsiniz eski
alışkanlıklarınızı ve duygusal
tepkilerin iz sizi daha az yönetebilir
aynı tahmin edilir gerçeği ya da tanıdık
geçmişi artık daha az düşünürsünüz Çünkü
şu anda yaşayacaksınız işte Oğuz Zarafet
durumu
bahsettiğim mucizevi Ve Sıradışı şeyin
yaşandığı zamandır dünyanın dört bir bu
meditasyonlar sırasında
insanların beyinlerini ve kalplerini
ölçümle dik
görebileceğiniz en büyüleyici şeylerden
biri buradan bir monitöre bakıyoruz bu o
an meditasyon sırasında bir kişinin
beynine ne bu konuda da gayet iyidir
neler olacağını tahmin edebiliyoruz
alandan gelen o küçük
indirmeleri görüyoruz bum bum sonra
izlemeye başlıyoruz müthiş şeyler
olacağını biliyoruz Bu arada beynin üç
boyutlu görüntüsü ne bakarsak bir anda
beynin ön kısmının arka kısımda
konuştuğunu sağ tarafında sol tarafı ile
konuştuğunu beynin farklı bölümlerinin
senkronize çalışmaya başladığını
görüyoruz ve bu kişinin bütün lenmiş
beyin durumuna geçmeye hazır olduğunu
fark ediyoruz
kutupların birleşmesi sevgidir iki yarım
küre bir olmaya başlıyor Bu toplaşma
ikilik iki yarım küre bu birleşiyor bu
sevgidir Bu da enerjinin birliğin
bütünlüğün merkezine iniş yaptığı andır
beyin düzene giriyor kalp düzene giriyor
ve bu olduğunda kalkıp O kişilere
bakıyoruz yakından bakıyoruz
Sevinç gözyaşları yüzlerinden akıyor
Çünkü daha güçlü bir şeyle bağlantıya
geçtiler ve o bize hayat veren akıldır
kalbimizi arttıran yediğimizi sindir ten
otonom sinir sistemimizi çalıştıran o
dünyanın en büyük şifacısı dır tek
yapmamız gereken onun yolundan çekilmek
Deniz yoldan çekilince
operatör işkenceci vücuda bu sınırlanmış
durumda kalmasını söyleyen o kişilik var
ya siz hiç kimse hiçbir şey hiçbir yerde
hiçbir zaman da olduğunuzda İşte o
gidiyor ve ardından otonom sinir sistemi
düzensiz yerleri düzenliyor yapabildiği
şey layıkıyla yapıyor ve homeos bu
dengeyi sağlıyor kimya-yı değiştirmeye
genleri değiştirmeye nörolojik kalıpları
değiştirmeye başlıyor vücuttaki enerji
hareket ettiriyor ve insanlar hep aynı
şeyi söylüyor Ben şifa için bir şey
yapmadım içimde bir güç vardı şifalanma
ya o yaptı Ben sadece onun yolundan
çekilir Bence biz bunu ancak
konuşabiliriz anlamak için bu deneyimi
yaşamanız gerekir Fakat son birkaç
yıldır asıl tutkuyla eğildiğim şey
arınma konusu oldu yani şöyle diyim
birini görüyorsunuz ve bu kişinin ince
ciddi bir hastalığı var bir anda ayağa
kalkıp 550 kişinin önüne çıkıyor ve
hikayesini anlatıyor duygularını ve
enerjisini sürekli yanlış yönettiğini ve
bu şekilde yaparak kendisini nasıl hasta
ettiğini
sonra bu olanların
bilincine vardığını ve Savaşı kazanması
12 yıl vakit aldığını ve her gün hiç
atlamadan Her gün başka birine
dönüşmeden o meditasyondan kalkmadığını
söylüyor burada büyüklükten söz ediyoruz
Çünkü bu artık Felsefi bir teori
olmaktan çıktı bu insan her gün kendini
arındırılmış ve kendi kendinin genetik
mühendisi olmuş ve yükseltilmiş bir
duruma geçmiş onun gibi insanlar farklı
bir şey yaptıklarını idrak ediyor eski
Bağları çözüp yeni sinir ağları seçerek
yeni genlere sinyal gönderiyor
yaptıklarına anlam veriyorlar iyice
anlıyorlar insanlar nedenini ve nasılını
anlasa işleri kolaylaşır Yani birini
görürseniz ve bu insan 500 kişinin
huzuruna çıkıp yolculuğunu anlatırsa bu
birinin tenis topuna Serena Williams
gibi vurmasını izlemekten farksızdır
izleme bu devam ederseniz topa daha iyi
vurursunuz ve bizim etkinliklerimizde
insanlar kalkıp kalabalığa kendi
hikâyelerini anlatıyor ve bu da
insanlara kendilerinin de aynı şeyi
yapmalarının mümkün olduğunu gösteriyor
ve tıpkı bir enfeksiyonun toplum içinde
bir hastalık yaratması gibi sağlığında o
derece bulaşıcı olabileceğine inanıyorum
İnsanlar bir kez bir araya gelsin


Blogger tarafından desteklenmektedir.